| Konu: | Hakkâri Belediyesinin önünü gösteren bir fotoğrafla konuşmasına başlamak istediğine ve bu fotoğrafın ifade ettiklerine, Hakkâri Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın bugünkü duruşmasına, Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez'i polisin tartaklamasına, iktidarın ilk sandık önlerine konulduğunda Hilvan'daki akıbeti yaşayacağına, dün Parlamentoda demokratik protesto haklarını kullandıklarına, AKP Grubunun muhalefete karşı tutumlarına ve Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş'ın dün sarf ettiği cinsiyetçi sözlerin videoya yansıdığına, bir önceki Halfeti kayyumu Şeref Albayrak'ın attığı "tweet"e ve yeni reformlar yapacağını söyleyenlerin nasıl reform yapacaklarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 05.06.2024 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir fotoğrafla başlamak istiyorum. Bu, bizim gasbedilen Hakkari Belediyesinin önü. Bu fotoğraf kimin fotoğrafı? Bence AK PARTİ iktidarının ve onun ortağının fotoğrafı. Bu fotoğrafta ne var? Halkın oylarıyla kazandığı bir belediye, o belediyeye zorla çökmüş bir iktidar, çökmesini sağlama almak için önüne koyduğu kolluk gücü. Yarın öbür gün buraya duvar da örecekler, barikat koyacaklar halk bu belediyeye girip çıkmasın diye, daha sonra buraya x-ray cihazı koyacaklar. Niye? Çünkü burası yağmalanacak bir yer olarak görülüyor. Halkın, halkın olan ve 3 defa, kayyuma rağmen her seferinde gidip "Hayır, ben seçilmiş belediye eş başkanlarımı istiyorum." dediği bir yerde böyle bir fotoğrafı açığa çıkardı AKP-MHP ittifakının kendisi.
Şimdi, bu fotoğrafın üzerinde saatlerce konuşabiliriz ama -bunu söyleyelim- bu fotoğrafı neyin fotoğraf aynı zamanda? Faşizmin fotoğrafı. Evet, faşizm tam da böyle bir şeydir. Halka yaslanmayan, halkın rızasını almayan iktidarlar zora başvururlar; askerî zora başvururlar, polis zoruna başvururlar, ellerine geçirdikleri yargı zoruna başvururlar, kolluk zoruna başvururlar. Ve bugün biz, bu ülkede açık ve net bir şekilde bunu yaşıyoruz; halkın iradesine meydan okuyan, halkın iradesini hiçe sayan ve onu yok etmek için elinden geleni ardına koymayan bir iktidar pratiğiyle karşı karşıyayız Sayın Başkan.
Çok açık ve net; zor, çıplak bir zor var karşımızda. Bu çıplak zorun her alana yansımasını görüyoruz. Bugün bu zordan bir kare daha söyleyebilirim size: Bugün pazartesiden beri gözaltında tutulan bizim Belediye Eş Başkanımız Mehmet Sıddık Akış'ın duruşması vardı. Ne oldu biliyor musunuz Sayın Başkan? Önce avukatlar adliyeye alınmadı, oraya giden milletvekili arkadaşlarımız adliyeye alınmadı, sonra kavga dövüş avukatlar içeri girdi. Düşünün, yargılamanın temel unsuru savunma içeriye alınmadı ve milletvekillerimiz kamuoyuna açık olan ve Anayasa'da net olan açık yargılamaya katılamadılar. Polis barikatlarıyla kapatıldı adliye binasının önü ama bu da yetmedi, bu da yetmedi iktidara; üç gündür, dört gündür yürüttükleri, çukur medyası eliyle ve İçişleri Bakanlığı elleriyle yürüttükleri algıyı, dezenformasyonu, yalanı, kumpası temellendirmek için on yıldır devam eden bir davadan on dokuz yıl altı ay bizim Belediye Eş Başkanımıza ceza verdiler. Niye? Tam da az önce İYİ Parti Grup Başkan Vekilinin söylediği zemini sağlamak için. E, zaten ceza