| Konu: | Dün gece Urfa Birecik ilçe binalarına yeniden gerçekleştirilen saldırıya, Merkez Bankasının açıkladığı 2024 yılının 2'nci Enflasyon Raporu'na, gıda enflasyonuna, Maliye Bakanlığının yeni yapılacak temmuz zamlarının hedef enflasyona göre verileceği açıklamasına, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası'na, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının çocuk yoksulluğuyla ilgili araştırmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.05.2024 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dün, Urfa Birecik'te, gece geç saatlerde oradaki ilçe binamıza saldırı olduğunu, kurşunlandığını burada ifade etmiştim, 14 kurşun isabet etmişti; ne yazık ki dün gece aynı saldırı yeniden tekrar etti. Şimdi, burada yaşanan, Urfa Birecik'te yaşanan mesele nedir? Aslında 31 Mart seçimlerinde partimiz, oradaki partililerimiz canıyla başıyla çalıştılar ve 22 bin oyla oradaki Birecik Belediyesini de kazandık ama ne yazık ki orada Eş Başkanı olan kişi, kirli, karanlık bazı odakların kumpaslarıyla bizim oradaki Belediye Meclis üyelerimize de rüşvet teklif ederek, istifaya davet ederek partimizden istifa etti. Tabii ki buna yönelik hem partililerimizin hem de orada bize oy veren seçmenlerimizin ciddi bir tepkisi oluştu ve günlerdir de Mehmet Begit'in istifa etmesi için orada demokratik tepkilerini ortaya koyuyorlar ama Mehmet Begit ve onunla beraber hareket eden karanlık odaklar bizim bu demokratik tepkimizi kurşunları sıkarak geriletmeye çalışıyorlar. Yeniden bir saldırı gerçekleşti ve ben dün burada da ifade etmiştim: Yereldeki emniyet biriminin, Valiliğin önlem almaması asla ama asla kabul edilemez. Bunu bizzat kendim dün İçişleri Bakan Yardımcısını arayarak da ifade etmiştim: "Burada ikinci bir Şenyaşar vakası olabilir, böyle bir provokasyon zemini var." diye ama ne yazık ki önlem alındığını görmüyoruz. İkinci bir saldırı gerçekleşti. Halil Begit yani Mehmet Begit'in kardeşi bu saldırının faili olarak Emniyette gözaltında tutuluyor ve buna yönelik de bir işlem yapılmasını, sürecin karartılmadan suçluların gereken cezayı alması gerektiğini ifade ediyorum. Ve buradan şunu söylemek istiyorum: Orada tek bir partilimizin, halkımızın burnu kanasa bunun sorumlusu Mehmet Begit ve onun ailesidir. Tabii ki asıl sorumlusu da buna yol veren, göz yuman ve önlem almayan siyasal iktidar ve onun İçişleri Bakanlığıdır, kolluğudur; bunu bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum. Ne olursa olsun bu yıldırma politikalarının bize geri adım attırmayacağını da tekrar belirtmek istiyorum.
Değerli Başkan, sayın vekiller; biliyorsunuz, Merkez Bankası 2024 yılının 2'nci Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Buna göre, 2024 yılı sonunda enflasyon yüzde 36 olarak beklenirken bu beklentiyi revize ettiler ve yüzde 38'e çıkardılar. Muhtemelen bu hedef de tutmayacak çünkü yıllık enflasyon şimdiden yüzde 70'lere dayanmış durumda ki bu TÜİK verileri aslında. İktidar sürekli enflasyonun düşeceğini iddia ediyor ama çarşı pazar el yakıyor; aksine, gün geçtikçe enflasyon derinleşiyor. Şimdi, orta vadeli programda da 2023 yılı sonu için enflasyon tahmini yüzde 65 olarak açıklanmıştı. Daha sonra, Merkez Bankası bunu revize edip yüzde 58 olarak tahminini ifade etmişti ve burada da kurumlar arasında bile bir mutabakat olmadığını görüyoruz. TÜİK başka bir şey söylüyor, OVP yani orta vadeli program başka bir şey söylüyor, Merkez Bankası başka bir şey söylüyor ama "Gerçeği kim söylüyor?" derseniz, gerçeği, sokak söylüyor, çarşı söylüyor, pazar söylüyor, işçi söylüyor, emekçi söylüyor ve onların hepsinin de ortaklaştığı nokta enflasyonunun gün geçtikçe arttığı. Peki, ENAG'a göre enflasyon ne? Enflasyon Araştırma Grubuna (ENAG) göre yıllık enflasyon şu anda yüzde 125'lere dayanmış durumda ve bunu hepimiz de çok iyi biliyoruz.
