| Konu: | İran Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyetin helikopter kazası sonucu vefat etmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi envanterinde bulunan İHA'yla İran'a destek vermesi üzerine yaşananlara ve bütün siyasi partileri, özellikle de iktidar partisini ortak değer ve kıvançlarla ilgili konuların ortak değer olarak kalmasını temin etmek konusunda sorumluluğa davet ettiklerine, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde çıkarılan Büyükşehir Yasası'na, emeklilerin bayram ikramiyelerinde bir düzenleme yapılmasını talep ettiklerine ve artan faiz oranlarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 23.05.2024 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletlerin ve devletlerin ortak değerleri, ortak kıvançları ve ortak sevinçleri vardır; bunları son derece önemsiyoruz ve bu ortak değer, ortak kıvanç ve ortak sevinçlerin günlük politik malzeme hâline getirilmesinin bu ortak değerlere verdiği zararları da maalesef zaman zaman üzülerek görüyoruz.
İran Cumhurbaşkanının ve beraberindeki heyetin bir helikopter kazası sonucu vefat etmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendi envanterinde bulunan insansız hava araçlarıyla komşu ülke İran'a destek vermesi üzerine maalesef iç politikada gündeme getirilen ve iç politikada âdeta bir şova dönüştürülmek istenen bir konu, İran ile Türkiye arasında aslında kurulan dostluğa, atılan adıma zarar verir hâle geldi. Türkiye'den giden İHA mı enkazı buldu yoksa İran'ın kendisi mi; koordinatlar çizilerek, medyada sırf iç politikada bu konu köpürtülerek o kadar işlendi ki İran Genelkurmay Başkanlığı bu enkazın kendi İHA'ları tarafından bulunduğunu açıklamak durumunda kaldı veya açıkladılar.
Şimdi, burada üzerinde durmak istediğim şey şu: İHA'lar gibi, SİHA'lar gibi bizim millet ve devlet olarak ortak değerlerimizin, ortak sevinçlerimizin günlük siyasi malzemeler hâlinde kullanılması en fazla bu alanda çalışma yapan firmalara ve kişilere zarar verir. Biz şunu da çok iyi biliyoruz: Bayraktarların çok büyük emekleri var. Bu, 2002 AK PARTİ döneminde başlayan bir şey olmadığı gibi AK PARTİ'nin 2002'den 2016'ya kadar bu firmanın maalesef yüzüne dahi bakmadığını da çok iyi biliyoruz. Kendi şahsi emekleriyle, kendi şahsi birikimleriyle, memleket sevdalarıyla ortaya koydukları partilerüstü ve bu ülkeye hizmet olsun diye ortaya koymuş oldukları bir çalışma var ama dediğim gibi bunu siz günlük bir politik manevra hâline getirip birilerini yüceltmek için iç politikada kullanmaya başlarsanız işte uzattığınız o barış eli o taraftan çok farklı bir şekilde yankılanıyor, kaş yapalım derken göz çıkarmak durumunda kalıyorsunuz. Ben bütün siyasi partileri ve özellikle de iktidar partisini bu ve benzeri ortak değer ve ortak kıvançlarla ilgili konuları günlük malzeme hâline getirmeden, ortak değer olarak kalmasını temin etmek konusunda sorumluluğa davet ediyorum.
Bir diğer önemli husus, yine, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde "Büyükşehir Yasası" diye bir yasa çıkarıldı; apar topar çıkarılmıştı, büyük iddialarla çıkarılmıştı. O dönemin konjonktürü ve siyasal şartları çerçevesinde çıkarılan bir yasaydı. Niye? Çünkü Büyükşehir Yasası'yla farklı bir siyasal süreç amaçlanıyordu. AK PARTİ'nin siyasal olarak da şehir merkezlerinde kazanamadıkları belediyeleri, belki bütün kırsalı da dâhil ederek Büyükşehir Yasası hâline getirip o belediyeleri muhalefet partilerine bırakmama gibi bir backgroundu da olabilirdi. Ama bu yasa, geldiğimiz nokta itibarıyla, 200-300 kilometre uzaklıkta, büyükşehirle hiçbir alakası olmayan yerlere büyükşehirden hizmet götürme gibi bir garabeti ortaya çıkardığı gibi, tarımla uğraşan köylüyü toprağını ekemez, hayvancılığı yapamaz şekle getirip köyü terk etme gibi bir mecburiyete de zorladı.
