GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:97
Tarih:02.07.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri ve ekranları başında bizi izleyen aziz milletimiz; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bazı istihbarat örgütlerinin yaptığına inandığım ve amacı da ülkemizin huzur iklimini bozmak, kaos ve kargaşa çıkarmak olduğunu düşündüğüm olayların milletimizin ve devletimizin sağduyusu ve sükûnetiyle neticeleneceğine inanıyorum. Güneyimizde kurulmak istenen teröristana karşı Türkiye'nin yürütmüş olduğu diplomatik ve askerî süreci baltalayan, al bayrağımıza karşı yapılan alçak saldırıları telin ediyor, bayrağımıza yönelik her türlü çirkin girişime karşı devletimizin gereğini mutlaka yaptığına ve yapacağına olan inancımın tam olduğunu iletiyorum. Bu süreçte milletimizin sağduyusuna güveniyor, milletimizi bu oyunlara çanak tutan iş birlikçilere karşı temkinli olmaya ve onları kışkırtmak isteyenlere karşı sağduyulu olmaya davet ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi, Genel Kurulumuza daha önce birçok defa verdiği ve benzerini sunmuş olduğu önerisini tekrarlamıştır. Bu öneriyle, AK PARTİ'nin faili meçhullere karşı dikkatli olmadığı ve bunlara âdeta göz yumduğu ima edilmektedir. Ancak bu öneriyi veren Grup Başkan Vekili arkadaşlar, 1948 yılındaki Sabahattin Ali cinayetinin, 1993 yılındaki Sivas olaylarının faili meçhul kaldığını söylemektedir. AK PARTİ, 14 Ağustos 2001 tarihinde kuruldu ve 3 Kasım 2002 tarihinde de iktidara geldi. 1948 yılında Sabahattin Ali cinayeti işlendiği tarihte Cumhurbaşkanı, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü; Başbakan, 16'ncı Hükûmetin Başbakanı Hasan Saka idi. Dolayısıyla her iki cinayette de görevde bulunan parti, Cumhuriyet Halk Partisi. Dolayısıyla kendi dönemlerindeki bu faili meçhulle ilgili araştırmayı bence kendi kendilerine sormaları, "Niye bugüne kadar bununla ilgili biz bir şey yapmadık?" diye düşünmeleri gerekir. 1993'te de Başbakan Yardımcısı, yine İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü'ydü. Dolayısıyla bu soruyu kendinize daha çok sormanızı özellikle söylüyorum.

Sivas'ta vefat eden insanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Aynı zamanda, önergenizde dikkate almadığınız, Başbağlar'da katledilen 33 kişiyle ilgili de tek kelime söylememiş olmanızı ve bu katliamla alakalı tutuklanan, gözaltına alınan insanları, oradaki sanıkları hangi CHP'li bakanın gidip de üç gün sonra saldığını da dikkatlerinize sunmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Demagoji yapma!

BAŞKAN - Sayın Özkaya, lütfen tamamlayın.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Sivas davasının başladığı süreçte ben Ankara'da genç bir avukattım, duruşmalara girmedim ama o süreci yakinen takip ettik. Bu davada 125'in üzerinde sanık yargılandı, önce bir ceza verildi, mahkeme heyeti tamamıyla değiştirildi ve daha sonra 33 idam, 40'ın üzerinde ağır ceza ve birçok ceza verildi. 2012 yılında da devam eden davalardan bir kısım sanıklarla ilgili yani 3 kişiyle ilgili dava düştü. Sanki hiç yargılama yapılmamış, Türkiye'de hiçbir soruşturma yapılmamış, bu kişilere idam cezası -sonradan ağırlaştırılmış müebbete dönen- gibi cezalar verilmemiş gibi sözlerin söylenmesi doğru değil. AK PARTİ, bu süreçte faili meçhullerle ilgili, bilhassa insanlığa karşı suçla ilgili, memurların işkence suçlarıyla ilgili 2003 yılında yapılan değişiklik, 2005 yılında yapılan değişiklik ve daha sonraki yapılan değişikliklerde bunlara ağır cezalar getirdi, zaman aşımlarını ortadan kaldırdı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Zaten Ceza Kanunu'muzun 77'nci maddesindeki insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının işlemeyeceği de kanunun açık hükmüdür.

Dolayısıyla, aynı sözleri, aynı olayları, belirli dönemlerde toplumsal barışımızı bozmak için kanatmak ve toplumda birbirine karşı kin ve garezi artırmak şeklinde yapılan davranış ve sözleri doğru bulmuyorum. Bunların karşılığı mahkemelerdir, o mahkemeler de gerekli cezaları ilgililerine vermiştir. Bir şeyi daha söylemem lazım...

BAŞKAN - Sayın Özkaya, teşekkür ediyorum.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Sayın Başkanım, bir cümle daha söylemem lazım.

BAŞKAN - Ben herkese eşit davranıyorum, bir dakika uzattım.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Tamam, o zaman şunu da söyleyeyim: Ben sabahtan beri dinliyorum, "Şu PKK'lı sağlık sorunu nedeniyle niye affedilmedi? Şu DHKP-C'li niye affedilmedi? Şu FETÖ'cü niye affedilmedi? Şu darbeci niye affedilmedi? Cumhurbaşkanı bu yetkiyi niye kullanmadı?" diyenler, aynı sebeplerden, aynı Adli Tıp sağlık raporuyla bir başka kişiye verdiğinde "Buna yapamazsınız." diyorsunuz.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Çarpıtıyor ya! Bu yüzden mi kürsüyü kullanıyorsun? Çarpıtma! Bir de hukukçu olacaksın, diplomandan utan be!

Bu, doğru değil.

BAŞKAN - Peki, Sayın Özkaya, süreniz doldu.

ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)