| Konu: | BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN TARAFINDAN KURULAN BAKANLAR KURULU PROGRAMI MÜNASEBETİYLE |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 11.07.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin 4'üncü ve cumhuriyetimizin 61'inci Hükûmetinin programı hakkında grubumuzun görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Yüce heyetinizi en içten saygılarımla selamlıyorum.
Meclisimizin 24'üncü Döneminin milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum. 12 Haziran seçimleriyle aziz milletimizin iradesine mazhar olan bütün siyasi partileri ve temsil vekâletini alan siz değerli milletvekillerini yürekten tebrik ediyorum. Bu emanetin sorumluluğunun bilincinde olarak hep birlikte milletimize yapacağımız hizmetlerde başarılar diliyorum.
2001 yılında AK PARTİ'nin kuruluş programında ortaya koyduğu çözüm odaklı siyaset bugün on yaşında. On yılda üç seçim beyannamesi, iki acil eylem planı, üç hükûmet programı ortaya koyan AK PARTİ Türk siyasetine yeni bir bakış açısı getirdi. Gerçekçi, rasyonel, öngörülebilir, ülkenin ve dünyanın şartlarını doğru analiz eden, milletin beklenti ve taleplerini yönetime yansıtan bu bakış açısı, planlı, programlı bir anlayışı ifade etmektedir. İnsan odaklı siyaset anlayışı, hizmeti, icraatı, projeyi, vizyonu, reformu temel almaktadır.
AK PARTİ hükûmetlerinin tüm programları, ülkenin sorunlarını çözecek, milletin sıkıntılarını giderecek, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracak icraatları, projeleri ve reformları her zaman esas almıştır.
AK PARTİ, kurulduğu günden bugüne kadar, ne yapmak istediğini, hedeflerini, amaçlarını ortaya koymuş, öngörülebilir, şeffaf, samimi bir siyaset tarzı geliştirmiştir.
AK PARTİ'nin söylemine baktığımızda, hiçbir zaman AK PARTİ'nin söyleminde muğlak, müphem bir dil kullanmadığını görürsünüz. Hiçbir zaman karşılıksız vaatlerde bulunmamıştır ve içi boş söylemlere prim vermemiştir. AK PARTİ her zaman yapacaklarını söylemiş ve söylediklerini yapmıştır. Bu hâliyle AK PARTİ, sözünün eri bir siyaset tarzına sahiptir. Bu yüzdendir ki milletimizin güvenini kazanmış, ortaya koyduğu icraatlarla, hizmet ve reformlarla da milletimizin takdirine mazhar olmuştur.
2001'de "Artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek yola çıkan AK PARTİ "Böyle gelmiş, böyle gider" anlayışını, çaresizliği, umutsuzluğu, güvensizliği, siyasetin ve milletimizin gündeminden çıkarmıştır. Türkiye'de değişimin, dönüşümün lokomotifi olan AK PARTİ, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra kesintiye uğrayan muasır medeniyet idealinin yegâne taşıyıcısı olmuştur.
AK PARTİ Türkiye'de yaşanan demokratikleşme sürecinin başaktörü konumundadır. AK PARTİ dokuz yıldır, her türlü engellemeye rağmen, hukuk zemininde kalarak demokrasi mücadelesi vermektedir. AK PARTİ için hukuki meşruiyet ile siyasi meşruiyet korunması gereken en temel zemindir.
Bu hareketin lideri yasaklandığında "Başıma gelen bu haksızlıklardan dolayı devletime küsmem, kızmam ya da kırılmam söz konusu değildir." diyerek, hukuka ve demokratik sisteme meydan okumamış, aksine, demokrasi mücadelesini hukuk zemininde sürdüreceğini ifade etmiştir. İşte bu sağduyulu, inançlı mücadele sonucunda engeller, yasaklar, mayınlar bir bir temizlenmiş, Türkiye ileri demokrasi yolunda önemli mesafeler katetmiştir.
