Konu: | İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın ile Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç'un yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 79 |
Tarih: | 08.05.2024 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım...
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Başkan, ben de yerimden bir söz istiyorum.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Böyle bir usul yok yalnız, Grup Başkan Vekilleri konuşuyor.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Ne hikmetse her seferinde yaptığımız konuşmaları... Birbirimizi eleştiririz, buna bir şey demiyoruz ama hep bir üstenci tavırla konuşulmasına artık tahammül edemiyorum. Yok, "Daha iyi hazırlansaydınız, şuydu buydu..." Ya, bunları söylemek birbirimize yakışık alacak bir şey değil ya!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 4 tane konu söylüyorsunuz, 4'ü de yalan.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Hayır efendim, 4'ü de doğru.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 4'ü de yalan! Bir Grup Başkan Vekili yalan söyler mi?
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - 4'ü de doğru. On beş yıldır bir belediyede çalışıyor...
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - İşte adam burada, birazdan açıklayacak. Ayıp değil mi kardeşim! Biz yalan söylüyor muyuz ya!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bir dakika ya, dinlesenize!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, ne üstenci tavrı, ne üstenci tavrı!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Üstenci tavrınız... Dinleyemiyorsunuz, dinleyemiyorsunuz!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Estağfurullah, kimseye üstenci tavrım falan yok, anlatabiliyor muyum! Ama Grup Başkan Vekili yalan söylemez yani! Yalan söylemez!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Saygısızlık yapıyorsun be! Terbiyesizlik yapıyorsun! Üslubuna dikkat et biraz!
BAŞKAN - Sayın Günaydın...
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ben de size bir üslup öğreteyim, saygıyla dinlemeyi öğrenin, ben sizi dinledim.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ben saygıyla dinlemeyi öğreniyorum da ben üstenci falan değilim, hiç kimseye üstencilik falan yapmam.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Üstenci tavırlısınız, çok net yapıyorsunuz!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Aynen, üstencisin! Üslubun hiç doğru değil.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Beyefendi, hanımefendiyle konuşuyorum, Grup Başkan Vekiliyle konuşuyorum; o, kendini savunur.
BAŞKAN - Sayın Günaydın, Sayın Grup Başkan Vekili sözünü tamamlasın, sonra talep ederseniz tekrar söz veririm.
Buyurun Sayın Usta.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - "Üstencilik yapmıyorum." diye konuşuyorum, ukalalık etmiyorum, "Üstencilik yapmıyorum." diyorum.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Hep yapıyorsun! Dün de aynı şeyden muzdarip olduk. Aynı konuyu... Tüm arkadaşlarına söyle.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, sen kimsin arkadaş!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tartışmayı bırakır mısınız!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sen bir sus da Grup Başkan Vekilin konuşsun. Var mı bizden konuşan kimse?
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Dinlerseniz öğreneceksiniz, biraz dinleyin.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Hadi söyle bakalım, Kayıhan Pala burada, de ki: "Kayıhan Pala milletvekili olduğu için eşi belediyeye atandı." Hadi de, bir daha de hadi!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Evet, önceden de çalışıyor olabilir ama gelir gelmez, belediyeye seçildikten sonra büyükşehre yeni bir görevle atanması, bir, doğrudur, bunların hepsi doğrudur.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Evet, evet(!)
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Kendi Bursa Belediye Başkanları sonra yaptığı hatayı söyleyip "Ya, bu kadar eleştirildikten sonra duramayacağım." deyip kendisi geri adım atmıştır, atadıklarını söylemiştir.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Geri adım attırıldı, attırıldı; biz yaparız işte böyle.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Hepsi doğrudur, hepsi doğrudur; kabul etmeseniz de doğrudur.
