| Konu: | Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 25.06.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, ekranları başında bizleri takip eden necip milletimiz; Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'mizin geneli hakkında konuşmak üzere AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Konuştuğumuz çoğalır, ben buna çok inananlardanım. Bugün de bahsi geçti, gençlere atıf yapan vekillerimiz oldu. O yüzden, ben bir şeyi daha çoğaltmak adına gençlerin başarılarına atıf yaparak -zaten teknoloji odaklı bir kanunu burada görüşüyoruz- gençlerin başarılarından tekrar bahsedeceğim. Sayıları bir hayli fazla, ben de bu kürsüden ziyadesiyle dile getirme imkânı buldum; bu sefer de İTÜ Vefa Havacılık Takımı Amerika'da 20 farklı ülkeden 152 takımın yarıştığı roket yarışmasında "Ivy League" üniversitesi öğrencilerini de geride bırakarak 1'inci oldular ve kürsüye Türk Bayrağı ve Filistin bayraklarıyla birlikte çıktılar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, ben buradan, Gazi Meclisimizin kürsüsünden bu gençlerin başarıları dolayısıyla onları tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Millî Teknoloji Hamlesi'yle, inşallah, bu yüzyılı Türkiye Yüzyılı kılmak için bu genç arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız.
Sayın milletvekilleri, bugün gerçekten çok güncel bir alanı tartışıyoruz ve bu güncel alan da esas itibarıyla tarihteki hukuk arayışını bize çok daha yoğun hissettiren alanlardan biri. Basit takas usulleri vaktiyle nasıl borçlar hukukunu doğurduysa, ticaret nasıl denizlere kayıp ticaret hukukunu teşekkül ettirdiyse bugün de dijitalleşmenin getirdiği hukuk arayışına şahitlik ediyoruz. Tabii ki önceki zamanlarda bir hukuk sisteminin oluşturulması yüzyıllara sâri bir arayışın neticesinde oluyordu ama dijitalleşme günümüzde o kadar hızlı ki biz artık bu hukuk kurallarını çok daha hızlı bir şekilde oluşturarak çok daha hızlı bir şekilde hayata geçirmek durumunda oluyoruz. Yani hukuk yine ekonomik faaliyetleri, insanların ekonomik faaliyetlerini takip ediyor ama bir yandan da hukuk ekonomideki güven ortamını tesis ederek aslında ekonomiyi geliştiren bir fonksiyon icra ediyor ve bu yönü itibarıyla bizim kanunumuz da hem bu ekonominin gelişmesine hem de yenilikçi bir ekosistemin oluşmasına katkı sunacak hüviyette hazırlanmış bir kanundur. Bu süreci en temelde tanımlayacak kavram nedir diye soracak olursak, dinamizmdir. Gerçekten dijitalleşmenin hayatımızın her alanına getirdiği temel kavram dinamizmdir. Bunun hukuka yansımasını da en yoğun şekilde görüyoruz. Bu alan, algoritmaların şeffaflığına dönük tartışmaları, verilerin korunumuna dair tartışmaları, devletlerin egemenlik haklarına dair tartışmaları, günün sonunda bu süreçlerde nasıl hukuk kuralları bulunacak ve insanların ihtiyaçlarına, vatandaşların devletleri nezdinde korunmasına ilişkin tedbirlerin nasıl alınacağına ilişkin soruları çok daha dinamik bir şekilde gündemimizde bulunduruyor. Dolayısıyla dijital yeniliklere uygun hukuk arayışı yoğun bir şekilde devam ediyor.
Bugün değerli konuşmacılar fikirlerini beyan ettiler. Bu kanun süreci -az evvel Sayın Genel Başkan Yardımcımızın da ifade ettiği üzere- ne erken ne geç, tam kıvamında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla çok uzun bir çalışma sürecinin neticesidir aslında.
