| Konu: | BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GEÇİCİ GÖREV GÜCÜ BÜNYESİNDE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN 5 EYLÜL 2011 TARİHİNDEN İTİBAREN BİR YIL DAHA UNIFIL HAREKATINA İŞTİRAK ETMESİ HUSUSUNDA ANAYASANIN 92 NCİ MADDESİ UYARINCA HÜKÜMETE İZİN VERİLMESİNE DAİR BAŞBAKANLIK TEZKERESİ (3/3) |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 05.07.2011 |
ALİ RIZA ALABOYUN (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı Kararı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 880 sayılı Kararı ile tespit edilen ilkeler kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Lübnan'daki Geçici Barış Gücü UNIFIL harekâtına iştirak etmesi konusunda Hükûmetimize verilmiş olan yetkinin 5 Eylül 2011'den itibaren bir yıl daha uzatılmasını isteyen Hükûmet tezkeresi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
24'üncü Dönem Meclis Başkanlığına seçilmenizden dolayı Sayın Başkanım sizi kutluyorum. Ülkemize, milletimize ve Meclisimize hayırlı olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tezkereye temel oluşturan UNIFIL Geçici Barış Gücü ve bölgedeki gelişmeler hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.
İsrail ve Lübnan arasındaki çatışmaların yoğunlaşması ile İsrail'in Güney Lübnan'ı işgal etmesi üzerine 1978 yılının mart ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyince alınan karar doğrultusunda "UNIFIL" adında geçici bir barış gücü oluşturulmuştur. Bu barış gücünün amacı İsrail'in işgal ettiği Güney Lübnan'dan çekilmesini, bölgede barış ve güvenliğin sağlanmasını ve Lübnan Hükûmetinin bölgedeki otoritesinin yeniden tesis edilmesini amaçlamaktaydı. Ancak İsrail ve Lübnan arasında yaşanan gerginlikler nedeniyle gerek 1982 yılında gerekse 2000 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin aldığı kararlar ile barış gücünün etkinliği genişletilmeye çalışılmıştır.
Birleşmiş Milletlerin bütün bu çabalarına rağmen İsrail ve Lübnan'daki Hizbullah arasındaki çatışmalar zaman içerisinde artış göstermiştir. Özellikle 2006 yılının temmuz ayında başlayan karşılıklı çatışma ve saldırılar İsrail'in yoğun bir bombardıman harekâtıyla Güney Lübnan'ı topyekûn imha etmeye dönük bir saldırıya dönüşmüştür. Bu bombardıman neticesinde Beyrut Havaalanı başta olmak üzere onlarca şehir, belde ve altyapılar tahrip edilmiş, on binlerce ev kullanılamaz hâle gelmiş ve yüz binlerce kişi oturduğu yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Aralarında -yabancılar dâhil- kadın ve çocukların çoğunlukta olduğu binin üzerinde Lübnanlı sivil hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralanmıştır. Buna mukabil Hizbullah saldırıları sonucunda İsrail tarafından da 40 civarında can kaybı olmuştur.
Güney Lübnan'da yaşayan yabancılar can güvenliği nedeniyle ülkeyi terk etmek durumunda kalmıştır. Türkiye, bölgedeki Türklerin tahliyesi esnasında binlerce yabancıyı da tahliye ederek insani bir görevi yerine getirmiş ve uluslararası camianın dikkatini üzerine çekmiştir.
İsrail'in savunma hakkı gerekçesiyle Güney Lübnan'a karşı uyguladığı aşırı ve orantısız güç kullanımı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan başta olmak üzere, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını yürüten Finlandiya ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülke tarafından şiddetle kınanmıştır.
Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Lübnan'da yaşananlara seyirci kalamamış ve 11 Ağustos 2006 tarihinde aldığı 1701 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı ile bölgedeki barış gücü UNIFIL'in asker sayısını 15 bine çıkartmayı ve UNIFIL'in etkinliğini daha da arttırmayı kabul etmiştir; bu kapsamda, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülkeye UNIFIL'e asker vermesi konusunda çağrıda bulunmuştur.
