| Konu: | Bugün 3 kadın milletvekilinin Başkanlık Divanında yer almasına, Gaziantep'te bir trafik kazasında hayatını kaybeden 6 vatandaşa, Millî Eğitim Bakanının 20 bin öğretmen atamasına ilişkin açıklamasına, mülakatlara, "Millî Eğitim Akademisi" adı altında bir akademi kurulacağına, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi Grubu olarak 7 Ekimden bu yana defalarca araştırma önergesi verdiklerine ve genel görüşme talebinde bulunduklarına, bu kürsüde Filistin davasına sahip çıkan herkesten bu iktidarın özür dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 07.05.2024 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Meclis Genel Kurulunu açarken gayet mutlu bir şekilde sevincinizi bizlerle paylaştınız. Biz de bugün 3 kadın milletvekilimizin Başkanlık Divanında yer alarak Genel Kurulu kadınların ağırlıkta olduğu bir Meclisle yönetiyor olmanıza dair aynı mutluğu paylaştığımızı ifade ederek tebriklerimizi sunuyoruz, başarılar diliyoruz Sayın Başkanım.
Bir diğer husus, üzüntülü bir haber, Gaziantep'te bir trafik kazasında 6 vatandaşımız hayatını kaybetmişti, onlara da başsağlığı dileklerimizi buradan iletmiş olalım.
Öğretmen atamaları bu iktidarın bu ülkede kangren hâline getirdiği sorunlardan bir tanesi maalesef. Türkiye'de 100 bini aşkın öğretmen ihtiyacı olmasına rağmen bu iktidar, "Ben ekonomistim." diyerek ortaya çıkardığı ekonomik sorunları maalesef öğretmenlerimizin sırtına yüklemeye çalışıyor. Sadece 20 bin öğretmen atayacaklarını ifade ettiler. Sayın Cumhurbaşkanı da herhâlde bunu bir müjde olarak görmediği için bu kötü haberi vermeyi Millî Eğitim Bakanına bırakarak dünkü Bakanlar Kurulu sonrası açıklamadı. Maalesef, iyi haberleri sadece Cumhurbaşkanı verir, kötü haberleri ise sevk ettiği kişiler herhâlde vermek durumunda kalıyor ki 20 bin öğretmeni Millî Eğitim Bakanı açıklıyor ama emin olun ki 70 ya da 80 bin olsaydı Millî Eğitim Bakanı asla o ilanı yapamazdı, mutlaka Sayın Cumhurbaşkanı yapardı. Dolayısıyla biz de Sayın Cumhurbaşkanımıza buradan sesleniyoruz ve talep ediyoruz, diyoruz ki: Milletimizi sevindirecek haberleri verin, Bakanlarınızı da zor durumda bırakmayın. Bunlar yetmediği için önümüzdeki günlerde eğitim öğretim hayatı başladığı zaman "ücretli öğretmen" adı altında eksik olan öğretmen ihtiyacını kapatmaya çalışacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti devletini kurnaz esnaf mantığıyla yönetmek yakışmaz, dolayısıyla bu iktidarın bu devleti ucuz köleler çalıştıran bir sisteme mahkûm etmesini asla doğru bulmadığımızı, öğretmen ihtiyacı varsa bunu da insan onuruna yakışır bir şekilde -memur maaşlarını yeterli bulmamakla birlikte- hiç olmazsa şu anki mevcut öğretmenlerin aldığı maaş ve özlük haklarıyla çalıştırmaya davet ettiğimizi ifade etmek istiyoruz.
Bir diğeri mülakatlar. Geçen hafta Grup Başkan Vekili Sayın Muhammet Emin Akbaşoğlu kürsüden vaatlerini sıralayarak "Mülakatları biz bitirdik." diye buradan, kürsüden millete sesleniyordu. Biz de şu an bugün Millî Eğitim Bakanımızın açıklamış olduğu "Yüzde 50 yazılı puan, yüzde 50 mülakat oranına göre 20 bin öğretmeni atayacağız." açıklamasına Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun ne söyleyeceğini merak ediyoruz. Seçimden önce önemli konuların altını çizen, seçimden sonra da önemli konuların üstünü çizen bir iktidara bu millet çok daha fazla sabretmeyecektir, elbette gerekli demokratik dersleri vermeye devam edecektir. Dolayısıyla mülakat kul hakkı ihlalidir, mülakat emek hırsızlığıdır. Hiç kimsenin emek hırsızlığını ve kul hakkını savunacak bir duruma girmemesi lazım. Eğer siz hak ettiği hâlde bir yakınınızı, bir eşinizi, bir akrabanızı mülakatla daha öne geçiriyorsanız emin olun kul hakkına giriyorsunuz. Bin dört yüz yıllık İslamiyetin bize getirdiği en önemli değerlerden bir tanesi "Bana hangi suçu işleyerek geliyorsanız gelin ama asla kul hakkıyla gelmeyin." diyen bir dinin mensubu olarak biz kul hakkıyla Cenab-ı Allah'ın huzuruna gitmemeyi kendine düstur edinen idareciler istediğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Dolayısıyla mülakat emek hırsızlığıdır, bu hırsızlığa hiç kimse tevessül etmemeli. Bunu da farklı gerekçelerle vicdanlarını âdeta kandırarak savunmaya da hiç kimsenin hakkı olmadığını ifade etmek istiyorum.