verecektiniz, veriyordunuz, bekleseydiniz. Cezadan sonra kayyum atadıkları algısını oluşturmak için, bütün bu kumpası temellendirmek için böyle bir ceza verdiler ve şimdi dönüp diyecekler ki: "Bakın, ceza diyordunuz, alın size ceza." Bu kadar büyük bir kumpasla, bu kadar büyük bir harekâtla, operasyonla karşı karşıyayız. Tekrar ama şunu söyleyelim: Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Buna karşı protesto hakkını kullanan bizlere ve halkımıza neler oluyor? Faşizm dedik ya, faşizm her yerde var. Bugün bizim Şırnak Milletvekilimiz Zeki İrmez polisin tartaklamasına, darbına maruz kaldı, dün vekillerimiz saldırıya uğradı ama bakın, iktidar partisi ne diyor? "Biz 10 alanda reform yapacağız. Her reformdan da 1 puan alsak 10 puan alırız." Siz o 10 puanı nerede aldınız biliyor musunuz? Hileyle hurdayla yenilettiğiniz Hilvan seçimlerinde o 10 puanı aldınız. O 10 puan neydi biliyor musunuz? İlk seçimde ilk sandık önünüze konulduğunda, işte, Hilvan'daki akıbeti yaşayacaksınız. Hilvan'daki seçim sonuçları sizin önünüzdeki ilk seçim sonuçlarıdır. Siz 31 Marttan ders almadınız ama bekleyin, büyük dersi halkımız size ilk fırsatta verecek ve sizin bu yaptıklarınızın hesabını tabii ki soracak; bunu asla unutmayın.
Diğeri, dün biz bu Parlamentoda demokratik protesto hakkımızı kullandık. Demokrasi nedir? Ben soruyorum: AKP demokrasiden ne anlıyor? Kendileri için demokrasiyi anlıyor çünkü burada AKP Grup Başkanı Özlem Zengin ve AKP milletvekilleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kılıç.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - ...kürsüyü işgal ettiler. Burada, hangi gruptan oraya bir fiziki saldırı oldu? Onlara gelince hak, muhalefete gelince nahak; öyle mi? Burada demokrasinin olmazsa olmazı olan ve bu ülkede ki hâlâ 12 Eylül Anayasası da olsa Anayasa'da yazan demokratik protesto hakkını kullanmak nasıl bir başkasının söz hakkını kısıtlamak oluyor, ben bu soruyu soruyorum. Bu ülkede yurttaşın yurttaşlıktan çıkarılma sürecine bu Meclis hep beraber seyirci kalıyor. Bu ülkenin bir bölgesinde insanlar seçme ve seçilme hakkını kullanamıyor. Bu ülkede, sistematik bir şekilde kayyum uygulamasıyla belediyelerimiz gasbediliyor, maşallah, buna kimsenin sesi çıkmıyor -çıkmayanlar için bunu söylüyorum- ama biz burada bunu protesto edince, efendim, söz hakkının kısıtlanmasıymış. Bakın, bütün gelişmiş demokrasilere bakın, orada bile parlamentolarda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - ...kürsü işgali vardır, oralarda da milletvekilleri demokratik protesto haklarını kullanırlar. Sayın Başkan, biz, burada, bu Parlamentonun mehabetine uygun olmayan hiçbir tutum sergilemedik ama şunu söyleyelim: Siz kapattıktan sonra örgütlenip gelen, bizi linç etmeye çalışan, bizi darbeden bir AKP Grubu var. Ne anlıyorlar, muhalefete karşı tutumları ne biliyor musunuz? "Muhalefet, yok edilmesi gerekenlerdir." diye anlıyorlar "Demokrasi bizim için vardır." diyorlar; demokrasi kültürleri bu ama daha ötesini söyleyeyim: Bakın, bu resim, bizim şu dövizimiz var ya, dün yazdığımız döviz, bu dövizi yırtan vekil profili... Bir dövize tahammül edemeyecek kadar acziyet içinde olan bir gruba biz ne diyelim, biz ne diyelim? Bu, kendinize yakışan resim, herkes kendine yakışanı yapar, kendisine yakışanı yapıyor.