Bu noktada, ben açıkçası Türkiye'nin öncü rolünü size kısaca hatırlatmak isterim. Malumunuz olduğu üzere, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun'umuz 2007 tarihlidir. Dolayısıyla bu yönü itibarıyla, Türkiye, öncü düzenlemeleri hayata geçiren bir ülkedir. Yine, benzer şekilde, vatandaşlarımızın sosyal ağ platformlarında kişilik haklarının korunmasına ilişkin olarak sosyal ağ sağlayıcıları nezdinde bir muhataplık ilişkisi kurguladığımız 7253 sayılı Kanun'umuz dünyada ilklerden biridir. Benzeri şekilde, vatandaşlarımızın haber alma özgürlüğünü teminen, aslında ifade özgürlüğünü de koruyan dezenformasyonla mücadele yasamız da Türkiye'nin bu dinamik süreçleri çok yakından takip ettiğinin nişanesidir.
Bugün ise dijitalleşmeyle çeşitlenen yatırım araçlarına ilişkin bir kanun teklifiyle karşınızdayız. Kripto varlıklara ilişkin hukuki düzenlemeler küresel ölçekte de yoğun bir şekilde tartışılıyor. "Peki, biz buna neden ihtiyaç duyduk?" diye soracak olursanız, kripto varlık piyasasında alım satım işlemlerini düzenlemek temel gayemiz; temel gayemiz bu olduğu kadar, ülkemizin mevzuatını uluslararası mevzuatla uyumlaştırarak, yolumuza devam ederek geliştirmek gibi gayelerimiz de mevcut.
Sürem de epey kısıtlı, detayına giremeyeceğim ama ben, bu minvalde, dünyadan ufak ufak örnekler vermek istiyorum. Bilhassa dijitalleşmeye dönük mevzuatlarda Almanya'nın çok başı çektiğini biliyoruz. 2019 yılında ulusal blok zincir strateji belgesini yayınlıyor Almanya. Akabinde yine AB'nin direktifleri ölçütünde yasal düzenlemelerini yapıyor ama bunların hiçbiri direkt olarak bir kod kanun hüviyetinde değil.
Yine, benzer şekilde "Amerika Birleşik Devletlerinde ne yapılıyor?" diye baktığımızda, Senatonun ve Kongrenin gündemlerinde ayrı ayrı kripto varlıklar bulunuyor ama yine çeşitli kararnamelerle süreci yürüttüklerini ve yine bir kod kanununa sahip olmadıklarını görüyoruz.
Avrupa Birliği nezdinde açıkçası en kapsamlı düzenlemeyle karşılaşıyoruz. Az evvel de defaaten ifade edildi, Kripto Varlık Piyasaları Tüzüğü (MICA) 2024 yılı itibarıyla, içinde bulunduğumuz yıl itibarıyla AB üyesi ülkelerin kendi millî mevzuatlarını uyumlaştırılmasını beklediğimiz bir yasal düzenleme ve bu yıl içerisinde uyumlaştırılması sürecinin tamamlanması bekleniyor. Dolayısıyla bizler her zaman olduğu gibi bu düzenlemede de dünyayla eş zamanlı bir şekilde hareket ediyoruz.
Bizler kripto varlıklara ilişkin ilk düzenlemeye aslında 2021 yılındaki bir yönetmelikte, kendi ulusal mevzuatımızda, millî mevzuatımızda rastlıyoruz ve bu yönetmelikte, ödemelerde kripto varlıkların kullanılmasına dair yönetmelikte kripto varlığın ilk kez tanımını gerçekleştiriyoruz. Bizler az evvel ifade ettiğim ulusal, uluslararası mevzuatı da inceleyerek, daha önceki çalışmalarımızı da inceleyerek kanun teklifimizi hazırladık. 19 maddeden oluşuyor kanun teklifimiz. Detaylı tanımlara yer veriyoruz, bunların detayına burada girmeyeceğim. Bu tanımlar çerçevesinde "mensup" kavramı tartışılmıştı, o esnada komisyonda da bu kavram tartışıldı. Dedim ya dinamik bir süreç, yeni tanımlamalar getirmemiz gerekiyor. Bu noktada yan mevzuatlardan da istifade ediyoruz. BDDK mevzuatında karşılık bulan bir kavram "mensup" kavramı ki orada da ayrıca bir tanım kesbetmiyor. Yine benzer şekilde, mesela Türk Ticaret Kanunu'nda yönetim kurulu üyeleri yanında "yöneticiler" kavramı var. Bir tanım gerektirmeksizin, kanun içinde yer alan kavramlar bunlar. Bizler de SPK'nin düzenleyici ve denetleyici rolü itibarıyla kripto varlıkları SPK Kanunu içerisinde düzenliyoruz. Dolayısıyla "Neden SPK Kanunu?" diyecek olursak, burada temel yetkinin Sermaye Piyasası Kurulunda (SPK) olması dolayısıyla kanun teklifimiz bu kanunda düzenleme yapılmasına ilişkin.
