| Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 22.05.2024 |
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Değerli milletvekilleri, sözlerime bir soruyla başlamak istiyorum. AKP iktidarı gerçekten darbelere karşı mı, bunu merak ediyoruz. İlk etapta "Darbe anayasası değişmeli." veya "Darbelere karşıyız." diyen bir AKP'nin normalde karşı olması beklenir; ne var ki sözde karşı olabilir ama eylemde değil çünkü yeni bir tarz darbe süreci imal edilmiş durumda. Nasıl, buyurun birlikte bakalım: Dokunulmazlık kaldırılır ama sadece Kürt ve Kürtlerin dostları olan siyasetçiler tutuklanır. Anayasa tanınmaz, sadece Kürtlerin kazandığı belediyelere kayyum atanır. Yaşlılık ve hastalık gerekçesiyle tahliyeler olur ama çok yaşlı ve hasta Makbule Özer gibi Kürt anneleri zindanlarda tutulur. Dolayısıyla yumuşama yok, siyasi darbeler var. İşte tam da bu yüzden Kobani kumpas davası da AKP'nin hanesine yazılan ne ilk utançtır ne de son utanç olacaktır.
Kobani ki tüm dünya halklarının etrafında kenetlendiği bir merkez çünkü Kobani, insanlığın yer aldığı bir saf durumunda ama AKP iktidarında Kobani, mahkeme tutanaklarında geçen bir utanç davası. Elbette bunun asıl ve tek sebebinin Kürt düşmanlığı olduğunun hepimiz farkındayız. Kürtlerin hissiyatı da dünya halklarının hissiyatı da bu yöndedir. Bakın, Kobani sadece bir kent değil, bir de Kobanililer var ki Türkiyeli Kürtlerin özbeöz kardeşleridir bunlar. Bir sınır çizmişler aramıza, onların olduğu tarafa "binhat" demişiz, bizim tarafa ise "serhat" ismini vermişiz. Dil ve coğrafya sürekliliğimiz var onlarla, iki tarafta kalan ailelerin birçoğu birbiriyle akraba. Sizler dünyanın bir diğer ucunda yaşayan soydaşlarınız için ayaklanıp soydaşça politikalar geliştirirken bizler yanı başımızdaki özbeöz kardeşlerimizi görmezlikten gelemedik, gelmezdik de.
Sayın milletvekilleri, Kobani kumpas davasında tutuklu bulunan Nazmi Gür'ü anlatayım size. Sevgili Nazmi Gür Van Vekiliydi, değerli bir Kürt siyasetçi, kumpas davasından dolayı maalesef tutuklu. AKP'liler ezberlerini kendilerine saklasınlar, yalanlarını aynalarda kendilerine söylesinler. Vicdanlı olanlar da Nazmi yoldaşımızın şu sözlerine kulak versinler: "Bu davanın en başında söylediğimizi son söz olarak isterseniz size tekrar söyleyelim: Bu, dört başı mamur bir kumpas davasıdır. İlk gün de bunu söyledik, bugün de bunun böyle olduğunu bilmenizi isteriz. Bu dört başı mamur üretilmiş siyasi bir dava, hiç de çekinmiyorlar yani 'Bu, bizim kumpas davamızdır.' demekten hiç de çekinmiyorlar. İşte, savcılar dosyada 5 sayfalık belgeyi unuttu. O belge aslında kumpasın belgesidir, bir andıç belgesidir; Emniyet Müdürlüğüne ithafen yazılmış 5 sayfalık bir belge. O bir üçgendir; üçgenin biri HDP yani bizlerin tutuklanmasıdır; ikincisi, HDP'nin kapatılma davasıdır; üçüncüsü de bizlerin bu yargı kumpaslarıyla bertaraf edilmesidir. Olay budur, bundan ibarettir." Evet, milyonlar da olayın bundan ibaret olduğunun farkında ama yargı maalesef AKP vesayetinin kıskacında.
Bakın, Kürtler ateşin çemberinden geçerek devrimci bir siyasetle her şart altında inandıklarını söylediler ve inandıkları gibi yaşadılar, bunu yaparken de hiçbir halkın değerlerini yok saymadılar; ne eksik ne fazla, sadece en doğal haklarını istediler ve bu haklılığın verdiği güçle zindanları, sürgünleri hatta ölümleri göze aldılar ama asla geri adım atmadılar. Kobani kumpas davasında yoldaşlarımızın duruşu da bunun delilidir.
Biliyoruz ki Nazmi Gür'ün şu cümleleri size dert olacaktır: "Bu ülke; muhaliflere karşı, özgürlüğü ve barışı savunanlara karşı, halka karşı suç işleyenlerle elbette yüzleşecek. Şairin söylediği gibi son sözü direnenler söyleyecek, son sözü direnenler söyleyecek. Emin olun, biz daha son sözümüzü söylemedik; emin olun, son sözümüzü söylemedik!"
Sayın milletvekilleri, değerli Türkiye halkları; Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar ve daha on binlerce siyasi tutsağın onurlu mücadelesi teslim alınamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Devamla) - Buradan onları saygıyla selamlarken tekrar Nazmi Gür yoldaşımızın mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum: "Bizim mücadelemiz; demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesidir. Barış için daha ağır bedel ödenmesi gerekirse bunu da ödemeye hazırız. Adil, tarafsız bir yargılamadan bahsetmek mümkün değildir. Umarız bu hukuk garabeti en kısa sürede son bulur ve Türkiye'de hukukun üstünlüğü sağlanır. Yargılama boyunca, özellikle karar duruşmasında bizimle dayanışma gösteren herkese teşekkürü borç biliriz."
Kobani kumpas davasından yargılanan her bir yoldaşımız onurumuzdur, Kobani onurumuzdur, Kobani düşmedi ama siz ha düştünüz, ha düşeceksiniz. "..."(*) (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)