GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:26.06.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 126 sıra sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde konuşacağım, İYİ Parti Grubumuz adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, konu aslında epeyce konuşuldu, hepimiz biliyoruz ki kripto varlıklar hem Türkiye'de hem de bütün dünyada çok hızlı bir şekilde yayılıyor dolayısıyla bir düzenleme ihtiyacı da ortada. Dünyada ülkeler münferit olarak düzenlemeler yapmaya çalışıyor, uluslararası kuruluşlar yeknesak bir düzenleme peşinde koşuyorlar. Tabii, burada yapılması gereken şey, kripto varlıkların hem üretilmesi, alımı, satımı ve saklanmasının düzenlenmesi ihtiyacı. Zor bir alan olduğunu hepimiz biliyoruz. Yaygınlaşan bir alan, yaygınlaşma nedenleri aynı zamanda düzenleme yapılmasını da zorlaştıran nedenler oluyor. Ne demek istiyorum? Mesela, bu işte kripto varlıklar, anonim varlıklar, gizli, takibi yapılamıyor, bir merkeze bağlı değil; bu sıfatlarından, bu özelliklerinden dolayı çok hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor ama yine bu özelliklerinden dolayı düzenleme yapılması da son derece zor. Dünyadaki uygulamalara baktığımızda -uluslararası kuruluşlar yeknesak bir uygulama peşinde koşuyorlar dedik- aslında üç amaca yönelik olarak burada düzenlemelerin yapıldığını görüyoruz. Bunlardan birincisi: Kara parayla mücadele veya terörizmin finansmanıyla mücadele anlamında burada düzenlemeler yapılıyor. İkincisi: Tabii, her ülke kendi tüketicilerini korumak istiyor. Üçüncüsü ise: Birtakım çevresel olumsuz etkilerin en aza indirilmesi amacıyla bu alan düzenlenmeye çalışılıyor. "Bizdeki düzenlemenin gerekçesi nedir?" diye baktığımızda maalesef bunu çok net bir şekilde göremiyoruz aslında. Yapılan yorumlardan ve işin gerekçesinden bakıldığında, aslında, biliyorsunuz, biz Mali Eylem Görev Gücünün gri listesindeyiz, gri listeden çıkma amacının önemli bir motivasyon olduğu anlaşılıyor burada, yapılan düzenlemede. Bir de tabii ki işte, bir düzenleme yapılması ihtiyacı var, biraz da aslında düzenleme yapmış olmak için düzenleme yapılıyor.

Tabii, geç kalmış bir düzenleme, onu söyleyelim. Yani ilk kripto para yaklaşık altı buçuk yıl önce girdi Türkiye'ye, altı buçuk yıldır düzenlenmemiş bir alan, bu düzenlemenin yapılması lazımdı. Ne kadar denetlenebilir, ayrı bir hikâye ancak düzenleme eksikliğini, düzenlemede geç kalınmış olmasını da vurgulamak lazım. Mesela, belki Thodex vurgunu olmayabilirdi zamanında bu alan düzenlenmiş olsaydı.

Tabii, yapılan düzenlemelerin önceki yapılanlarla da bağlantısına ve uyumuna bakmak gerekiyor. Sadece bir örnek olsun diye söyleyeceğim, 2021 yılında bir yönetmelik çıkarıyor Merkez Bankası, bu yönetmelikte biliyorsunuz, kripto paraların, daha doğrusu, kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılması yasaklanıyor. Şimdi bu kanun teklifinde bir belirsizlik var, bu kanundan sonra kripto varlıklar ödeme aracı olarak kullanılacak mı, kullanılmayacak mı, bu belirsizliğin giderilmesi gerekiyor. Bu da dolayısıyla kanunun kalitesiyle ilgili bir sorunu ortaya koyuyor. Şimdi, kripto varlıkların -az önce söyledik- ödeme aracı olarak kullanıldığını biliyoruz, değişim aracı olarak ve yatırım aracı olarak kullanıldığını biliyoruz. Ülkeden ülkeye, geçmişe doğru baktığımızda kimi ülkeler tamamını sınırlandırmış, yasaklamış, kimisi tamamını serbest bırakmış, kimi önce yasaklamış, sonra serbest bırakmış, dolayısıyla çok hızlı bir şekilde bu alan genişliyor, gelişiyor, değişiyor. Dolayısıyla biz sürekli kanun çıkaramayacağımıza göre, aslında kanuni düzenleme yapılırken de bu gelişmeleri de içerecek şekilde kanununun biraz daha esnek tutulmasının -eleştirilere rağmen- bence faydalı olacağını düşünüyorum. Bir kısım meselelerin ikincil düzenlemelere bırakılması gerekir. Çok kısa bir süre içerisinde dahi neyle karşılaşacağımızı şu anda bilmiyoruz değerli arkadaşlar, burası maalesef öyle bir alan.

