GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin ile Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in DEM PARTİ grup önerisi üzerinde yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:23.05.2024

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, tabii, Saadet ve Gelecek Grubundan az önce konuşan İsa Bey'e bir şey söylemek istiyorum: Şimdi, biz AKP iktidarının sokaktan korktuğunu biliyoruz; aslında halkın sokağa çıkmasından korktuğunu çok iyi biliyoruz.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bize sataşmadan cevap olursa...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Ama muhalefet bundan neden korkuyor, gerçekten bunu anlamış değiliz. Bütün gelişmiş demokrasiler, aynı zamanda gösteri ve toplantı hakkının tanındığı ülkelerdir. Bugün herhâlde şunu hep beraber alkışlıyoruz değil mi? Amerika'daki üniversitelerin Filistin'e yönelik desteklerini, Filistinli öğrencilerin üniversite kampüslerinde kurdukları çadırları, yaptıkları eylemleri. Şimdi, mesele Amerika'da olunca bu bir hak, güzel, iyi, hoş; orada Filistinliler söz konusu olunca alkış tutuyoruz ama mesele Türkiye'ye gelince, söz konusu Kürtlerin yaşam hakkı olunca, güvenliği olunca ve Kürtler, demokratlar ve devrimciler sokağa çıkınca "Bu bir kalkışma, bu bir isyan. Bu; şu, şu, şu, şu." deniliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlayacağım Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bu bir "terörö" kıskacına alınarak ifade ediliyor. Bunu iktidardan gördük, anlıyoruz ama adına "muhalefet partisi" diyen bir partinin böyle ifade etmiş olmasını gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.

İkincisi, Sayın Çömez'e açık ve net söyleyeyim: Bu davaya da öncelikle İYİ Parti olarak bence karar versinler; siyasi dava mı, hukuki dava mı? Çünkü kendi içlerinde de çıkan hatiplerinin birçoğundan bu kürsüde siyasi dava olduğunu dinledik. Çok açık ve net söyleyin, bu bir siyasi dava. Açılma tarihinden tutalım yürütülme şekline kadar, siyasi iktidarın verdiği talimatlardan tutalım da bütün usul hukukunun uygulanmamış olmasına kadar... Dünya kadar şeyi üç gündür, aylardır, yıllardır burada anlatıyoruz ama anlattıklarımızın hepsine, ön yargılarla ve özellikle de "Kim söylüyor?" üzerinden bakan anlayışı da kabul etmediğimizi ifade ediyorum.

İnsanlar sokağa çıktılar ama sokağı terörize eden insanlar değildi, sokağa terörize eden paramiliter güçlerdi, o günün kolluk güçleriydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - İlk ateşi açan -burada söyledim, bin defa daha söyleyeceğim- ilk ölümlü olay Varto'da oldu, sivil bir insan öldürüldü, ateşli silahla öldürüldü, kolluk güçleri tarafından öldürüldü. Niye bunları konuşmuyorsunuz, niye bunlara dair tek bir söz söylemiyorsunuz? Niye terörle mücadelenin dosya içerisinde unuttuğu evraka bir söz söylemiyorsunuz? Niye bütün bu davanın açılma süreci ile HDP'nin kapatılması arasında kurulan paralelliği görmezden geliyorsunuz? Niye siz kendiniz için hukuk istiyorsunuz? AİHM'in, Büyük Dairenin aldığı Demirtaş kararı var, ona uymayan bir Türkiye gerçeği var, buna dair niye söz söylemiyorsunuz? Kalkıp "Yok, efendim, şöyle olmuş, böyle olmuş." Soruyorum: 15 Temmuzda sokağa çağrı yapıldı, Boğaz'da askerlerin kafası kesildi. Bundan sorumlu tutalım mı çağrı yapanları? 253 insan yaşamını yitirdi, bundan sorumlu tutalım mı çağrı yapanları? Demek ki günü geldiğinde sokağa çıkılır, sokak meşrudur, sokak halkındır. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)