Büyükşehir Yasası'yla köy tüzel kişilikleri ortadan kaldırıldığı için ortak malların, yaylaların, otlakların ve meraların mülkiyeti belediyelere ya da bir kısım yerlerde hazineye geçti ve bunların da başkalarına bir şekilde âdeta peşkeş çekildiğini gördük.
Yine, bu, belediye yasasındaki, özellikle belediyeye yüklenen hizmetler ve belediyeye aktarılan kaynaklar dikkate alındığında, taşeron işçilerin bir kısmının da yasayla belediyelere alınmış olması sebebiyle birçok belediyenin -AK PARTİ, CHP, MHP, Saadet, diğer partiler fark etmeksizin- gelirlerinin neredeyse personel giderinin altında kaldığı bir belediyecilik hizmetiyle karşı karşıyayız. Bunu partilerüstü olarak görüp belediye hizmetlerini de merkezî hükûmetin tamamlayıcısı ve millete hizmet alanı olarak görüp bu belediye yasasını, belediyelerin yetkilerini, belediyeye sağlanan mali imkânları hep beraber gözden geçirmek zorundayız, yoksa her seçim belediye binalarına asılan borçlu belediyeler listesinin artık o binaların cephelerine sığmayacak büyüklüğe ulaşacağı tehlikesiyle yüz yüze ve karşı karşıyayız. Dolayısıyla, bu konunun acilen Meclis gündemine alınarak bir çözüme kavuşturulması elzemdir diye düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bir diğer önemli husus; yaklaşmakta olan Kurban Bayramı arifesindeyiz. Emeklilerimize 3 bin TL bir ikramiye verileceği ifade ediliyor ki yasa gereği de böyle ama maalesef eskiden bayramlar emeklilerimizin çocuklarıyla, torunlarıyla bir araya gelip sevinçle kutlayacağı günlerken şimdi artık kendi çocuklarına, kendi torunlarına ikramda bulunmayla, karşılık verebilmeyle ilgili ciddi endişe yaşayan emeklilerimiz için bayram günleri âdeta hüzün günlerine dönüyor. Bu emeklilerimizin, milyonlarca emeklimizin 10 bin TL gibi çok komik ücretler aldığı ki TÜRK-İŞ'e göre açlık sınırının bile 17 bin TL'lerin üzerinde olduğu bir süreçte gerçekten acil bir şekilde ele alınması gerekiyor. Hiç olmazsa ağız tadıyla bayrama bu emeklilerimizin girebilmesi için emekli ikramiyelerimizde bir düzenleme yapılması yine emeklilerimizin acil bir talebidir. Bunu da burada defaten dile getirmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bir diğer önemli husus Sayın Başkanım, AK PARTİ'nin uygulamış olduğu ekonomik politikalarla geldiğimiz süreç. Enflasyonu düşüreceğim iddiasıyla işbaşına gelen Sayın Hazine ve Maliye Bakanı, mayıs ayı itibarıyla Türkiye'nin en yüksek enflasyon hızına ulaşacağını, ondan sonra düşmeye başlayacağını söyledi. Yani kendisinin işbaşında olduğu bir yıl enflasyonun zirve yaptığı bir yıl olmuş olacak ki yasal faiz yüzde 9'dan yüzde 24'e çıktı faizle mücadele eden AK PARTİ döneminde, yüzde 3,5'luk amme alacakları hakkındaki aylık faiz de yüzde 4,5'a çıktı. Yani devlet kendi alacakları geciktiği zaman kendi alacaklarına aylık yüzde 4,5 civarında bir faiz uygular hâle geldi. Dolayısıyla bu konunun da acilen ele alınması, özellikle amme alacaklarıyla ilgili bu yüksek faiz oranlarının vergiyi ödenemez hâle getirdiğinin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Son bir sözle toparlamış olacağım Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Evet, toparlayalım Sayın Başkan.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dolayısıyla gelin, hiç olmazsa, bu bayramı ağız tadıyla geçirmek isteyen emeklilerimize bir müjde verelim; emeklilerimiz ağız tadıyla bir ikramiye alsınlar. Evet, çok fazla şey yapabilecek bir bütçeye sahip olmadığınızı maalesef biliyorum. Türkiye'yi yeniden sıcak para politikası tuzağına -tıpkı 2002'lerdeki gibi- düşürecek bir ortamı oluşturduğunuzu da biliyorum. Bugün dolar kurunun yerinde seyrettiği bir yerde aylık yüzde 5 faiz demek döviz bazında mevduatta yüzde 5 faiz manasına gelir, -dediğim gibi- çok büyük adım atamazsınız ama hiç olmazsa, gelin, şu bayramda emeklilerimizin yüzünü güldürelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.