Şimdi, Türkiye gıda fiyatlarının en fazla arttığı ülkelerden biri. Türkiye gıda enflasyonunda dünyada ilk 10'da yer alıyor, OECD ülkeleri içerisinde de 1'inci Sayın Başkan yani dünyada 10'uncu sırada, OECD ülkeleri içerisinde de gıda enflasyonunda 1'inci sırada. Bu ne demek? Bu, aslında bu ülkede yaşayan işçinin, emekçinin, yoksulun, çocuğun gıdaya erişememesi demek, en temel besin maddelerine, ete, süte, yumurtaya ulaşamaması demek ki bunun sonuçlarının aslında yeni nesillerde, çocuklarda bodurluktan tutalım da birçok sağlık sorununa yol açtığı, insanların artık beslenemediği, sadece karınlarını doyurmaya çalıştığı gibi bir sonuçla karşı karşıyayız. Bu anlamıyla, bu gıda enflasyonuyla baş etmek için çok hızlı bir şekilde tedbir alınması gerekiyor ve üretimin desteklenmesi, çiftçinin desteklenmesi ve bu konuda, özellikle dar gelirli insanların desteklenmesi gerektiğini yeniden ifade etmek istiyoruz. Tabii, burada en önemli meselelerden biri, Maliye Bakanlığının yaptığı açıklama. Maliye Bakanlığı yeni yapılacak temmuz zamlarının hedef enflasyona göre verileceğini söylüyor. Yani biz buradan soruyoruz Maliye Bakanına: Hangi hedefi tutturdunuz da yeni bir düşük hedef koyuyorsunuz ve o hedef üzerinden de işçinin, emekçinin maaş zamlarını -o hedefe göre- yapacağınızı söylüyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bence gerçekten bu kemer sıkma politikalarının artık bıçağı kemiğe dayandıran bir noktaya geldiğini söylememiz gerekiyor. Maliye Bakanı çok fazla sermayeyle yan yana geldiği için sanırım halkın sorunlarını bilmiyor, çarşıyı pazarı bilmiyor; Londra'da sermaye kuruluşlarını gezinceye kadar birazcık bir çarşıya çıksın, pazara çıksın, bir balık haline gitsin, bir kasaba uğrasın da gerçek fiyatlar ne, halk ne yaşıyor, onu bir görsün diye kendisine tavsiyede bulunmak istiyorum.
Sayın Başkan, Engelliler Haftası'ndayız; birçok arkadaş da ifade etti, 10-16 Mayıs. "Peki, bu ülkede engelliler gerçekten ne yaşıyorlar?" diye sorduğumuzda, aslında engelliler en temel haklarına erişemiyorlar. Birincisi: Yoksulluk en temel sorunları, temel hizmetlere erişememek en temel sorunları, şiddet en temel sorunları, sosyal dışlanmışlık en temel sorunları.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Ve bütün bunları giderecek hiçbir adım atılmadığını görüyoruz. Sadece fiziksel alanlarda değil, dijital ve tüm sosyal platformlarda da dışlanıyorlar ve özellikle de egemen ırkçılık, milliyetçilik, cinsiyetçilik, homofobi ve sağlamcılık engellilerin yaşam koşullarını olumsuz etkiliyor; bunu ifade etmek istiyorum. Bu konuda engelli istihdamında yaşanan sorunların hızlıca giderilmesi, hem kamuda hem de işe alımlarda engellilerin özel olarak kontenjanlarının artırılması gerekiyor. Özel ve kamusal binalardaki bakım merkezlerindeki şiddetin hızlıca önüne geçmek gerekiyor. Sağlamcı ideolojisinin hızlıca terk edilmesi gerekiyor ve engellilerin bütün bir yaşama katılacakları mekanizmaların kurulması gerekiyor. "Sosyal yardım" adı altında engellilere verilen maaşlar onların hiçbir ihtiyacını karşılamıyor ve özellikle de rapor alma süreçlerinde çok ciddi zorluklar yaşıyorlar engellilik raporları alırken.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bu süreçlerin de hızlı bir şekilde düzeltilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum ve bu konuda aslında engellilerin değil, buradaki yönetim aklının sorunlu olduğunu; yerel yönetiminden merkezî hükûmetine kadar topyekûn bir yaklaşımla bütün bakış açısının değiştirilerek engellilerin içinde eşit, özgür yaşayabilecekleri bir toplumsal yaşamı inşa edeceğimizi, etmemiz gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Son olarak, çocuk yoksulluğuyla ilgili bir şey, bir araştırma var, Sayın Başkan. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye'de çocuk yoksulluğunun artarak derinleştiğini ifade ediyor. Her 3 çocuktan 1'i yoksulluk sarmalında bulunuyor ve özellikle bölgesel eşitsizlikler çok daha derinleşiyor. Yoksul hanelerde yetişen çocukların işsizlik ve düşük ücret gibi sorunlarla karşılaşma ihtimalleri daha yüksek. Kamusal eğitimin niteliği düştüğü için özelleştirme politikalarının etkisi nedeniyle bu yeni bir kast yaratıyor. Yoksul çocuklar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit, buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim.
Kamusal eğitimin niteliği düşerken özelleştirme politikalarının etkisiyle eğitimde ekonomik eşitsizlikler belirleyici olmaya başladı. Özel okullara talep artarken kamusal eğitimdeki memnuniyet oranları da çok ciddi bir şekilde düşmüş. Bunun söylememiz gerekiyor. O nedenle özellikle yoksulluk oranları bebekler ve çocuklar arasında yaygınlaşıyor. Bunun Kürt illerinde çok daha derin olduğunu ifade etmemiz gerekiyor ve yoksul hanelerde yetişen çocukların ileride iş bulma, yaşama katılma, iyi bir ücretle çalışma, iyi bir iş bulma, iyi bir eğitim alma imkânlarının da kısıtlandığını ifade etmemiz gerekiyor. Çocuk yoksulluğu hepimizin sorunu, aç çocuklar hepimizin sorunu. Bir kez daha Meclisten özellikle okullarda bir öğün ücretsiz yemek çağrısını yapmak istiyorum. Çocuk yoksulluğu için Meclisi sorumluluk almaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum.