| Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 15.05.2024 |
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubum adına söz aldım, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sözlerime dün Balıkesir'de yaşanan ve hepimizin kalbinde ağır hasar bırakması gereken bir olayla başlamak istiyorum. Ata Emre Akman, henüz 20 yaşında, üniversite öğrencisi; ağır ekonomik koşullara dayanamamış, ailesine yük olmamak ve cep harçlığını çıkarmak için beş gün önce bir yemek şirketinde kurye olarak işe başlamış. Siparişini teslim ediyor, hiç sebep yokken 17 yaşında, tam 6 sabıkası olan bir çocuk yapışıyor yakasına ve motorun bagaj kısmını açtırıyor önce, bir şey alamayınca da tam 25 yerinden bıçaklayarak öldürüyor adı güzel, kendi güzel Ata Emre Akman'ı. Okutamadık, okurken çalışmaya mecbur ettik ve ne yazık ki yaşatamadık. İnsan kime üzüleceğine de şaşırıyor, 17 yaşında 6 sabıkan var ve devlet seni ıslah edememiş. Aç mısın, paran mı yok, sıkıntın ne bu yaşta, bilemiyorum. Diğer tarafta, 20 yaşındasın, üniversitede okuyorsun, bölümünle ilgili bir işte çalışman, kendini geliştirmen gerekirken bu işsizlikte, bu ekonomik koşullarda bulduğun ilk işte, gece vakti bir hiç için öldürülüyorsun. Gençlerimizi kaybediyoruz; ama ölüyorlar ama kaçıp başka ülkelerde yaşamak istiyorlar. Sebebi, onların hak ettiği yaşam standartlarını sağlayamamış olmamız. Buradan Ata Emre'ye Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyorum.
Burada fahiş fiyatları ve enflasyonu konuşacağız. Enflasyon, toplumun dengeleriyle oynar, toplumun akıl ve ruh sağlığını, ahlakını bozar. Enflasyon, gençlerin umudunu yok eder. Bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmemiz gerekirken, biz kamuoyunda fahiş fiyatlarla mücadele olarak yansıtılan fakat bir AKP klasiği hâline gelen ve birbiriyle alakasız birçok kanunun düzenlenmesinden oluşan tam bir çorba yasa teklifiyle yüce Meclisin karşısındayız. Teklif 24 maddeden oluşuyor, sadece 3-4 maddesinde daha önce belirtilen cezaların tutarını artırıyoruz. Bugüne kadar verdiğiniz hangi ceza caydırıcı oldu, hangi sorunu çözdü?
Halk için bir düzenleme yapmak istiyorsanız, sorunun sebebine odaklanmamız gerekir. Gerçek sorun, AKP eliyle yaratılan enflasyondur. Enflasyon karşısında cezalarınız, hukukumuz, halkımız da ne yazık ki çaresizdir. Enflasyonla mücadele, ceza artırarak olmaz; ekonomi bilimiyle, hukukla, adaletle olur.
Geçmişte patates ve soğan depolarına yapılan baskınlarda bir sonuca ulaşabildiniz mi? Piyasaya yapılan müdahalelerde bir sonuca ulaşabildik mi? Ulaşamadık. Bakın, buna en güzel örnek zeytinyağına getirilen ihracat kısıtlamalarıdır. Zeytinyağına ihracat kısıtlaması getirerek zeytinyağının fiyatının yükselmesini engelleyemediniz, üreticinin pazar kaybetmesine ve ülkenin itibarının zedelenmesine sebep oldunuz. Bugün ihraç edilemeyen yağların depoda beklemekten kalitesi düştü ve üreticiler zararın 400 milyon dolar olduğunu tahmin ediyor.
Yine, geçen hafta tavuk eti ihracatına getirilen yasak kısa dönemde beyaz etin fiyatının düşmesine sebep olacaktır fakat yüksek enflasyon sebebiyle zarar eden üretici bir süre sonra üretim yapamaz hâle gelecek, arz talebi karşılamayacak ve çok kısa dönemde fiyatlarda artış meydana gelecektir. Yasaklarla fiyat istikrarı sağlanamadığı gibi ihracatçı pazarını ve itibarını kaybedecektir. Ülke belki de üretim kaybından dolayı çareyi yine ithalat yapmakta bulacaktır.
Bakın, kısıtlamaların işe yaramadığının bir örneğini de altından vereyim. Ne dedi Mehmet Şimşek? "Ülkede olmayan bir metali ülkede olmayan dövizle ithal edeceksiniz, sonra bir köşede atıl bırakacaksınız." Sayın Şimşek, size hatırlatalım: Altının bir diğer adı "güvenli liman"dır. Ekonomi güven yönetimidir; altın ithalatını patlatan, sizin yönetiminize güvenin kalmamasıdır.