Kripto varlık hizmeti sağlayıcılarının faaliyetlere başlaması SPK iznine tabi tutuluyor. Yine TÜBİTAK'ın teknik desteği alınıyor. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının ortak ve yöneticilerinde aranacak şartlar var. Az evvel muhalefetten bir vekilimiz de ifade ettiler "Burada böyle şartlar olmalı." denildi, bu şartlar zaten kanunumuzda var. Müflis olmama, konkordato ilan etmiş olmama, ortaklık yapısının şeffaf ve açık olması, gerekli mali güç ve işin gerektirdiği dürüstlük ve itibara sahip olunması bunlardan birkaçı. Bunların her biri zaten tahdiden çok teferruatlı bir şekilde kanun içerisinde düzenlenmiş vaziyette.
Yine bu alan yüksek riskli bir alan. Kripto varlıklar Sermaye Piyasası aracı tanımı dışında tutulduğundan kamunun güvencesi altında olduğu anlamına gelmiyor bu, SPK Kanunu içerisinde düzenleniyor oluşu. Bunun da önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum, bunu ayrıca belirtmek istedim.
Yine benzeri şekilde, Anayasa'daki karşılığında ilişkin tartışmalar oldu kanun teklifimizin. İzinsiz faaliyetlere ilişkin olarak SPK'ye biz erişimin engellenmesi ve/veya çıkarılması, içeriğin çıkarılması yetkisi tanıyoruz bu kanun çerçevesinde. Anayasa Mahkemesinin ilgili kararları incelendiğinde şunu görüyoruz: Verinin geniş kitlelere aracısız olarak hızlı bir şekilde aktarıldığı internet ortamında aldatıcı içeriklerin bir şekilde ayıklanması için zorunlu toplumsal bir ihtiyacı karşıladığını söylüyor Anayasa Mahkemesi. Dolayısıyla bu tedbirin de ölçülülük ve gereklilik ilkelerini aslında destekler mahiyette olduğunu burada ifade etmem lazım çünkü az evvel ifade edildi, 10 milyon kişi bu piyasanın içerisinde, ölçülülük ve gereklilik kriterini de ilkesini de bu durum sağlıyor.
TÜBİTAK'a bu faaliyetlerin yüzde 1'inden ayrıca bir gelir tanımlanıyor, ben bunu da fevkalade kıymetli buluyorum. Böylelikle TÜBİTAK'ın bilimsel araştırmaları için de ayrıca bir kaynak oluşturmuş oluyoruz. Bizler bu kanun teklifiyle aslında, az evvel Sayın Genel Başkan Yardımcımızın da yine ifade ettiği gibi, bir girizgâh yapıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Son bir dakika... Toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Bu bir ilk adım ve biz bugüne kadar dijitalleşmenin her alanında, gerek üretim gerek yasal düzenlemeler hususunda öncü olduğumuz gibi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, vatandaşımızın hakkını, hukukunu, menfaatini dijital platformlarda da korumak adına ilgili yasal düzenlemelerin takipçisi olmayı sürdüreceğiz.
Risk düzeyi yüksek bu alanı düzenleyen kanun teklifimize duyulan ihtiyaç hepinizin malumu. Dolayısıyla kanun düzenlememizin oy birliğiyle kabul edilmesine ilişkin temennimi burada ifade ediyorum; kanun teklifimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu vesileyle geçmiş bayramınızı tebrik ederken Mardin ve Diyarbakır'daki yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum ve ayrıca, Filistin'de soykırıma direnen Filistinlileri buradan saygı ve hürmetlerimle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)