GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:25.06.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün çok geç kalınmış bir yasa teklifini görüşüyoruz, aslında kurucu mevzuat görüşüyoruz. Eskilerin deyimiyle "bade harabül Basra"; atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra bir yasa gündeme geldi. Burada yasa "SPK'de düzenleme" dese de net olarak "SPK'ye yetki devri yasası" olarak değiştirilmeli.

Tabii, ülkemizin son yıllardaki önemli tartışma konusu olan, sicili bozuk kurumlardan biri SPK. Geçen dönemki bir ailenin yaşadığı hadiseleri de önceki durumları da hepimiz biliyoruz. Bu kadar tartışmanın odağında olan bir kuruma bu kadar çok yetkinin verilmesi asla kabul edilemez.

Yasa teklifi içerisinde erişim engeli, denetim, yönetmelik çıkarma, usul belirleme gibi her türlü alanda sınırsız yetki verilmiş; deyim yerindeyse kurda kuzu teslim edilmiş. Zaten SPK'nin kendisi problemli bir kurumken bugün bu alandaki yetkinin de tamamen devri asla doğru değildir.

Değerli milletvekilleri, burada esas tartışılması gereken hadise, halka arz edilen şirketler. Faizler çok yüksek, işletmeler kredi bulamıyor, bunun için de ucuz kredi alternatifi olarak hak etmediği hâlde şirketlerin büyük çoğunluğu sahte sanal rakamlarla, sahte ambalajlı yüzlerle halka arz ediliyor; hak ettiği hâlde birçok firma da halka arz edilemiyor, gündeminizde bu yok. "SPK'ye yetki verelim..." Ben şunu söyleyeyim: Sayın Cumhurbaşkanımız, herhâlde bu yasa teklifini görmemiş, herhâlde danışmanlar görmemiş; inanın ki görseydi size kızardı "Neden benim yetkimi, Meclisin yetkisini SPK'ye verdiniz?" diye. Âdeta kanun koyucu şekilde bütün yetkiler SPK'ye devredilmiş durumda.

Evet, büyük mağduriyetler yaşandı; Türkiye'de 10 milyon kripto kullanıcısından söz ediliyor, daha yakın bir zamanda 391 bin kişinin mağdur edildiği hadiseyi birlikte yaşadık ki on beş yıldır bu kullanım var. 2018 yılında Finansal İstikrar Komitesi rapor yayınladı "Derhâl tedbir alın." diye; bu kadar zamandan sonra, bu kadar insan mağdur olduktan sonra bu yasa çıkarılıyor daracık bir çerçeveyle. Burada ne yapıldığını anlamak mümkün değil. Burada esasen yasa teklifi içerisinde sadece üst oyuncuları kurtarmaya yönelik düzenlemeler var ama gariban, birikimini harcamış öğrenci, memur, öğretmen, esnaf, dar gelirli kitlelerin mağduriyetini önlemeye yönelik hiçbir madde yok. Burada, esasen, bugüne kadar bu yasa geciktirildiği için bu kurumların başında olan insanların görevi ihmal suçundan yargılanması belki de gerekebilir ileride.

Değerli milletvekilleri, onun için bu yasada çok geç kalınmış, bununla beraber bütün yetkiler şaibeli olduğu düşünülen bir kuruma devredilmiş. Ve burada dikkat çekmek istediğim başka bir husus şu: Plan ve Bütçe Komisyonunda yasa teklifi görüşülüyor, Genel Kurula iniyor. Ya, ilk defa kurucu yasa var, böyle bir yasa alt komisyonlarda görüşülür, uzmanların fikri alınır; BDDK'nin, MASAK'ın, TÜBİTAK'ın, Merkez Bankasının, Hazine Bakanlığının hiçbiri yok; ne kurumlar var ne uzmanlar var ne komisyonlar var, hiçbiri yok. Muhtemelen imza sahipleri de yasa teklifini takip etmiyorlar çünkü alelacele bir dosya hazırlanmış, koridorda geçerken ilk bulunan milletvekiline imzalatılmış, Genel Kurula gönderilmiş. Ya, Allah aşkına ne aceleniz vardı? Böyle bir yasa çıkarılıyor, enine boyuna biraz daha tartışılıp boşlukları giderilecek şekilde yasa çıkarılsaydı; bu yok.