Birinci mesele, üstenci tavırla ilgili, bugün de aynı şeyi yapıyorsunuz, dün de bir vekiliniz geldi bana "Kadın olmasanız vereceğim cevabı bilirdim." dedi. Bu nedir ya? Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi; bir vekilin bunu, bırakın bir kadın vekile, erkek de olsa söylememesi lazım. Bu üslubu kabul etmiyoruz; bir kadın olarak da kabul etmiyorum, bir insan olarak da kabul etmiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta, tamamlayın lütfen.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Aynı tavrın sürekli yapılmasından rahatsızlığımı dile getirdiğimde bile konuşmamıza müsaade etmiyor Gökhan Bey. Üstenci tavrınız, kadın olduğumuz için bizi farklı konuma koymanız; bunların hiçbirini kabul etmiyoruz.
Bu atamalarla ilgili söylediğimiz bilgilerin hepsi de doğru, hepsi paylaşılmış, kendi belediye başkanlarınız da söylemiştir.
Ayrıca, sizin belediyelerle ilgili söylediğiniz, Sancaktepe Belediyesiyle ilgili "Büyük bir jakuzi yapıldı." diye kopardınız, ortalığı yıktınız, sonra bir duşa kabin çıktı; maalesef duşa kabin çıktı diye kendiniz de geri adım attınız.
Bunları konuşmak bu Meclisin gündemi değil ama maalesef bu yapılanların arkasına gizlenmek için de kendilerini üstenci tavırlarıyla sürekli burada bir tavırla var etmeye çalışmalarını da kabul etmiyorum.
Bayrak ve marşımız bizim sadece sembollerimiz değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, son kez açıyorum.
Buyurun.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - 2 Grup Başkan Vekili söylediği için şimdi ona da cevap vermek istiyorum.
Bayrak ve İstiklal Marşı'mız sadece bir sembol değildir. Bayrağımız bizim şehitlerimizle kazanılmış, rengini şehitlerimizden alan bayrağımızdır. İstiklal Marşı'mız da büyük bir mücadele sonunda yazılmış bir istiklal marşıdır. Biz onları bir sembol olarak değil bir değer olarak görüyoruz ve her hâl ve şartta, ne olursa olsun korunması gerektiğini biliyoruz. Bu gerçekler karşında da "Yok, yapmadık, etmedik, bir kara propaganda." demeyin, bunlar yapıldı, bizim ikazlarımız... Bizim Meclis üyelerimiz tarafından İstiklal Marşı okundu, o bayrak yerine yeniden getirildi.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Onların hepsi trol, trol! Hepsi trol, görevli!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Trol değil; biz de sizin gibi Meclis üyelerimizle konuşuyoruz, görüşüyoruz, bizim de teşkilatlarımız var, biz de hepsini biliyoruz.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ne görüşüyorsunuz? Hepsini örgütlüyorsunuz, hepsi trol! Hepiniz kayyum atamak için bunları yapıyorsunuz!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Sırrı Bey, sizinle konuşmuyorum, Grup Başkan Vekilimizle konuşuyorum; ben Genel Kurula konuşuyorum, müsaade edin, cevabımızı verelim.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Haksızlık yapıyorsunuz, hukuksuzluk yapıyorsunuz ya!
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bu millete kara propagandadan bahsediyorsanız sizin PKK...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Güçlüsünüz, bizi öldürecek misiniz?
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ya, ne diyorsunuz ya!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - İstiklal Marşı'nı okumuyorsunuz burada açılışta. Okuyor musunuz? "Okuyorum." de.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ya, boş şeylerle uğraşmayın, Allah aşkına boş şeylerle uğraşmayın!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sırrı Bey "Okuyorum." de, okuyorsan "Okuyorum." de.
BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen tamamlayın, bir daha uzatmayacağım.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Evet, birilerinin "boş şeyler" dedikleri bizler için önemlidir, değerimizdir.
Biz kara propagandanın peşinde değiliz ama sizlere gerçekleri söyleyince bunu "kara propaganda" diyerek küçültemezsiniz, yok sayamazsınız; "siyasi tutsak" diyerek terör örgütlerinin elebaşını da teröristleri de aklayamazsınız. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, burası milletin kalbi, burası milletin değerlerinin en önde olduğu yer; buna saygı duymayı da öğreneceksiniz.