| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayii Alanında İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 08.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA SEMRA DİNÇER (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, bir varmış bir yokmuş; bir Alman, bir de Türk varmış. Alman Hans haftada otuz yedi saat, ayda ise toplam yüz kırk sekiz saat çalışıp 1.546 avro alıyormuş yani saat başına yaklaşık 11 avro alıyormuş. Bizim Hasan ise sabahın köründe işe başlayıp gece yarılarına kadar çalışıyormuş, Hasan haftada en az kırk beş saat, ayda ise yüz seksen saat çalışıp 490 avro maaş alıyormuş, saat başına da yaklaşık 3 avro kazanıyormuş; yani Hans, bizim Hasan'ın saat başı kazandığı paranın 3 katından fazla kazanıyormuş. Hans saat başına kazandığı parayla en az 2 kilo et alabiliyorken, Hasan ise saat başına kazandığı parayla ancak 200 gram et alabiliyormuş. Hans bir saat çalışıp 11 litre süt alabilirken, bizim Hasan bir saat çalışıp ancak 2 litre süt alabiliyormuş. Bir de Almanya'da enflasyon yüzde 2 iken, Türkiye'de sözde yüzde 69'muş. Bu anlattıklarım size masal gibi gelmiş olabilir ama ne yazık ki masal değil, gerçeğin ta kendisidir. AKP iktidarının vatandaşlarımızı açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiğinin hikâyesidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Bunu biz söylemiyoruz, bunu Avrupa İstatistik Ofisi verileri söylüyor. Bu istatistiğe göre, Avrupa'da çalışanların sadece yüzde 7'si kırk dokuz saat üzeri çalışıyorken, Türkiye'de ise kırk dokuz saat ve üzeri çalışan nüfus oranı yüzde 27'dir. Avrupa ülkelerinde haftalık ortalama çalışma saati otuz yedi saat iken, Türkiye kırk dört saatle Avrupa ülkeleri arasında haftalık en çok çalışılan ülke konumundadır. Emekçilerimiz, Avrupa'dan daha çok çalışmakta ama emeğinin karşılığını alamamaktadır.
Değerli milletvekilleri, nisan ayı itibarıyla asgari ücret, açlık sınırının altına inmiştir; bu durum, Türkiye'de 10 milyonlarca insanın resmen açlığa ve sefalete mahkûm edildiğini göstermektedir. Bu düzen, kölelik düzeni değil midir? Bakın arkadaşlar, bu kadar çalışmaya rağmen vatandaşlarımız evine ekmek götüremiyorsa, vatandaşlarımız çocuğuna harçlık veremiyorsa, kirasını ve faturalarını ödeyemiyorsa, bir saat çalışma karşılığında 1 kilo et bile alamıyorsa milyonlarca insan köle hâline getirilmiştir; AKP iktidarı, toplumu köleleştirmiştir.
Değerli milletvekilleri, Küresel Kölelik Endeksi'ne göre ülkemiz modern kölelikte 5'inci sırada yer alırken Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 50'si, asgari ücret civarında bir ücretle çalışmaktadır. Türkiye, bütün sefalet endekslerinde ilk sıradayken gelişmişlik göstergesinin tümünde ise son sıralardadır. İşte, yirmi iki yıllık iktidarınız boyunca yarattığınız tablo budur, utanmadan bir de bu tabloyla gurur duyduğunuzu söylüyorsunuz. Yanlış ekonomi politikalarınızla emeği, sermayeyi ve toprağı yediniz bitirdiniz, ülkenin tüm kaynaklarını kendi siyasi ikbaliniz için kullandınız. Gelecek nesillerin haklarını ipotek altına alarak onları sermayenin kölesi yaptınız, gençlerimizi en zengin yüzde 1'in kölesi olmaya mahkûm ettiniz. Türkiye'nin en nitelikli beşerî kaynağını israf ettiniz. Bu ne demek biliyor musunuz? Atama bekleyen yüz binlerce öğretmenin özel okullarda düşük ücretle çalıştırılması demektir; üniversite mezunu milyonlarca gencimizin zincir marketlerde, restoranlarda ve kafelerde emek sömürüsüne mahkûm olması demektir; doktorlarımızın yurt dışına gitmeye mahkûm edilmesi demektir; toplumun emeğinin, umudunun, hayallerinin çalınması demektir. Bir ülkenin vatandaşı açlığa ve sefalete reva görülmez bu kadar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Dinçer.
SEMRA DİNÇER (Devamla) - Sarayın şatafatı tüm kamu kurumlarına yayılmışken, israf almış başını giderken emekçinin alın terini çalan, ücret hırsızlığı yapan iktidar olarak tarihe geçtiniz. Bugün Türkiye'de açlık ve sefaletin nedeni yoksulları doyuramamak değildir, AKP ve yandaşlarını doyuramamaktır. Emeğin ucuz, ekmeğin pahalı olduğu bu ülkede halkımız, sahip olduğunuz büyük servetinizin onların cebinden çalındığının farkına varmıştır. Bundan dolayı 31 Martta size sarı kartı göstererek gereken cevabı vermiştir. Emekçi, elbet cebinden ve emeğinden çalınanı geri alacaktır. Emeğin hakkını alacağı günler yakındır, uzak değildir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)