Değerli milletvekilleri, burada şunu görüyoruz ki Hükûmet gözüne öyle bir gözlük takmış ki her yere yalnızca kaynak, para gözüyle bakıyor. Burada da "Acaba bu sinekten yağ çıkarabilir miyim? Acaba üç kuruş daha bir yerden bir şey bulabilir miyim?" diye böyle bir yasa teklifi getiriliyor ve yasa teklifi içerisinde büyük yatırımcılar söz konusu olduğu için de vergi gündeme alınmıyor, yurt dışına kaçan gelirler bir şekilde gündeme getirilmiyor. Ve şunu üzülerek görüyoruz ki... Bakın, burada Maden Yasası çıkarıldı maden patronları rahat iş görsün diye; turizm yasası çıkarıldı turizm patronları ucuz işçilikle, daha ucuz maliyetle üretim sağlayabilsin diye; şimdi harç pulunu artıracaksınız "Turizm alanına kısıtlama getirelim, insanlar dışarı gidemesin." diye. Hatta daha geçen hafta Dışişleri yasası görüştük, burada zannetti ki insanlar "Dışişleri personeli vesaire..." Hayır; Dışişleri Bakanlığıyla ilgili kurulacak kurum hazine bonosu alır mı, tahvil satar mı, bilmem nerede şirket kurar mı, kiralar mı; Dışişleri yasası bile tamamen paraya endeksli, dövize endeksli ve "Nereden çarparız?"a endeksli; "Milleti, dar gelirli insanları nasıl daha fazla sıkboğaz ederiz?"e endeksli yasa.

Değerli milletvekilleri, burada üzüleceğimiz çok önemli bir husus da şu: On beş seneden beri bu husus gündemde, yüz binlerce insanımız mağdur, dar gelirli insanımız milyarlarca lira dolandırıldı, televizyonlara çıktılar, intihar edenler oldu, eylemler oldu; hiçbirini duymadınız, hiçbirine ilgi göstermediniz ama ne zaman ki küresel bir şebeke devreye girdi, bu yasa teklifi gündeme geldi. Ne tesadüf ki önce Amerika Parlamentosunda, sonra Avrupa parlamentolarında, sonra da eş zamanlı olarak Parlamentomuzda da bu yasa görüşülüyor. Bu yasa niçin görüşülüyor? Küresel birtakım odakların talebi olduğu için.

Benim burada bir önerim var değerli milletvekilleri: Yasa teklifinin içerisinde hızlı geçeceğiz, belki çok fazla tartışamayacağız ama mesela, bir hukukçunun görüşünün alınması gibi bir durum söz konusu değil. SPK kanun yerine her şeyi alır, her şeyi bilir, her şeyi denetler, her şeyi uydurur. Belli ki bu yasayı SPK'nin uzmanları hazırlamış, size göndermiş; bakmadan, olduğu gibi imzalayıp getirmişsiniz. Ya, bari hiç olmazsa Komisyonda görüşürken birazına müdahale edilseydi de şu SPK yetkilileri biraz daha denetlenebilseydi, bu kadar ucu açık yetki hiçbir şekilde verilmeseydi.

AK PARTİ'li arkadaşlar, siz hâlen iktidar olduğunuzun farkında değilsiniz. Bir taraftan bürokratik oligarşiden bahsediyorsunuz, ondan sonra da şu Meclise getirdiğiniz yasa teklifi, bütün yetkileri bürokrasinin eline teslim ediyor. Onun için de burada halk yok, dar gelirli insan yok. TÜİK diyor ki: "Enflasyon düştü, işsizlik azaldı." ama çarşının pazarın hâlini görüyorsunuz. Kurban Bayramı oldu, Kurban Bayramı'nda milyonlarca insanımız kurban kesemedi; ucuz diye 3 bin liralar, 4 bin liralar verip dünyanın başka ülkelerine gönderdi. Emekli insan Ankara'dan dolmuşa binip Kırıkkale'ye yakınına gidemedi, emekli insan torunuyla göz göze gelmemek için bayram günü evinden kaçtı. 3 bin lira ikramiye verdiniz, pazara giden teyzelerimiz ellerinde fileleri boş dönüyor, yanındaki çocuğun gözünü kapatıyor ki şunları görüp de bir şey istemesin diye. Üniversite mezunu gencimiz işsiz, işsiz; hiç kimsenin iş bulma umudu yok ve "tasarruf tedbirleri" deyip her taraftan kısıyorsunuz ama kıstığınız sadece dar gelirli vatandaş. Bir taraftan "Arabaları satacağız." diyorsunuz, sonra bakıyoruz ki 100 tane arabaya bedel bir araba Sayın Bakana alınıyor. "Bina kiralamayacağız, almayacağız, satmayacağız." diyorsunuz, bir bakıyorsunuz ki dev dev binalar kiralanıyor. Onun için, sözde samimiyet önce insanın kendisinden başlar. İktidar tasarruf sözünde samimiyse önce tasarrufa kendisinin başlaması gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Hele de burada gördüğümüz gibi bir iş yapıyorum görüntüsüyle alelacele bir yasa çıkararak içerikleri okumadan sadece SPK'nin ve ilgili kurumların elini rahatlatacak ve "Biz yaptık, bitti." diyerek bir iş yapılamaz. Belli ki çok değil belki seneye, belki iki sene sonra tekrar diyeceksiniz ki: "Bu yasa kadük kaldı, eksik oldu, yanlış oldu, tekrar düzeltelim." Ya, Allah için tek bir defa düzgün bir iş yapın da "Hay Allah sizden razı olsun, elinize sağlık, ilk defa düzgün bir iş yaptınız!" diyelim. İnanın, bunu söylemeyi çok istiyorum ama şimdiye kadar, bir yıldan beri bana bu fırsatı vermediniz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)