| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Arasında Birleşmiş Milletler Kalkınma Eşgüdüm Ofisi Bölgesel Ofisinin İstanbul'da Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 30.05.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin kanayan yarası hâline gelen eğitim sistemimiz, yirmi iki yıldır iktidarda olan AK PARTİ tarafından Avrupa'yı modelledikleri söylenmiş ancak hiçbir zaman verimli hâle getirilememiştir. Göstermelik olarak yapılan değişiklikler sistemi âdeta yazboz tahtasına çevirmiştir. Son olarak kabul edilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle birlikte eğitim sistemimiz tam 18'inci kez değişikliğe uğramıştır. Bir ülkenin, bir devletin, bir milletin geleceği eğitime bağlıdır. Millî eğitim sistemi ve müfredatımız yerli arabamızı, yerli savunma sanayimizi hayata geçirmek kadar önemlidir. Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, eski müfredatların bilgiye erişimin zor olduğu dönemlerde daha fazla bilgiye erişme mantığıyla hazırlandığını ve bu nedenle de Japonya ve İngiltere gibi ülkelerden yüzde 50 ağır olması nedeniyle on iki yıllık zorunlu eğitimde tekrarlanan bilgileri yüzde 35 seyreltme yoluna gittiklerini de ifade etmiştir.
Geçtiğimiz cuma günü açıklanan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" başlıklı eğitim müfredatının cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılına yakışır çağdaş bir eğitimin gerekliliklerini ne kadar karşıladığı kapsamlı şekilde tartışılmalıdır. Ülkemiz eğitim STK'leri, öğretmenleri, öğrencileri, velileri, akademisyen ve uzmanları, eğitim, iş dünyası etkileşimiyle çok geniş bir eğitim paydaş ekosistemine sahiptir. Oysa, müfredatın hazırlık sürecinde yer alan kişi ve kurumlar açıklanmamış, farklı görüşlerden eğitim uzmanı ve STK'ler sürece dâhil edilmemiştir. Yeni müfredata ilişkin görüşlerin iletilmesi için sadece bir hafta süre verilmiş, yeni müfredatın hemen önümüzdeki öğretim yılında belirli sınıflarda uygulamaya geçeceği kaydedilmiştir. Ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğini yakından ilgilendiren eğitimde müfredat değişikliği asla oldubittiye getirilmemelidir.
Değerli milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanlığının Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifleri üzerinden esnafa verdiği kredilerin faiz oranları yükseltilmiştir, oran yüzde 7,5'tan yüzde 17'ye çıkarılmıştır. Daha önce çeken ve ödemesi devam eden esnafımız da bu artıştan maalesef etkilenecektir. Pandemi sürecinden itibaren yaşadığı zorlukları atlatmaya çalışan esnafımızın sıkıntıları yüksek enflasyon ve kontrol altına alınmayan döviz kurlarından dolayı devam etmektedir. TESK'in 2023 yılı verilerine göre toplam 111.576 esnafımız kepenk kapatmıştır. Bu sayı her ay ortalama 9.298 esnafın ve bu işletmelerde çalışan vatandaşlarımızın evlerine ekmek götürememesi demektir. Ülkemizde enflasyonla mücadele kapsamında uygulamaya konulan sıkı para politikası ve yüksek faiz ortamından ezilen vatandaşlarımız gibi esnafımız da nasibini almıştır.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği üzere Türkiye'de çay üretimi özellikle Karadeniz Bölgemiz için hayati bir öneme sahiptir ancak iktidar 17 TL olarak açıkladığı yaş çay taban fiyatıyla üreticiyi özel sektörün insafına terk ederek mağdur etmiştir. Açıklanan bu fiyat bir an önce revize edilerek en az 25 TL olarak açıklanmalıdır. Açıklanan çay alım fiyatları üreticilerimizin beklentilerini karşılamaktan çok uzak kalmıştır. Üreticilerimiz artan girdi maliyetleri ve enflasyon karşısında bu fiyatların yetersiz olduğunu, emeklerinin karşılığını alamadıklarını ifade etmektedirler. Maliyetleri bile karşılayamayacak olan bu fiyat, üreticilerin emeğinin değer kaybetmesine ve mağdur olmalarına göz göre göre izin vermektir. Bu durum, çay tarımıyla geçinen binlerce aileyi ekonomik olarak zor duruma sokmaktadır. Üreticilerimiz, hak ettikleri değeri bulabilmek ve sürdürülebilir bir üretim için daha adil ve makul fiyatlar talep ediyorlar. Bu konuda iktidarın, çay üreticilerinin sesine kulak vermesini ve gerekli adımları atmasını bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarında enflasyonun kontrolden çıkması, hayat pahalılığı ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar her kesimden insanımızı mağdur etmektedir. İşçi, memur, emekli, çiftçi, öğrenci, herkes bu ekonomik zorluklar karşısında ezilmektedir. Ekonomik kriz, ülkemizdeki sosyal ve psikolojik dengeleri de bozmuş, insanları umutsuzluğa sürüklemiştir. Vatandaşlarımızın daha adil, daha huzurlu ve daha refah bir Türkiye'de yaşamaya hakkı vardır.
Biz, İYİ Parti olarak tüm bu sıkıntıların ancak doğru politikalar sonucunda aşılacağına inanıyor ve bunun için çalışıyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)