Bir diğeri de bu yetmezmiş gibi "millî eğitim akademisi" adı altında bir akademi kuruluyor. Sınavı kazanan, mülakatta başarılı olanlar direkt atanmıyor; yer yer dört ay, yer yer altı ay "millî eğitim akademisi" adı altında oluşturulan akademilerde bir eğitime tabi tutuluyorlar, bu akademiler de her ilde olmadığı için atanan öğretmen arkadaşlarımız maalesef konaklama sorunlarıyla bir dört ve altı ay daha ailelerinden uzak bir şekilde bu akademilere devam etmek durumunda kalacaklar. O süre zarfında ne kadar maaş alacakları da müphem bir konu, buna Bakanlığın açıklık getirmesi lazım.
Bir diğer konu da tabii, bu millî eğitim akademisi bittikten sonra yeniden başarılı veya başarısız gibi bir değerlendirmeyle atamalar yapılacak. Herhâlde hasbelkader "Yanlışlıkla mülakattan elemediğimiz bir kişiyi bu şekilde eleyelim." diye mi millî eğitim akademileri kuruluyor? Bu konuda da endişelerimiz olduğunu paylaşmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bir diğer önemli konu, elbette kendine "İnsanım." diyen herkesin dünyada ideolojisi, fikri ne olursa olsun kanayan yarası Filistin. 7 Ekimden bu yana İsrail'in iyice canileştiği, terörist uygulamalara imza attığını hep beraber biliyoruz. Saadet Partisi ve Gelecek Partisi Grubu olarak biz 7 Ekimden bu yana defalarca araştırma önergeleri ve genel görüşme taleplerinde bulunduk ve orada Hükûmeti etkin bir tavır almaya davet ettik, dedik ki: "Diplomatik kanalları devreye geçirin. Bakın, İsrail'le ticaret yapılıyor, bu ticareti sona erdirin, hava sahanızı kapatın, büyükelçinizi geri çekin." Bütün bunların tek bir amacı vardı; zalim İsrail'i ateşkese zorlamaktı. Maalesef biz bu konuları gündeme getirirken burada gerdan kırarak "İsrail'le ticaret devletin işi değil ki özel sektör yapıyor." diyerek, buna karşı çıkarak vicdanlarını kanatan sözcüler vardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Yine, biz "İsrail'le ticaret Filistin'e ihanettir." derken "Olur mu kardeşim? Bizim İsrail'le herhangi bir ticaretimiz yok, özel şirketlere de biz karışamayız." diyerek bu kürsüden savunanlar vardı. Ama gün geldi, ilk etapta 54 kalemde, ürün grubunda ihracat kısıtlamasına gitti. Peki, ne oldu? 7 Ekimden sonra bu kürsüde "İsrail'le ticareti kesin." diyen Hasan Bitmez'e utanmadan saygısızlık yapanlar acaba bugün utanacak duruma geldiler mi? Bu yetmezmiş gibi, Sayın Cumhurbaşkanı tekrar, 2'nci bir açıklamayla "İsrail'le bütün ithalat ve ihracatı sona erdirdik." dedi ve sebebini de şöyle açıkladı: "İyice canileşen İsrail yönetimini ateşkese zorlamak amacıyla diplomasi ve ticaret boyutundaki baskının dozunu sürekli artırıyoruz." Günaydın! 7 Ekimden bu yana bizim bu Mecliste yaptığımız mücadele buydu. Biz, siz Filistin'le ilgili bir gönül taşımıyorsunuz demedik ki "Siz bu devleti yönetiyorsunuz." dedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
"Sadece sözde kınama yapmak iktidarların işi değildir. İktidarların, bütün diplomatik kanalları devreye sokarak ateşkesi sağlamak gibi bir mecburiyeti var." dedik. Ama maalesef bu diplomatik hamleleri devreye sokması gereken iktidar sadece karalamalarla 7 Ekimden bu yana bizim yaptığımız mücadelenin olumlu sonuçlarını verdi; geç de olsa elbette teşekkür ediyoruz.
Yine "Siz niye Uluslararası Adalet Divanında İsrail'in bu soykırım suçuyla ilgili bir dava açmıyorsunuz?" dediğimizde, sözcüleri çıkıp o davanın izlenimlerini burada anlattılar. "Müdahil olun." dedik, ona da cevap vermediler. Bugün gelinen noktada "Biz Güney Afrika'nın açtığı davaya müdahil olduk." dediler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Yine "Günaydın!" diyoruz ama bu davranışlarınızı tebrik etmekle beraber Saadet ve Gelecek Partisi başta olmak üzere bu kürsüde Filistin davasına sahip çıkan herkesten bu iktidarın özür dilemesi gerekiyor diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.