GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:93
Tarih:11.06.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA HASAN EKİCİ (Konya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, malumunuz, önümüzdeki hafta mübarek Kurban Bayramı'nı idrak edeceğiz. Kurban Bayramı öncesinde Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ve parti teşkilat mensuplarımızla birlikte geçen hafta Ankara'nın Elmadağ ilçesindeki besi çiftliklerini ve et üretim zincirinin son halkası olan kasapları ziyaret ettik. Et ve süt üretim ve dağıtım süreçlerini yerinde gözlemleyerek incelemelerde bulunduk. Maalesef bir kez daha gördük ki hayvancılığımızın hâli içler acısı, hem üretici isyanda hem de tüketici. Besiciyi de süt üreticisini de emekliyi, çalışanı, vatandaşı da isyan ettiren iklimin son yılların kötü ekonomi politikaları olduğunu hepimiz bilmekteyiz.

Kurban Bayramı da yaklaşırken ortalığı yangın yerine çeviren şartlar, maalesef, tüm sözde müdahalelere, çözüm gibi sunulan yanlış ithalat politikalarına rağmen içler acısı. Genel tablo şu: Enflasyonist ortamda mazot, yem gibi üretim girdilerinin fiyatları hızla yükselmiş durumda. Soğuk süt fiyat artışları üretim maliyet artışlarının gerisinde kaldı. Et fiyatlarının istikrarsızlığı ve yanlış et ithalatı politikaları bu sorunların üzerine tuz biber ekti. Kesime gönderilen inek sayısı maalesef hızla arttı. "Hayvanımın yarısını kesime gönderiyorum ki diğer yarısını kurtarabileyim." diyen besici isyanda. Et ve süt sektörünün istikrarsızlığı ve sürdürülebilirliğinin kalmaması nedeniyle hayvancılığı terk eden çiftçi sayısı hızla artmakta. Üretimden nihai tüketime kadar et ve süt piyasasındaki eksik rekabet şartları ve devletin piyasayı düzenleme ve denetlemesindeki yetersizliğinden vatandaşların ucuz ete ve süte ulaşması gittikçe imkânsızlaşmakta. Et ve süt işletmelerinin gelir gider, finansman dengelerinin bozulması nedeniyle borçlanma ihtiyaçları hızla artmakta; buna karşın kredi faizleri de hem yükselmekte hem de vade süreleri kısalmakta.

Değerli milletvekilleri, Kurban Bayramı'na sayılı günler kaldı. 55-60 kilogram bir büyükbaş hissesi geçen yıl 16-20 bin liraya satılırken bu yıl bu fiyat 32 ila 40 bin liraya yükseldi. Bir dananın fiyatı ise 50-120 bin lira bandından 100 ila 240 bin lira bandına fırladı. Yetiştirici de tüketici de herkes isyanda; yetiştiriciler yem, nakliye ve kira giderlerinden bezmiş hâlde. İstanbul'da geçen yıl 30-40 bin lira olan pazar yeri kirası bu yıl 100 bin lira, yem fiyatları ise torba başına 250-300 lira bandından 500-600 liraya yükseldi. Akaryakıt zamlarıyla birlikte nakliye giderleri de yaklaşık yüzde 100 zamlandı. Düşünün ki Niğde'den İstanbul'a giden bir kamyonun maliyeti yaklaşık 75 bin lira oldu.

Geçtiğimiz günlerde Mersin'e Brezilya ve Uruguay'dan gelen 2 gemiyle toplam 43 bin baş canlı sığır ithal edilmiş. Et ve Süt Kurumu yetkililerinin açıklamalarına bakılırsa küçük üretici bundan memnun imiş, zira daha önce büyük firmalar hayvan getirip küçüklere pahalıya satıyormuş. "Biz daha uygun fiyata satıyoruz." diyorlar, böylelikle küçüklerin piyasada kalmasını ve üretime devam etmelerini sağlıyorlarmış. Özrü kabahatinden beter bir açıklama, içinde itiraf da var. Acaba kimmiş bu büyükler, neden devlet tarafından bugüne dek semirilmişler? Neden küçük üreticinin zarar etmesine göz yumulmuş? Var mı bunların cevabı? Tabii ki yok. Zaten bizim gezdiğimiz bölgelerde de üretici bunlardan muzdarip. Bir hayvan besisine, yemine, şununa bununa yapılan masrafın kafa kafaya gelmesinden, kâr edememelerinden, borçla dönmelerinden, kredi faizlerinin de artırılıp kısa vadelere çekilmesinden muzdaripler.

Et ve Süt Kurumu, yıllardır iç üretimi baltalayan yanlış ithalat politikasının amacını şöyle açıklıyor, diyor ki: "Biz yaptığımız anlaşma çerçevesinde, Güney Amerika'dan hayvanları getirmeye başladık ve piyasada et fiyatları düşmeye başladı. Tabii, fiyatlar düşünce de sıkıntı oluyor, üretici zarar ediyor. Bu nedenle, fiyatların da çok düşmesini istemiyoruz ama gerekli bağlantıları yaptık ve sözleşmeyi de iptal edemiyoruz; bir dengede götürmemiz gerekiyor."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.

HASAN EKİCİ (Devamla) - Yahu, böyle bir sarmalla sürdürülebilir bir politika üretilebilir mi? Stratejik planlar yapmadan hangi dengelerle birilerinin semirilmesini ama küçük üreticinin yok olmasını, yerli üretimin baltalanmasını engelleyebilirsiniz? Yetkililerin bahsettiği bu dengeleri sağlayanlar kim, gerçekten çok merak ediyoruz. Üstelik, kamuoyuna yaptıkları açıklamanın bir yerinde kendileri de kurbanlık et ithalatını doğru bulmadıklarını ifade ediyorlar. O doğru değil de diğeri doğru mu? Hayvan üretiminde cennetlik bir ülkeyi ne hâle getirdiniz? Üstelik, bu ithalat politikaları başladığında ekonomik kriz falan da yoktu. Otlakları azaltan, çiftçiyi, besiciyi üretime küstüren, besiciyi kredi borçlarına boğan siyasetleri üreten, hayvan sayımızı dünden daha beter eden kimler? Peki, burada o dengeleri nasıl koruyacaksınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN EKİCİ (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)