Bu gelenek milletine sevdalıdır ve bu gelenek, bin yıllık birlikte yaşama tecrübesinin var ettiği değerlere sahip çıkan bir karakter taşır. Bu karakter millete hizmetkârlığı, yaratılana sevdayı, hakkaniyete ve adalete sadakati ilke edinmiştir. AK PARTİ işte bu karakterin siyasetteki adıdır.
Bugün üzerinde konuştuğumuz 61'inci Hükûmet Programı, bu ilkeler ışığında, dokuz yıllık gecesi gündüzüne katılmış özverili çalışmanın ve bin yıllık geleneğin bir yansıması olarak hazırlanmıştır. Bu programın ruhunu, sevdalısı olduğumuz, derdiyle dertlendiğimiz milletimize hizmet etmek oluşturmaktadır. Bu program, milletimizin tek bir ferdini diğerinden ayırmadan, ötekileştirmeden, dışlamadan aynı samimiyetle kucaklayan bir anlayışı yansıtmakta, 73 milyon vatan evladına ayırımsız şekilde verilecek hizmetleri ve yapılacak icraatları ortaya koymaktadır. Şehirlerimizin güzelleşmesinden ekonomimizin rekorlar kırarak büyümesine, demokrasimizin derinleşmesinden hukukun üstünlüğünün tesis edilmesine, imtiyazlılar düzeninden haksızlıkların ve cürümlerin hesabının sorulduğu hukuk devletine kadar bütün adımlar inanç, etnik kimlik ve düşünce ayrımı yapılmaksızın milletimizin tamamı için milletimizle beraber atılmış adımlardır. Aynı şekilde, yaşam kalitemizin yükselmesinden, ekonomik refahımızın artmasından, dış politikamızın etkili hâle gelmesinden her zaman tabii ki kazanan milletimizin kendisi olmuştur.
AK PARTİ bütün bu başarıları mucizevi bir formülle gerçekleştirmemiştir. AK PARTİ her türlü kışkırtmaya, müdahaleye ve tuzağa rağmen şu üç temel esastan ayrılmamıştır: Milletin sesine kulak vermiş, çözülemez denilen kronik sorunların üzerine cesaretle gitmiş ve millî iradeye halel getirecek her türlü girişim ve vesayetin karşısında dimdik durmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) AK PARTİ bu üç temel esası siyasi idare tarzıyla değil, milletin teveccühüyle oluşan güçlü bir siyasi irade ile gerçekleştirmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte bu nedenle AK PARTİ iktidarları Türkiye siyasi tarihinde sürekli ilklerle hatırlanacaktır. Seçim zaferlerinden ekonomik adımlara, siyasi kararlılıktan demokratikleşme adımlarına kadar son dokuz yılımız ilklerle doludur. Geçmiş hükûmetler ancak önceki hükûmetin ortaya çıkarttığı maliyetlerle muhatap olmuşken, AK PARTİ on yıllarca birikmiş siyasi ve ekonomik sorunlara muhatap olmuştur. İktidara geldiğimiz dönem, gerek 1990'ların gerekse de son altmış yılın artık yönetilemez sorunlarının zirve yaptığı yıllardı. Neredeyse hemen her alanda millete rağmen adımların atıldığı ve dünya standartlarından uzaklaştığımız ve hukuksuzluğun sıradan hâle geldiği yıllardı. AK PARTİ bu büyük sorumluluğu, milletine duyduğu güvenle büyük bir cesaretle üstlenmiş ve hamdolsun, Allah'ın yardımıyla yüzünün akıyla çıkmıştır. Artık o kötü günleri kimse hatırlamak istememektedir.
