GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:26.06.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin üniversitenin kurumsal özerkliğinde yaşanan tahribatla ilgili önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sevgili Serap Yazıcı Hoca bize bugün darbe rejimi ürünü olan YÖK'ün o dönemki yapısını bile mumla aratan tarihsel gelişmeleri iki dakika gibi kısa bir sürede çok güzel anlattı ve rektör seçimlerinden bugün atanmış rektörlere gelirken üniversitenin nasıl kan kaybettiğini de çok iyi değerlendirdi; oradan devam etmek istiyorum, o kısmını tekrar etmeyeceğim, süre sınırlı.

AKP'nin çeyrek yüzyıllık iktidarında bu ülkeye ve bu ülkenin toplum hayatına verdiği zarardan zaman zaman kuşkuya düşerseniz, "Acaba hata mı yapıyoruz?" derseniz, eğitim alanına bakmak yeterli. Gerçekten de okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin her kademesine çok ağır bir zarar verildi, ağır bir tahribat yaşatıldı ve bundan en büyük payı da üniversiteler aldı elbette. Bir üniversitenin yetkin, dünya ölçeğinde, nitelikli bir biçimde bir üniversite ortamı ve eğitim hayatı sağlamasının en önemli koşulu bilimsel özerklik ve akademik özgürlüktür ve AKP buna sistematik biçimde saldırdı. Bu ikisi, üniversitede eğitimin siyasi manipülasyondan korunması, akademisyenlerin bir kaygı duymadan kendi çalışma alanlarında özgürce çalışma yapabilmelerinin teminatıydı. Elbette ki üniversitenin idari ve mali örgütlenmesinin özerklik temelinde yapılandırılması da sağlanmaksızın özgür bir üniversiteden söz edilmesi mümkün değil.

Bilimsel özerklik ve akademik özgürlükler belki hiçbir zaman bizlerin hayal ettiği, tahayyül ettiği kadar iyi olmadı, ideal olmadı fakat burada, bu, AKP'nin yirmi iki yıllık iktidar döneminde olan şey, üniversite idealinin ve üniversite nosyonunun kökünden sarsılmasıydı. Artık, hani, sadece böyle bir ideal, bir hayal yerini bulmuyor diye değil; o hayal yok ediliyor, artık böyle bir inanç kalmıyor. Bunu her türlü yaptılar, bunların hangi birinden söz edeceğimi bilmiyorum ve bu konu üzerine aslında sık sık da söz alıyorum. Rektörlük seçimleri, dekanlık seçimleri iptal edildi; bölüm başkanlarının seçimleri atanmış ibiş rektörler eliyle manipüle edildi; sistematik biçimde manipüle edildi; teamüller gereği, bölüm kurullarında yer alan asistan temsilcileri, öğrenci temsilcileri bu kurullardan dışlandı, atanma, yükseltme kriterleri bir geceden diğerine ihtiyaçları çerçevesinde değiştirildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - İşte, az evvel başka bir değerli konuşmacı rektör olarak atanmak için üç yıl gerekirken Yusuf Tekin'in bunu yerine getirmeden atandığını ve bu koşulun nasıl değiştirildiğini söyledi.

Belki şu örnek de anlamlı olacaktır: En ağır darbe tasfiyeyle, bu KHK'lerle yaşatıldı bize ve Ankara Üniversitesinde bir gecede 100 kişinin atıldığı o tasfiyeden sonra Ankara Üniversitesi Rektörü kendi oğlunu Başkent Üniversitesinden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine yatay geçişle geçirebilmek için yine bir gecede kontenjanı 4'ten 8'e çıkardı. Bütün bunlar, işte bu iş birlikçi rektörler eliyle yaratılan üniversite AKP'nin o ne idiği belirsiz olan kültürel iktidar davasının sonucudur. Ama bu dava çoktan elden kaçırılmış bir davadır. Kültürel iktidar böyle sağlanamaz. İşte, görüyorsunuz, Boğaziçi direniyor, ODTÜ direniyor, festivaller direniyor, Devrim Statları direniyor; bu da size dert olsun. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)