Milletimiz bu kripto para meselesini veya kripto varlıkları çok sevdi. İşte, gerekçeye bakıyorsunuz, 10 milyon insanın en az burada yatırım yaptığı... 18 milyon hesap var, işte, tek, mükerrerlikleri çıkarırsak burada 10 milyon ferdî hesap olduğu görülüyor. "Bu nedir?" diye bakıyorsunuz yani Türkiye bunun benimsenme endeksinde, küresel endekste 12'nci sırada. Yani baktığınızda, bunun herhâlde bu kadar yaygın olmasının, insanların bu işe yönelmesinin, bu kadar riskli bir alana yönelmesinin temel nedeni herhâlde yaşadığımız ekonomik zorluklar olsa gerek. Yani insanlar çalışarak bir ev, araba sahibi olmasının ne kadar zor olduğunu görüyor ve insanlar böyle riskli alanlara yöneliyorlar gibi geliyor bana. Ama diğer daha önemili bir neden, hacim açısından Türkiye 4'üncü sırada değerli arkadaşlar. Yani biz 20'nci büyük ekonomiysek aslında her şeyde 20'nci sırada olmamız belki beklenir ama burada hacim olarak 170 milyar dolar rakamı konuşuluyor. Doğru mudur, değil midir bilmiyorum ancak bu çok büyük bir rakam. 170 milyar dolarlık bir paranın Türkiye'den bu alana kaydırılmış olması Türkiye gibi finansman sıkıntısı çeken bir ülke açısından çok büyük bir rakamdır. Bunun temelinde de büyük ihtimal olan şey -yani kaynağı açıklanamayan bir gelir var ortada- insanlar bu gelirlerinin çok fazla izlenmesini istemiyorlar; belki terörizmin finansmanıyla ilgili hususlar var, kaygılar var. Dolayısıyla bu rakamın çok yüksek olduğunu ifade etmemiz gerekiyor Türkiye açısından.

Şimdi, değerli arkadaşlar, baktığımızda, kanun teklifinin aslında kabaca getirdiği şey bu kripto varlık hizmet sağlayıcılarına yönelik. Bu da aslında gri listeden çıkmaya yönelik, bize FATF'in eleştirilerinde de hep bu hizmet sağlayıcıları üzerinden bu eleştiriler yapıldığı için o yüzden söyledim yani FATF'in gri listesinden çıkmaya yönelik bir kaygıyla düzenleme yapılmış olabilir diye. Bu kısmı daha çok mesela ihracı yani bu kripto varlıkların üretilmesi konusu bu kanunun çok fazla konusuna girmiyor, sadece kripto varlık hizmet sağlayıcılarıyla ilgili hususlar daha fazla burada yer alıyor.

