| Konu: | DEDAŞ'ın elektrik kesintilerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 05.06.2024 |
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Ekranları başında bizi izleyen halkımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Evet, DEDAŞ 2013 yılından şimdiye kadar âdeta 6 şehre, deyim yerindeyse, kayyum olarak atanmıştır; bu 6 şehrimizi -başta Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak olmak üzere- âdeta inim inim inletiyor. Suyun üzerinde bir kayyum, enerjinin üzerinde bir kayyum; bu bölge âdeta ayrımcılığa uğruyor 2013 yılından şimdiye kadar.
Urfa'da şu an hava durumu 40 derecenin üzerindedir, aynı zamanda Urfa bir tarım şehridir, birçok üründe birinci üretime sahiptir ama Urfa'nın bazı köylerine gidin, Siverek'in bazı köylerine gidin on beş saat, on altı saat, on yedi saat elektriksiz köyler vardır. Çiftçilikle uğraşan, tarımla uğraşan insanlarımızın elektriği kesiliyor, pamuk mevsimidir, domates mevsimidir, biber mevsimidir; maalesef sulama da devre dışı bırakılmıştır, enerji de devre dışı bırakılmıştır.
Bizim şehrimizin 14 vekili var, hiçbir sorun için yan yana gelmezler. 14 tane belediyesi var, biri büyükşehir, hiçbir sorunun çözümü için yan yana gelmezler. 1 mülki idare amiri var, Valisi, 13 de yanında kaymakamı var, toplam 14; bir gün yan yana gelip konuşmazlar. Niye? Artık iş siyasetten, çözümden çıkmış, aşırı bir rekabet durumu vardır. DEDAŞ, bölgemiz için âdeta bir millî güvenlik sorunudur. Bir örgüt gibi hareket ediyor, illegal bir örgüt, yasa dışı bir örgüt şeklinde hareket ediyor. Ne bir bakım var ne bir yatırım var ama elektriği kesiyor, çiftçiye "Üreteceksin, ürettiğinin üçte 2'sini getirip bana teslim edeceksin." diyor. Biz, her defasında bununla ilgili bir komisyonun kurulması, tüm paydaşların bir araya gelmesi... Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Tabii ki, elektrik faturasını ödemeyene de "Haklısın." demiyoruz, ortak paydalarda buluşulabilir yani. Halk da çiftçi de emekçi de ödeyebileceği faturayı ödesin, DEDAŞ da kendi görev ve sorumluluğunu yerine getirsin, enerji sağlasın, su meselesine çözüm bulsun; bu sorunları hep birlikte çözelim.
Maalesef her şey kayyum zihniyetiyle yürütüldüğü için şehrimizde, memleketimizde her alanda sorunlar vardır. Buna çözüm getirmesi gereken Hükûmet, çözüme öncü olması gereken Hükûmet her şeye gözlerini kapatmış.
Dedik ya "kayyum zihniyeti" arkadaşlar. Şu an bir ilin iradesi gasbedilmiştir. Çıkıp birileri söylüyor; gazeteciler, siyasetçiler "kayyum, örgüt, örgüt üyeliği, PKK, Kürdistan İşçi Partisi" 50 bin tane şey söyleniyor. Bakınız, Kepez Belediyesinde Belediye Başkanı tutuklandı. Belediyede Mesut Kocagöz, Belediye Başkanıydı, yerine Refik Emre Altekin Belediye Başkanı Vekili olarak meclisi tarafından seçildi. Peki, Hakkâri'de niye bu uygulanmıyor? Çünkü Hakkâri, Türklük sözleşmesine tabi değil. Hakkâri'dekilerin kimliği, inancı, dili farklı olduğu için orada âdeta bir sömürge anlayışı vardır. Ne yapsın, Sayın Bakan, Sayın Abdulhamit Gül, Hakkârili genç ne yapsın? Hakkârili kadın ne yapsın? Hakkârili yurttaş ne yapsın? Siz, anayasal bir hak olan "Seçme ve seçilme hakkınız yok." diyorsunuz "Siyaset yapma hakkınız yok." diyorsunuz "Belediyeyi seçemezsiniz, belediye meclisini seçemezsiniz. 3 dönem üst üste sizin iradenizi gasbederiz." diyorsunuz. Öneriniz nedir? Çıkıp konuşmalısınız, Sayın Grup Başkan Vekili anlatmalısınız, her şeyi anlatın, şeffaf bir şekilde anlatın. Beş yıldır Vekiliz, nerede ağzımızı açmışsak... 60 tane fezleke gelmiş bana; nerede, ne söylemişiz? Ne örgüt üyeliğimiz var ne terörümüz var ne teröristliğimiz; bir şeyimiz kalmamış ki yarın çocuklarımıza da bunu yapacaksınız, evlatlarımıza da bunu yapacaksınız. Mesele terör, teröristlik meselesi değil Sayın Bakan. Bu ülkenin bir Kürt meselesi vardır. Şu an sizin temsil ettiğiniz siyasal hat, yirmi yıldır iktidar. Mağduriyet üzerinden geldiniz, cumhuriyetin seksen yıldır Kürtlere dönük uyguladığı politikaların çok üstünde şiddet uyguluyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Her yönüyle şiddet uyguluyorsunuz Sayın Bakan. Hukukunuza saygı duyun, Anayasa'nıza saygı duyun. Bu çok beğenmediğimiz darbe anayasasına, Kenan Evren anayasasına rahmet okutuyorsunuz. Niye? Kürtleri artık dışlıyorsunuz. Kürtler söz söylememeli, söz kurmamalıdır... İşte, bu noktada Türkiye kamuoyuna ben sesleniyorum, Türk halkına sesleniyorum, diğer tüm inançlara sesleniyorum: Bu reva mıdır ya? Bu halka reva mıdır? Onlarca belediyeye kayyum atadınız 2016'dan şimdiye kadar. Ne yapsınlar Kürtler? Ne yapsın Hakkâri? Ne yapsın Amed? Ne yapsın Mardin? Bir şey söyleyin, onu yapalım ama bu işi çözebilirdiniz, çözmediniz. Tarihi ıskaladınız, cumhuriyeti yüzyıl ötesinden daha kötü bir noktaya getirdiniz.
Mücadeleye devam edeceğiz; bunu bilin. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)