GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:80
Tarih:09.05.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Saadet Grubumuz adına Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dışı uygulamaların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından soykırım olarak tanımlanması hakkında verdiğimiz önerge üzerine söz aldım.

Uluslararası sözleşmeleri, dış politikayı görüştüğümüz bugünlerde üzerine bir kez daha basa basa vurgulamamız gereken konular var. Hâlâ ortak bir tavır sergileyemediğimiz Doğu Türkistan da bu konulardan bir tanesi. Doğu Türkistan, tarihin derinliklerinden gelen bir toprak parçası ancak bugün bu coğrafyada yaşananlar yürekleri dağlamakta. O coğrafya sadece bir yer değil aynı zamanda mazinin hikâyelerini, kültürünü ve insanların özgürlük arayışını barındıran bir semboldür ancak bu topraklar günümüzde zulmün ve baskının altında inlemektedir. Masum insanlar sadece inançları ve kimlikleri yüzünden acılar çekmektedir. Her gün birer birer sesler kısılmakta, özgürlükler ellerinden alınmakta. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana tam 35 milyon Doğu Türkistanlı kardeşimiz maalesef katledildi. Birleşmiş Milletler çalışmalarını yeterli bulmasak da 31 Ağustos 2022'de Birleşmiş Milletler "Human Rights Watch" ve "Amnesty International"da yayınladığı raporda devlet destekli toplama ve zorla çalıştırma kampları, dinî uygulamalarının bastırılması, siyasi beyin yıkama, zorla kısırlaştırma, zorla doğum kontrolü ve zorla kürtaj gibi insani olmayan uygulamaları dikkate alarak Çin'i insanlığa karşı cinayet suçuyla kınamıştır. Arkadaşlar, bu bahsettiğimiz hadiseler maalesef bizim kardeşlerimize yapılmakta. 18 Ekim 2023 tarihinde 50'den fazla devlet Birleşmiş Milletlerde Çin'i Uygur ve başka Türk Müslümanlara yönelik eylemlerinden dolayı insanlığa karşı cinayet işlemekle sorumlu tuttu ve bunun durdurulması için ortak bir bildiriye imza attı. Bizler her bir insanın özgürce inançlarını yaşama hakkına sahip olduğuna inanıyoruz ve bu inancımızı eyleme dönüştürme zamanının da geldiğini düşünüyoruz. Türkiye'de, Doğu Türkistan'daki zulme karşı sesin yükselmesi, gereken adımların atılması bir serbestî değil, mecburiyettir.

Değerli arkadaşlar, Doğu Türkistan'daki zulme karşı çıkmak insanlık onuruna sahip çıkmaktır. Birlikte hareket ederek, birlikte sesimizi yükselterek bu zulme son verebiliriz. Bu soykırıma karşı sessiz kalmak insanlığa ihanettir. Bizlerin, bizim Parlamentomuzun Doğu Türkistan'ın özgürlüğü için ses olma mecburiyeti vardır çünkü insanlık sadece kendi hürriyetinde değil, her bir bireyin hürriyetinde tam anlamıyla var olur. Şairin de dediği gibi:

"Bir Çeçenya'dan, bir Filistin'den vurulurum,

Onlar ayaklarından, ben yürekten vurulurum.

Bosna'da, Doğu Türkistan'da, hem de Keşmir'de,

Hasılı, her yerde her yerde ben vurulurum."

Gelin, bu vahşeti durdurmanın ilk adımı olarak Meclisteki 6 siyasi parti grubu bir olalım, ortak bir bildiri yayınlayalım, uluslararası kamuoyunu harekete geçirelim. Hatırlayın, 6 siyasi parti grubu geçmişte bunu yapmıştı. Şifa Hastanesi bombalandığında Genel Kurulumuz çalışıyordu, hemen aksiyon almış, bir bildiri yayınlamıştı. Şundan hiçbir şekilde şüphem yok, Doğu Türkistan hepimizin hassasiyeti. İktidar grubu milletvekillerine sesleniyorum: Sizi cesarete davet ediyorum. "Bu öneri muhalefetten geldi." demeden, cesaretle "Evet." deyin, bu hassasiyete sahip insanlar sizleri ayakta alkışlasın. Eğer "Hayır." diyecek veya sessiz kalacaksanız sizlere Aliya İzzetbegoviç'in sözlerini hatırlatmak isterim: "Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil dostlarımızın sessizliği olacaktır." diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)