SÜLEYMAN ŞAHAN (Yozgat) - Ellerine sağlık, iyi yapmış.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bakın "İyi yapmış." diyor, "İyi yapmış." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sayın Başkan, sataşma da olduğu için sabrınızı rica ediyorum.
Bu kendine yakışan ama sadece bu mu Sayın Başkan? Bakın, hani burada, Meclisten, kürsü hakkından, Meclisin mehabetinden bahsediliyor. AKP Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş, videosu var, isteyen açsın, baksın; bu Mecliste bir kadına asla yakışmayacak cinsiyetçi sözler ediyor, videoda açık ve net. Benim terbiyem o sözü tekrarlamaya, burada söylemeye yetmiyor, böyle bir söz söylüyor ama sadece o değil, diğer AKP milletvekillerinin cinsiyetçi küfürleri de videolara yansımış durumda. Biz ne diyelim? Dediğim gibi, herkes kendisine yakışanı... Demokrasi, bir tahammüldür ama demokrasi nerede? İşte, zorla gasbeden bir rejimle karşı karşıyayız.
Son fotoğraf, bakın, Sayın Başkan, bu kim? Bu, Şeref Albayrak, bizim Halfeti'nin bir önceki kayyumu, kayyum olarak atanmış ama utanması yok, sıkılması yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Şimdi, "tweet" atmış ve diyor ki: "Az sabır." Kendi profil resminde ne yazıyor? Halfeti Belediye Başkanı. "Az sabır." Neye sabır, neye sabır? Kayyum atayacağız, "Az sabır." diye "tweet" atmış. Ya, hani insanda biraz terbiye, insanda biraz hukuk, insanda biraz sınır olur ama bütün sınırlar aşılmış. Şu anda ellerini ovuştura ovuştura bunun gibi, bu adam gibi salyalarını akıta akıta çok açık ve net söylüyoruz kayyum atanmasını bekleyenler var. Kayyum için gelip Ankara'da diplomasi yürütenler var Sayın Başkan. Niye? Çünkü oranın kaynaklarına çökmek istiyorlar. Çünkü o belediyeleri talan etmek istiyorlar. Çünkü bu ülkedeki Kürtleri eşit yurttaş görmüyorlar, Kürtlerin kendi kendini yönetebilmesi fikri bile onlar açısından tehlikeli bir fikir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yalan, yalan; doğru değil bunlar.
BAŞKAN - Lütfen selamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - O zaman buradan soralım, şimdi, bu kadar ağdalı laflar edip, süslü süslü demokrasi lafları edip, kalkıp yeni reformlar yapacağını söyleyenlere soruyoruz: Reformları böyle mi yapacaksınız? Kayyum atayarak mı reform yapacaksınız? Milletvekillerini darbederek mi reform yapacaksınız? Burada, en demokratik protesto hakkını kullanan grubu linç ederek, onlara cinsiyetçi küfürler yönelterek mi reform yapacaksınız? Sokakta milletvekiline gaz sıkıp, halkı, bir genci 20 polise dövdürerek mi reform yapacaksınız? Milletvekilinin adliyeye girişini engelleyerek mi reform yapacaksınız? Nasıl yapacaksınız reform? Yoksa, Kobani kumpas davası gibi, Mehmet Sıddık Akış'ın davası gibi talimatlı yargınızla ceza yağdırarak ve Kürtleri sistem dışına atarak, demokratik siyaseti tasfiye ederek mi reform yapacaksınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bu soruları herkes kendine sorsun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)