Şimdi, tabii, burada bir ikazı mutlak surette yapmamız gerekiyor, bunu şununla da ilişkilendireceğim: 2018 yılında Finansal İstikrar Komitesi duyuru yapıyor, vatandaşı uyarıyor, diyor ki orada: "Kripto varlıkların ülkemizde yasal bir dayanağı bulunmadığı, bu kapsamda gerçekleştirilen işlemlerin herhangi bir resmî otoritenin güvencesi altında olmadığı ifade ediliyor." E, şimdi bir yasal dayanak var, o zaman bir güvence getiriliyor mu? Hâlbuki, kanun teklifi, bir güvence getirilmediğini, bir tazminatın olmayacağını, efendim, devletin bir kefaletinin olmayacağını da ifade ediyor. Dolayısıyla yarın bu platformlar -işte bilmem ne Türk falan şeklindeki bu platformlar- "SPK onaylı, SPK güvencesiyle çalışıyoruz biz." şeklinde bir kısım algılar yaratarak bu alanda -finansal okuryazarlığımızın da son derece sınırlı olduğu düşünülürse- çok daha fazla insanı burada yatırımcı olarak çekmeye çalışabilirler. Bu konuda ikaz edilmesi gerekir çünkü bu yasal dayanağın yapılması devletin herhangi bir kefaletini de bir tazminatını da beraberinde getirmiyor fakat bunu yatırımcının bilmesi lazım. Bu anlamda da milletimizin yapılan duyurularla veya kamu spotlarıyla bu anlamda uyarılmasının çok ciddi bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum çünkü hakikaten bizim milletimiz ya yeniliklere açık ya da az önce ifade ettiğim gibi, işte, gelecek kaygısından dolayı böyle riskli alanlarda yatırım yapmayı seven bir milletiz. Dolayısıyla, kaynaklarımızın buralarda çarçur olmasını engellemek gerekir veya en azından finansal okuryazarlığı olmadan yani bu konuda bilinçli olmadan insanların buralara para yatırmasının önüne geçilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Şimdi, önümüzde, tabii, temel sorun, bu alan... Artık, bu, hayatın bir gerçeği, Türkiye hızlı bir şekilde bu alanda, Türk yatırımcıların da bu alanda olduğunu söyledik... Şimdi, SPK'ye birtakım görevler veriliyor fakat tabii, kamuyu da biraz bilen birisi olarak söylüyorum, SPK'nin ne teknolojik altyapısı ne uzman altyapısı bu işleri yapmaya yetecek düzeyde değerli arkadaşlar. Sermaye Piyasası Kurulu değerli bir kuruluşumuzdur bizim ama oranın da diğer kamu kurumlarında olduğu gibi kan kaybeden bir kurum olduğunu da mutlak surette göz önünde bulundurmamız lazım yani bu ücretlerle artık kamuda nitelikli personel tutma imkânımız yok. Dolayısıyla bu, tabii, topyekûn bakılması gereken bir husus, Türkiye'nin ciddi bir sıkıntısı yani nitelikli uzmanların kamuda çalışmadığı bir ortamda Sermaye Piyasası Kurulu bu denetimleri, bu düzenlemeleri veya buradaki işleri veya TÜBİTAK aynı şekilde... Yani TÜBİTAK'ta böyle bir kurumsal altyapı var mı, onu çok fazla bilemiyorum ama çok da olduğunu düşünmüyorum. Buraların çok hızlı bir şekilde geliştirilmesi lazım. Yani sadece kripto para değil, bu "blockchain" meselesi zaten bundan sonra bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'nin de çok fazla gündeminde ve bizim çalışmamız gereken bir alan olarak duruyor.

Şimdi, konunun vergisel boyutu var, tabii, burada vergiye ilişkin herhangi bir hüküm yok. Önümüzde bir vergi paketinden bahsediliyor, orada bunun olup olmayacağı hususunu da tam biliyor değiliz; vergisel düzenleme yok şu ana kadar ama bunun olabilmesi için de tabii, bir defa, hukuken tanımlanması gerekiyor. Bu tanımlama yapılırken de bu kripto varlıklar bir emtia mıdır Vergi Kanunu açısından baktığımızda, efendim, bir elektronik para mıdır, bir menkul kıymet midir; bu belirlemelerin yapılması lazım. Uzmanlarının düşüncelerine baktığımızda bunların hiçbirinin olmadığı şeklinde de birtakım yaygın kanaatler var.

Vergiye ilişkin düzenlemelerde ülkeden ülkeye farklılıkların olduğunu görüyoruz, birçok ülke hiçbir vergisel düzenleme yapmamış zaten ama mesela Birleşik Krallık'a bakıyorsunuz, burada bireylerden sermaye kazanç vergisi alınıyor, kurumlardan da kurumlar vergisi alınıyor, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, İspanya, Danimarka gelir vergisi alıyor, buradaki kazançları vergilendiriyor, İsrail buradan bir varlık vergisi alıyor, Almanya yine belli bir miktarın üzerinde olanlardan kazanç vergisi alıyor; Türkiye, Portekiz, Singapur gibi ülkelerde de vergisel herhangi bir düzenleme yok. Bu konunun iyi çalışılması lazım vergi açısından da yani tepeden tırnağa, uçan sinekten vergi alınmaya çalışılan bir ortamda buradaki kazançların da tabii Türkiye açısından da vergilendirilmesi gerekir, onu da mutlak suretle ıskalamamak gerekiyor.

Sürem azalıyor. Son konu olarak bu hizmet sağlayıcılardan alınacak yüzde 1 SPK, yüzde 1 TÜBİTAK payları meselesi var. Burada bunlar biraz eleştiriliyor ama böyle bir aktarımın yapılmasının ben çok yanlış olmayacağını düşünüyorum.

Bir de tabii, yapılan çok katı düzenlemeler var, denetim düzenlemeleri. Bu kadar katı olmaya başlangıç itibarıyla çok gerek olmadığını düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Devamla) - Ama bütün her şeye rağmen düzenlemenin Türkiye için bir ihtiyaç olduğunu ama daha iyi çalışılarak bu düzenlemenin yapılması ihtiyacının da ortada olduğunu söylemek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)