Türk Hükûmeti, bölgede yaşananlara ve Birleşmiş Milletlerin çağrısına duyarsız kalmamış, Lübnan'a asker göndermeyle ilgili Hükûmet tezkeresini Meclise sunmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 5 Ekim 2006 tarihinde tezkereyi görüşerek aldığı 880 sayılı Karar ile Hükûmetimizi bir yıllığına asker gönderme konusunda yetkilendirmiştir.
Türkiye, ilk etapta asker, sivil ve teknik elemanlardan oluşan 495 kişiyle UNIFIL'e katılmıştır. Bu rakam, bugün itibarıyla bin mertebesine ulaşmıştır. Türkiye, deniz ve kara güçleri ile bir taraftan Güney Lübnan'ın savunmasına askerî destek verirken, diğer taraftan sivil ve teknik eleman desteğiyle bölgenin kalkınmasına ve inşasına ayrıca katkı sağlamaktadır.
UNIFIL'in son beş yıldır başarıyla görevini sürdürdüğü görülmüştür. Yaklaşık otuz ülke arasında Türkiye en çok katkıyı veren ülkelerin başında gelmektedir ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 25 Kasım 2010 tarihinde Lübnan ziyareti esnasında beraberindeki bazı bakanlarımızla birlikte UNIFIL'deki Türk gücünü ziyaret etmiş ve moral desteği vermiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, dış politikasına temel oluşturan "Yurtta barış cihanda barış" prensibi çerçevesinde bölgesel barışa katkı sağlamayı kendine ilke edinmiş bir ülkedir; komşularıyla "sıfır problem" politikasıyla bölgede ulaştığı başarıyı, barış güçlerine verdiği askerî destek, bölgenin inşasına yönelik vermiş olduğu sivil katkı ile taçlandırmış ve bölgenin etkili ve güvenilir bir ülkesi olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye, İsrail başta olmak üzere bölgedeki her ülkenin egemen bir devlet olarak var olma ve kendini savunma hakkına sahip olmasına saygı duymaktadır. Bu nedenledir ki Türkiye bölgedeki bütün ülkelerin güvenilirliğini kazanmış bir ülkedir. Ancak Türkiye, yine İsrail başta olmak üzere bölgede hiçbir ülkenin, ekonomik gücünü, askerî üstünlüğünü ön plana çıkararak abartılı bir güvenlik kaygısıyla bir başka ülkeye aşırı ve orantısız güç kullanmasını asla kabul etmez, bu yaklaşımın bölgesel istikrarı dinamitlemeye yönelik bir davranış olduğunu kabul eder.
Değerli milletvekilleri, Türkiye UNIFIL'deki askerî varlığımızın süresinin uzatılmasını Lübnan'ın güvenliği, bölgenin istikrarı ve dış politikamızın güvenilirliği açısından önemli bir adım olarak görmektedir. Meclisimizin tatilde olacağı bir dönemde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi muhtemelen UNIFIL'in görev süresinin uzatılması yönünde karar alabilecektir. Böyle bir durumda, Meclisimiz tatile girmeden, UNIFIL'deki askerî varlığımızın sürekliliğini temin etmek için şimdiden bu yetkinin verilmesi önem arz etmektedir. Bu amaçla, hudut, şümul ve miktarı Hükümetçe belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ve 880 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı'yla tespit edilen ilkeler kapsamında UNIFIL'de görevlendirilmesi hususunda Hükûmetimize yetki verilmesi gerekmektedir.
5 Eylül 2011 tarihinden itibaren Türkiye'nin bir yıl daha UNIFIL harekâtına iştirak etmesi, bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Hükûmet tarafından yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca izin verilmesine Meclisimizin onay vereceğini umuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)