| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir sağlık yöneticisi olarak son yirmi yılımı doğru ve kaliteli sağlık sisteminin kurgulanmasına adadım. Peki, sağlık sisteminin kaliteli olması ne demek? Herkes tarafından ulaşılabilir olması demek, hasta ve aynı zamanda sağlık çalışanı odaklı olması demek; herkes için eşit, mutlaka fiziki ve işlevsel olarak güvenli ortamlarda yetkin, liyakat sahibi insan kaynağıyla sunulması demek; tüm kaynakların verimli kullanılması demek; yaptığımız her işin kanıta dayalı, uluslararası standartlarda olması demek. Bu tanımları yaptıktan sonra söyleyebilirim ki, maalesef Türkiye'de sunulan sağlık hizmeti bölgesel farklılıkları olan, ekonomik alım gücüne dayalı, şiddetin gölgesinde, hasta güvenliğinden uzak ve sadece sağlık çalışanının omuzlarında yürümektedir. Bu omuzlara her geçen gün biraz daha yük bindirilmekte, az insanla çok iş yapabilmeyi marifet sanan bir zihniyetle, insan kaynağını maliyet kalemi olarak gören bir yaklaşımla sürdürülmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı sonucu sevk sisteminin ortadan kaldırılması, kontrolsüzce hasta trafiğinin oluşması ve koruyucu hekimlik yerine tedavi edici hekimliğe yatırım yapılması hastalık yükünü artırmış, yıllar içinde hekime müracaat sayısı yılda 10 keze kadar tırmanmıştır. Bu hasta ve hastalık yükü polikliniklerde yığılmaya, randevu sisteminin kilitlenmesine ve hastanın çareyi acil servislerde aramasına neden olmuş, bu ortam ise şiddetin tırmanmasına yol açmıştır. Bunun üzerine, bugün, Sayın Bakan farklı iddia etse de tüm bilimsel yayınların en az yirmi dakika ayrılmasını önerdiği muayene süreleri -yanımda bir tane bilimsel makale var bununla ilgili- beş dakikalara kadar indirilmiş, son günlerde iki üç dakikaya indirilerek nabız yoklama girişimleri başlatılmıştır. Nasıl olsa her yükü kaldıran hekimler, hemşireler ve tüm sağlık çalışanları yavaş yavaş yeni uygulamalara hazırlanmaktadır. Sayın Koca'nın başlattığı onaylı randevu dönemi günümüzde listelerin yarısının randevusuz hastalarla oluştuğu düşünülecek olursa çözüm üretmeyecektir. Randevuyu onayladığını iddia eden hasta ile hekimi karşı karşıya getirecek, yine acillere yığılım olacak, yine şiddeti tırmandıracaktır. Şimdiden uyaralım, bu uygulama tıkanan sağlık hizmetleri için bir çözüm değil yeni bir problem alanı yaratacaktır. Randevu saatlerinin 7/24 esasına dayalı planlanması her ne kadar yalanlansa da kararı hastane yönetimine bırakmak kâr amacı güden sistemlerde otomatik olarak uygulamaya almak demektir. Bu sistem hastanın mesai dışında aciliyet olmadan gelmeme alışkanlığını ve acil elektif vaka ayrımını tamamen bozacaktır. İlk yapılması gereken, sistem değişikliğiyle birinci basamağın kamucu bir zihniyetle güçlendirilmesidir. Grup elemanları dâhil olmak üzere tüm ekibin kamu kadrolarında olacağı, hizmetin kamuya ait binalarda sürdürüleceği, bilimsel sevk kriterlerinin konulacağı bir sistem derhâl hayata geçirilmelidir.
Muayene süreleri, tam tersine, uzatılmalıdır; uzayan muayene süreleri hekim-hasta güvenini artıracak, hekimin tükenmesinin önüne geçecek, çare bulamayan hastanın sürekli sağlık kurumuna ve acillere başvurmasının önüne geçecektir. Bakanın bahsettiği dört yıl sonra uzman hekim sayısının 2 katına çıkarılması mezuniyet öncesi ve sonrası tıp eğitiminin standart olmadığı ülkemizde bir meziyet değildir asla. Sorun bir sistem sorunudur; 81 milyon gelmeyen randevu, çözümü acil servislerde arayan hastalar nedeniyledir. Üstelik sadece hekim sayısını artırmak yeterli değildir, sağlık bir ekip işidir ve ekibin tüm üyelerini aynı oranda artırmaz iseniz kaos devam edecektir.
Yerli üretime ağırlık vereceğini söyleyen Sayın Bakan, 2028 yılında aşıların ve ilaçların neredeyse tamamının yerli üretimde olacağını belirtmiştir bugün. Peki, o zaman soruyoruz: 2028'e kadarki plan nedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Yaman.
AYLİN YAMAN (Devamla) - Yerli üretime geçene kadar hastaların mağduriyeti mi izlenecektir? Vadedilen ama yapılmayan HPV aşıları, dünyada pek çok ülkede kullanıma giren rota, zona, menenjit aşıları bizde nasıl uygulanacaktır? Yerli Covid aşımız Turkovac ne durumdadır? Diyabet sensörleri yerli üretime geçene kadar vadedilmiş olmasına rağmen sistemdekiler neden kullanıma alınmamaktadır? Ayrıca, Sayın Bakan özele kayışın azaldığını belirtmiş olmakla birlikte, Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre 2019-2023 yılları arasında tam 8 kat sağlık branşı prim üretim artışı gerçekleşmiştir, 2023 yılında tamamlayıcı sağlık sigorta prim üretimi yüzde 190 artmıştır. Kısacası, tükenen sağlık çalışanı kadar artık hastalarımız da maddi ve manevi tükenmektedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)