| Konu: | İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 22.05.2024 |
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller; şimdi, birincisi, doğru, bir ajandamız var Özlem Hanım ama gizli değil, açık. Açık olan ajandamız şu, diyoruz ki: "Bu ülkede yaşayan bütün farklı ana diller, kimlikler, kültürler, inançlar eşit ve özgür bir şekilde, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa, bir toplumsal sözleşmeyle birlikte çoğulculuğu içeren bir şekilde bir arada yaşasın." birincisi bu, eşit...
İkincisi, üniter devlet çerçevesinde Kürt sorununda demokratik ve barışçıl bir çözümün nasıl olabileceğini söylüyoruz, anlatıyoruz; yerel demokrasiyi savunuyoruz, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve demokratikleştirilmesini, bazı merkezî yetkilerin yerellere devredilmesini savunuyoruz falan; uzun uzun anlatabilirim. Bunların tamamının aslında nerelerde yer aldığını da size söyleyeyim: Bu Mecliste bir komisyon kurulmuştu, o komisyonun hazırladığı şu kalınlıkta bir rapor var, açıp bakarsanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - ...o raporda aslında Kürt sorununun demokratik çözümünün nasıl olacağına dair Mecliste... Bir Meclis belgesidir yani herkes açıp arşivden indirebilir, ulaşabilir; orada yazıyor bütün bunların hepsi. Onun için diyorum "Gizli bir ajandamız yok, açık ajandamız var." diye.
Sonuncusu, anayasa yapmak. Evet, yani -şimdi de söyledim- biz demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapılmasını çok önemsiyoruz, sivil bir anayasa yapılmasını ama bu anayasanın yapılmasının politik iklimini yaratmak gerekiyor. Bu politik iklim Kobani'de ceza vermek, kapatma davasında kapatma kararı almak, dokunulmazlıkları kaldırmak; bu bir politik iklim mi? Bu, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapmanın, özgürce tartışmanın politik iklimi mi; onu söylüyoruz yani hangi iklimde yapacağız bunu? Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla aslında söylediklerimiz çok açık ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Son cümle efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Yani ben de Sayın Cumhurbaşkanının konuştuğu kadar konuşma hakkına sahibim bir milletvekili olarak çünkü -daha önce biliyoruz yani çok konuştuk bunu, sizler de hatırlarsınız- Anayasa'nın 138'inci maddesini çok çiğnediniz, çok ihlal ettiniz Cumhur İttifakı olarak; sadece siz değil. Dolayısıyla biz her seferinde bu konuda uyardık ama belli ki... Bir tek biz mi uyacağız Anayasa'nın 138'inci maddesine? Herkes uyarsa biz de uyarız. Dolayısıyla biz de özgürce konuşmaya başlamış olduk.
Son söyleyeceğim şey ya cezaevlerinde arkadaşlarımız var. Bakın, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ; ben onların yardımcılığını yapmış bir kişiyim, yıllarca beraber çalıştım. Yani onlara selam göndermeyeceğim de onların şahsında diğer arkadaşlarıma selam göndermeyeceğim de kime göndereceğim Allah aşkına? Bu da çok insani bir şey ve bunu da yapmaya devam ederiz, bunu da çok görmeyin yani bize.
Teşekkür ediyorum.