| Konu: | Zonguldak'ta maden ocağında meydana gelen kazada hayatını kaybeden Tevfik Soy'a, İsrail'in 7 Ekimden beri Filistin'de katliam yapmaya devam ettiğine, Filistin'i tanıyan ülke sayısı 147'ye ulaştığına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde dün tanıtımı yapılan "Kuşatma; Habercilerin Kaleminden Gazze Ablukası" adlı kitaba, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'ne, Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası'na ve çölleşmeyle mücadeleye ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 05.06.2024 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Gelik Müessesesine ait maden ocağında saat 12.15 sıralarında meydana gelen kazada hayatını kaybeden vatandaşımız Tevfik Soy'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve madenci camiasına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz ve maden kazalarının artık hiç yaşanmamasını diliyoruz.
Sayın Başkan, İsrail 7 Ekimden beri çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden Gazze'de, Filistin'de katliam yapmaya devam etmektedir. İsrail'in saldırılarında 15.328'i çocuk, 10.171'i kadın, 150'si gazeteci olmak üzere 36.439 kişi hayatını kaybetmiş, 82.627 kişi de yaralanmıştır.
Türkiye'nin Filistin meselesinde gösterdiği samimiyet ve duyarlılığı maalesef diğer ülkelerde göremiyoruz. Dünyaya demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda nutuk atan ABD ve AB ülkeleri Filistin'de yaşanan katliamlara sessiz kalmakta ve hatta destek vermektedir. Dünyada barış ve adaleti sağlamak adına kurulan Birleşmiş Milletler İsrail'in katliamları karşısında acziyet içindedir. Avrupa Birliği ve kuruluşlar üç maymunu oynamaktadır. 10 Mayıs 2024 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda görüşülen Filistin tasarısına 143 ülke "kabul" oyu kullanmıştır. Bugün itibarıyla Filistin'i tanıyan ülke sayısı 147'ye ulaşmıştır. Bu sayı hızla yükselmeli, kendi ülkesini, bölgemizi ve tüm dünyayı büyük bir felakete sürükleyen katil Netanyahu'ya artık "Dur!" denilmelidir. İsrail ile Filistinliler arasında bir an evvel ateşkes sağlanmalı, kalıcı barış için taraflar harekete geçmelidir. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin devleti mutlaka kurulmalıdır ve tanınmalıdır.
7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybeden basın çalışanları ve Filistinli çocuklar başta olmak üzere varlık mücadelesi veren Filistin halkına ithaf edilen "Kuşatma; Habercilerin Kaleminden Gazze Ablukası" adlı kitap Gazze zulmüne ve katliamlarına ışık tutmaktadır ve bunun dün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de tanıtımı yapıldı. Yaşayanların bizzat anlatımlarından oluşan ve tarihe tanıklık eden bu eser, Adalet Divanındaki İsrail'in soykırım davasında delil niteliğinde olmasının yanında tarihe de tanıklık etmektedir. İnsanlık tarihi ve onuru adına önemli bir belge niteliğinde olan Kuşatma'nın ortaya konulmasında emeği geçen tüm basın mensuplarını tebrik ediyorum.
Sivil ve masum insanlara yönelik saldırıları tekrar nefretle kınıyor; hayatlarını kaybeden masum insanlara, Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyoruz. Kalbimiz Kudüs, Gazze ve Filistin için atmaktadır.
Sayın Başkan, Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla 5 Haziran "Dünya Çevre Günü" olarak kabul edilmiştir. Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Çevre Günü'nde her yıl farklı konular gündeme getirilerek bu konularla ilgili etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yılki etkinliklerin teması arazi restorasyonu, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılıktır. Bu Çevre Programı raporuna göre dünya topraklarının beşte 1'inden fazlası fiziksel, kimyasal ve biyolojik niteliğini kaybederek bozulmuştur. Toprak bozulması, çölleşme ve kuraklık nedeniyle dünya genelindeki ekosistemler, doğal denge ve biyolojik çeşitlilik tehlike altındadır, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı da arazi bozulmasından etkilenmiştir. Kuraklığın ve arazi bozulmasının kontrol altına alınmaması hâlinde küresel gıda verimliliği yüzde 12 nispetinde azalacaktır. Arazi bozulması, çölleşme ve kuraklık nedeniyle tahrip olmuş topraklar restorasyonla düzelebilir. İklim değişikliği, çölleşme ve arazi bozulması gibi çevre problemleri ülkelerin refahları, kalkınmaları açısından büyük bir tehdittir. Çölleşmenin yıllık maliyetinin ülkelerin gayrisafi millî hasılasının yüzde 4 ile 8'i arasında olduğu tahmin edilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu oranın 2050 yılında yüzde 40'lara ulaşacağı öngörülüyor. Ülkemizin toprakları, iklim özellikleri ve topografya yapısı nedeniyle erozyona karşı hassas olmasının yanında, yanlış uygulamalar gibi nedenlerle çölleşme tehdidi altındadır. Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası'na göre ülkemizin yüzde 50'sinin orta, yüzde 22,5'unun yüksek düzey derecede olmak üzere toplam yüzde 73'ü çölleşme tehlikesi altındadır. Erozyon, ülkemizde çölleşme nedenlerinin başında gelmektedir. Tarım arazilerinin yüzde 39'unda, mera arazilerinin yüzde 54'ünde erozyon görülüyor. Çölleşmeyle mücadele, bugünün yaşanan sorunlarını azaltmak, geleceği kazanmaktır; gıda güvenliğini sağlamak, iklim değişikliğine karşı dirençli olmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Kuraklıktan daha az etkilenmek için çölleşmeyle mücadele edilmelidir. Bunun için arazi kullanım planlarının hazırlanması, kanunlarda yer alan orman, mera ve verimli toprakları başka amaçla kullanımını kolaylaştıran hükümlerin yürürlükten kaldırılması, erozyonla mücadele edilmesi, sürdürülebilir tarım uygulamasının yaygınlaştırılması ve tahrip edilmiş arazilerin eski hâline getirilmesi için restorasyon çalışmaları yapılması gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.