AK PARTİ hükûmetlerinin ilk iki dönemine baktığımızda, 1990'ların ve son altmış yılın siyasi, sosyal ve ekonomik maliyetlerini yönetebilir bir noktaya getirme çabası içerisinde geçtiğini görürüz. Bugün başarılı devletlerin ve toplumların sahip oldukları yaşam standartlarının çok altına itilmiş olan toplumsal yapımızın maalesef vasat şartların bile, vasat ekonomik refahın, demokratik hakların bile çok görüldüğü bir hâle geldiğini hatırlayalım o yıllarda ve AK PARTİ'nin çıraklık ve kalfalık yılları milletimizin ve devletimizin hızla uluslararası vasata eriştirilmesi mücadelesiyle geçmiştir. Maalesef, bu vasata erişmemizi bile milletimize ve devletimize çok gören güçler, hız kesmeden normalleşmemizi kesintiye uğratmak için ellerinden geleni yapmaktan geri durmamışlardır ve AK PARTİ onların her müdahalesine daha fazla hukuk ve daha fazla demokrasiyle cevap vermiştir.
AK PARTİ hükûmetleri programları ve iktidar dönemi birçok şekilde tarif edilebilir. Öyle ki bu başarının birçok veçhesinden bahsedebiliriz ama özetlersek, en temel anlamda AK PARTİ hükûmetleri ve programları dönemi, eski Türkiye defterinin kapatıldığı, cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkılarak yeni Türkiye sayfasının açıldığı yıllardır. Hükûmetlerimiz ve Sayın Başbakanımız hiç kimsenin hatırlamak istemediği geçmiş uygulamalara son vererek, milletimizle beraber yeni Türkiye'yi inşa etmek için herkese kucak açtı. 12 Eylül 2010 Anayasa halk oylamasıyla milletimiz artık bu eski uygulamaları görmek istemediğini açık şekilde ortaya koydu. 12 Haziran seçimleriyle de AK PARTİ Hükûmetinin Türkiye'yi yeniden inşa etme sürecine milletimiz onay vermiştir.
Biz, tam da işte bu sebeplerden dolayı, sadece bir seçim kazanmadığımızın, milletimizin omuzlarına yüklemiş olduğu büyük sorumluluğun farkındayız. İlkelerimizden sapmadan, milletimizi mahcup etmemek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz.
AK PARTİ yeni Türkiye'yi inşa etmeye devam edecektir. Türkiye, demokratikleşmenin derinleştiği, ekonomik refahın arttığı, millî gelirimizin daha adil bir şeklide paylaşıldığı bir hedefe ilerliyor. Sosyal devletin vatandaşa şefkat elini uzattığı, hizmetlerin bütün ülkeyi kucakladığı, devletin ülkemizin her yerinde aynı adalet ve hizmet çizgisinde olduğu bir Türkiye inşa ediliyor. Artık, Türkiye, sorunların devleti esir aldığı değil, çözümlerin bir bir gerçekleştiği bir ülke hâline geliyor. Türkiye, kimlik sorunlarının, demokratikleşme sorunlarının, şiddetin ve terörün artık geride kalacağı günlere yürüyor.
AK PARTİ ustalık döneminde ilkelerinden vazgeçmeden, Türkiye'yi normalleştirmeye, demokratikleştirmeye, yenileştirmeye ve tüm bu adımları taktik bir bütünlük içinde planlamaya, sistemleştirmeye, kurumsallaştırmaya ve kalıcı hâle getirmeye devam edecektir.
61'inci AK PARTİ Hükûmet Programı, sadece 12 Haziran seçimleri sonrası dört yıllık iktidar dönemimiz için değil, 2023'ü hedefleyen yeni Türkiye'yi inşa etmek için hazırlanmıştır. Ümidimiz odur ki muhalefetimiz de bu uzun vadeli ve vizyoner hedefleri bizimle beraber paylaşır, el birliğiyle müreffeh Türkiye'yi inşa ederiz çünkü hangi siyasi görüşe mensup olursak olalım ortak derdimiz Türkiye'dir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 61'inci AK PARTİ Hükûmet Programı, milletimizi ve ülkemizi 2023 vizyonu çerçevesinde bölgesel ve küresel rekabete hazırlama amacını gütmektedir. Bugün, nasıl bir zaman diliminde yaşadığımızı ve hepsinden önemlisi zamanın ruhunu anlamamız gerekmektedir. Sadece ülkemiz farklı bir döneme girmemektedir, bölgemiz ve dünyamız oldukça radikal değişimlere gebedir. Dünyamız küresel dengesizlikler ve bölgesel karışıklıkların yoğun bir şekilde yaşandığı bir dönemden geçmektedir. Zamanın ruhu, 1945 sonrası kurulan cari düzenin ve bölgesel uzantılarının değişimini zorlamaktadır. Artık ne dünyamız ne de bölgemiz küresel, ekonomik, politik düzeni kaldıracak donuklukta değildir. Önümüzdeki yıllar büyük bir dönüşüme gebedir. Milenyuma girerken bu yüzyılın ilk yarısına dair yapılan analizler ve beklentiler, daha ilk on yıl içerisinde yaşanmaya başlanmıştır. Elli yıllık siyasi, bölgesel düzenler birkaç ay içerisinde altüst olmuş durumdadır.
