| Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 15.05.2024 |
MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Kanun teklifinin 1'inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ancak daha önemli bir şey var, bugün 15 Mayıs Kürt dil bayramı. Ben buradan bütün Kürtlerin dil bayramını kutluyorum. "..."(*) Bundan dolayı da doğrusu, geçmişte yine bu kürsüde yaptığım bir konuşmanın birkaç pasajını sizinle paylaşmak istiyorum: Hemen her gün ne zaman ki Türkçe dışında, özellikle Kürtçeyle bir konuşma yapılırsa kıyamet kopmuşçasına bir tepki verilmektedir. Anayasa'nın sözde ilgili maddesi hatırlatılarak engel olunuyor. Esas itibarıyla sorun çözme odaklı olması gereken Anayasa'yı sorunların odağı hâline getirmek sığ bir yaklaşımın sonucudur. Sorun üreten bir Anayasa'yı, hele bir cunta anayasasını evrensel, ilahi ve insani hakların önünde engel kılmak, mantık çerçevesinde çalışan bir aklın ürünü olamaz. Bu ülkede yaşayan bir halkın dilini, onun temsilcileri tarafından kullanılmasını, üstelik tüm ülkenin kurumu olduğu iddia edilen bir kurumda Anayasa'nın bir maddesiyle engellemek ne dinî prensip ne evrensel, beşerî ilke ne de akli genelgeçer bir önermeyle izah edilemez. Bu ancak tekçi, dayatmacı bir zihniyetin ürünüdür. Faşizan dayatmaları Anayasa'nın üretilmiş sanal kutsiyeti üzerinden meşrulaştırmak işgüzarlıktır, bunu kabul etmek de o işgüzarlığa teslimiyettir. İşgüzarlık da teslimiyet de sorun çözmekten uzaktır.
21'inci yüzyılın ilk çeyreğini yaşadığımız bir zaman diliminde hâlâ bir dile böylesi ilkel bir yaklaşımı birtakım korku ve endişelere sığınarak yapmak, korku zindanlarında tutsak olarak yaşamayı göze alacak kadar perişan ve pejmürde olmak, akıl gibi eşsiz bir donanıma sahip insana yakışan bir tutum değildir.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Kürtçe dili üzerinde yüzyıllardır devam eden o yasaklamalar var ya, sanki Kürtçe dili dün üretilmiş bir dildir, Kürtçe dilinin tarihine gittiğimizde... Ben geçen sefer yine bu kürsüde konuşurken Baba Tahir-i Uryan'dan bir dörtlük okudum ve Meclis Başkan Vekili Sayın Bekir Bozdağ orada mikrofonu kapattı. Peki kimdi Baba Tahir-i Uryan? Baba Tahir-i Uryan 1100'lü yıllarda yaşamış ünlü Kürt edebiyatçı ve şairdir. Ve rivayete göre Sultan Tuğrul -Selçuklu Devleti'nin kurucu sultanı- Hemedan'dan geçerken ona denk gelir, atından iner, selam verir ve aralarında sohbet başlar. Baba Tahir-i Uryan der ki: "Allah'ın kullarıyla nereye gidiyorsun?", Sultan Tuğrul ona der ki: "Siz ne derseniz biz onu yapacağız." Baba Tahir-i Uryan aynen şunu söylüyor, diyor ki: "..." (*) Sultan Tuğrul'a söylediği söz budur. Ne demek yani? Adaletle davranmayı söylüyor ona. Peki, sadece bu mudur bin yıllık Kürtçe tarihi? Faki-yî Teyran suyla sohbet ederken şiirleriyle Necip Fazıl'a bile ilham kaynağı oluyor. Ahmed-i Hani Kürt edebiyatının en derin isimlerinden biri. Biraz önce AK PARTİ'li bir sayın hatip dedi ki: "Biz Mem û Zîn'i Kürtçe yayınladık." Bir lütuf olarak sunulamaz bu. Ahmed-i Hani Mem û Zîn hikâyesinde "Mem" derken Kürt'ü kastediyor "Zîn" derken kürdistan diyor ama bütün bunları derken aslında "Beko" figürünü de hiç unutmuyor çünkü "Beko" figürü o zaman da vardı, bugün de var, çağdaş hâliyle burada duruyor. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Peki, Ahmed-i Hani'yle bitiyor mu bu iş? Melaye Cizîrî Kürt edebiyatının en derin insanlarından ve Kürt dili tarihinin binlerce yıla gittiğinin göstergeleri bunlar. Peki, Melaye Bateyi ne diyor? "..."(*) Kürtçe mevlit yazıyor ve İslam dininde ilk mevlit örneklerinden birini veriyor. Peki, onunla bitiyor mu? Abdurrahim Mevlevi'yi mi söyleyeyim size? Onun dışında, Celadet Ali Bedirhan Hawar dergisini ilk basan insan. Peki, Cigerxwîn'i nereye koyacağız? Arjen Arî'yi nereye koyacağız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın lütfen.
MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Ve hepinizin çok yakından tanıdığı, bu Parlamentoda sizlerle birlikte vekillik yapan Kadri Yıldırım hoca, Kürt diline en büyük emek veren, çağdaş Kürt edebiyatçılarından biri.
Şimdi, bütün bunları bir kenara koyarak biz şunu beklerdik bu Parlamentodan, 30 milyon insanın yaşadığı ve kullandığı bir dilin bayramını DEM Grubu dışında, Saadet Partili hatibimiz dışında bu halkın dil bayramını kutlamak çok mu ağır geliyordu size, çok mu kötü bir şeydi? Anayasa'yı mı çiğneyecektiniz? Siyasetinizden mi olacaktınız? Yoksa sizin gerçekten dilden başka bir amacınız mı vardı, aslında bence sabahtan beri yapılan bütün konuşmalarda diğer gruplardan hiçbirinin bir dil bayramını bile kutlamaması asıl niyeti ortaya koyuyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)