Bakın, altın ithalatına kısıtlama getirdiniz. İşe yaradı mı? Evet, mart ayında düşüş gördük fakat ne tesadüf ki aynı dönemde "net hata ve noksan" diye adlandırdığımız, nereye gittiğini bilmediğimiz dövizlerde artış tam 16 milyar dolar oldu. Ekonomist Mahfi Eğilmez'in iddiasına göre bu para kaçak giren altın için yapılan kaçak ödemelerde kullanıldı yani nereden bakarsanız bakın getirdiğiniz kısıtlamalar işe yaramadı. Daha dün İstanbul Havalimanı'nda 73 kilo külçe altın yakalandı. "Kayıt dışıyla mücadele edeceğiz." dediniz, kayıt dışını kendi ellerinizle artırdınız. Üretim, ihracat, yatırım, istihdam artırımı adına çıktığınız bu yolda ülkeyi duvara toslattınız. "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." dediniz ama işin aslı "AKP sebep, etiket sonuçtur." oldu. Bugün 50'ye çıkardığınız politika faizini 2021 yılında 19'dan 24'e çıkarsaydınız bunların inanın hiçbiri olmayacaktı. Bugün fahiş fiyatla mücadele etmek isteyen arkadaşlar samimiyse alın size fırsat, hadi mazot fiyatındaki fahiş vergiyi düşürelim. Bir sene önce 17 lira olan mazot bugün 43 TL, bu fahiş fiyatlarla mücadele edelim. Her fırsatta vizyonuyla övündüğünüz Cumhurbaşkanı, bir gece yarısı kararnamesiyle mazot fiyatında 15 Temmuzda 7 TL, 31 Aralıkta 2 TL ÖTV artışı yaptı. Samimiyseniz bugün bu vergilerin kaldırılmasını sağlayalım, mazot 34 TL'ye düşsün. (CHP sıralarından alkışlar)
Başka örnekler de vereyim: Mesela, 2021 yılında Denizli Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir fabrikanın doğal gaz faturasına bakarsanız yaklaşık 1 milyon TL civarında olduğunu görürsünüz. On beş ayda bu faturanın 12 milyon TL'ye gelmesine sebep oldunuz. O fabrikanın elektrik faturası 100 bin lirayken 800 bin liraya çıktı. Evet, şimdi bu fiyatlar düştü, yüzde 35 civarı geri geldi ama etiketlerde fiyatlar geri gelmedi. O gün yapılan hatalar yüzünden diş macunu tüpten çıktı, gördüğünüz gibi de tüpe geri sokamıyoruz. O gün oluşan fahiş enerji fiyatları da bugünkü enflasyonun en büyük sebebidir. O dönemde neden mücadele etmedik? Yine söylüyorum: AKP sebep, fahiş fiyat sonuçtur sayın milletvekilleri.
Fahiş fiyatlara bir diğer sebep de konut alımı karşılığı verdiğiniz vatandaşlıklardır. Yasayı çıkardınız ve bir gecede İstanbul'da 400-500 bin lira olan daire fiyatlarını milyonlarca liraya siz çıkardınız. O gün fahiş fiyatlarla mücadele etmediğiniz gibi, yabancı konut satan emlakçılara destek verdiniz, teşvik verdiniz.
Fahiş fiyatlara bir örnek de Türk Hava Yollarından vereyim, hani Genel Müdürünün 1 milyon 400 bin lira maaş aldığı Türk Hava Yollarından. Denizlili ihracatçı bugün en önemli pazarı İtalya'da bir fuara gitmek istese 1 bilete 30 bin TL ödemek zorunda, neredeyse bin euro ama bugün tekstilde rakip ülke Mısırlı bir üretici Kahire'den 12 bin TL'ye, komşu ülkelerimizden, Atina'dan ya da Sofya'dan yaklaşık 5 bin liraya Milano'ya gidebiliyor. Serbest piyasayı cezalarla kısıtlamayı planlıyorsunuz ama Türk Hava Yolları için ne yapacaksınız? Türk Hava Yolları bu devletin markası değil mi? Yüzde 49'u Varlık Fonunda değil mi?
Size fahiş fiyatlarla mücadele etmek için bir fırsat daha sayın milletvekilleri, samimiyseniz bu fiyatlarla da mücadele edelim, Denizlili ihracatçının daha düşük maliyetle yurt dışında pazar aramasına yardımcı olalım.
Sayın milletvekilleri, ilk önce sorunun nerede olduğunu kabul etmekle başlayalım. Sorun, getirilen kanundaki ceza miktarının yetersizliğinde değil; sorun, üretimdeki girdi maliyetlerinin artışlarında; sorun, tarıma bakışta; sorun, ithalatta; sorun, yanlış faiz ve ekonomi politikalarında; sorun, katlanan yakıt ve enerji fiyatlarında; sorun, yanlış teşvik ve destek sisteminde; sorun, AKP zihniyetinin gözlerindeki ışıltıda.
Bir kez daha AKP sebep, fahiş fiyat sonuçtur diyor, yüce Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)