Ülkemiz, yaşanan büyük değişim ve dönüşümü yakalamayı başarmıştır ve hatta birçok alanda ön almış durumdadır. Küresel ve bölgesel birçok aktör eski düzenin girdabında kalırken Türkiye, bölgesinde bir güce, dünyada ise belirleyici bir aktöre dönüşmüş durumdadır. Yeni Türkiye bu dönüşümün sadece Türkiye içerisinde değil bölgemizde de siyasi ve ekonomik tahkiminin yaşandığı bir dönem olacaktır. Bu yeni dönem iktidarların, sınırların, ekonomik ve siyasi derinliklerin yoğun bir şekilde tartışılacağı bir dönem olacaktır. Türkiye, bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında mukayeseli üstünlükleri zaaflarından çok fazla olan, yükselen bir güç konumundadır. Türkiye, sorunlarını çözemeyecek kadar küçük bir ülke değildir, hâlihazırda yaşadığımız sorunlarımız da yeni Türkiye'yi inşa etmemizi engelleyecek kadar büyük değildir. İktidarıyla muhalefetiyle çözüm odaklı siyaset anlayışı içerisinde çocuklarımıza, temel sorunlarını halletmiş, geleceğe öz güvenle yürüyen güçlü bir Türkiye bırakmak hepimizin asli görevidir. Programımız her zaman olduğu gibi, başta ekonomik kalkınma ve demokratikleşme olmak üzere sorunlarımızın üzerine ciddi bir şekilde gidecek yapıya sahiptir.
Ülkemizde, bu Meclisin çatısı altında -AK PARTİ hükûmetlerine kadar- konuşulmasından bile çekinilen, yüzleşmesi düşünülemeyen ne kadar sorun alanı var ise Hükûmetimiz bunların üzerine gitmiştir. Dün konuşulamayanların konuşulmasını, tartışılamayanların tartışılmasını sağlayan İktidarımız, 61'inci AK PARTİ Hükûmeti Programı'yla dün yapılması hayal edilemeyenleri teker teker hayata geçirecektir.
Bugün, cumhuriyet tarihimizin en istikrarlı Hükûmetinin programını değerlendirmek üzere bir aradayız. Bu, milletimizin başarısı olduğu kadar muhalefetimiz için de siyasetin kalitesini yükseltmek için önemli bir imkândır. Devlet yönetmek ciddi bir iştir ve siyaset sorumluluk almaktır. Siyaset kurumunun asli görevi ise insanın ve toplumun sorunlarını çözmektir ve toplumlar sorunlarını çözebildikleri oranda gelişirler.
Muhalefet etmek, her şeye karşı çıkmak ve kriz üretmek değil, daha işlevsel çözümler üretebilmek ve teklifler getirebilmektir.
Milletimiz hükûmet etme sorumluluğunu AK PARTİ'ye vermiştir. Bu sorumlulukla hazırladığımız Hükûmet Programı'mıza muhalefetimizin yapıcı eleştirilerini ve katkılarını bekliyoruz. Ümit ederiz ki muhalefetimizle de milletimizin Meclisinde insicam içerisinde çalışma imkânı buluruz.
Bu düşüncelerle Hükûmet Programı'nın hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)