| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 17.04.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz 2016 tarihinde, 28 Şubat postmodern darbesinden sonra, 12 Eylülün artık darbeleri ortadan kaldırdığı konuşulan bir süreçte Türkiye bir darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldı. Aradan sekiz yıl geçti, elbette o darbenin sıcaklığı çerçevesinde güvenlik ve endişe kaygılarıyla belki devlet kurumlarının refleksleri, belki yargı organlarının refleksleri, hukuk ve hakkaniyet yerine güvenliği ve endişeyi önceleyen bir yaklaşım ortaya koydu ama bugün, artık, aradan sekiz yıllık bir süre geçti. Biz 15 Temmuz gerçeğiyle, o gece yaşananlarla, bu ülkeye ihanet edenlerle bu ülkenin kahramanlarını hep beraber, daha serinkanlı bir şekilde gözden geçirmek mecburiyetindeyiz. Evet, o gün "Yanması gereken kuruların mutlaka yanması gerekir ama ne yapalım, kurunun yanında yaş da yanar." diyebileceğimiz bir süreci çoktan geçtik çünkü aradan sekiz sene geçti. Dolayısıyla, Türkiye eğer bir daha benzeri darbe süreçlerini yaşamak istemiyorsa ki hiçbirimizin istemediği konusunda en ufak bir şüphem yok, hepimiz "Türkiye'de artık darbeler tarihe karışsın, devlet içerisindeki gayrinizami yapılanmalar ortadan kaldırılsın." diyorsak, işte bugün, artık 15 Temmuzu, beka üzerinden, devletin birliği beraberliği üzerindeki endişelerimizden uzakta, daha şeffaf bir şekilde hukuk, yargı ve hakkaniyeti devreye sokarak beraber konuşmak zorundayız. Zaman zaman... Hatta AK PARTİ'deki bazı siyasi aktörler bile şunu söylüyor: "Gün gelecek 15 Temmuzda 'kahraman' dediğimiz birçok kişinin hain 'hain' dediğimiz bazı insanların aslında hain olmadığını hep beraber görmüş olacağız." Niçin böyle bir söz söylenme ihtiyacı hissediliyor? Çünkü biz 15 Temmuzla yüzleşemedik, biz 15 Temmuzda iş adamı olarak en üst düzeyde ilgili yapının içerisinde olanlarla yüzleşemedik ama o iş adamlarının şirketlerinde sigortalı çalışan kişilerin hâlâ mahkûmiyetle, hâlâ âdeta medeni bir ölüme terk edilerek iş bulamadığı bir ortamı yaşıyoruz. Bu manada organize suç örgütlerinin de kendisini en fazla kamufle ettiği alanlar din, vatan, millet ve devlet kavramlarıdır. Onun için, birçok organize suç örgütü liderinin kendisini kamufle etmek için o günlerde vatan ve millet sevdalısı olduğu hikâyelerini hep beraber dinledik ve bugünlere kadar geldik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen toparlayalım.
Buyurun.
BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Dolayısıyla, bugün aradan sekiz yıl geçti, artık reflekslerimiz devlet ve güvenlik kaygısı değil, hak, adalet ve vicdan kaygısı olmalıdır. Sizin kapattığınız bir gazetenin patronu hâlâ devletten en fazla ihaleleri alan kişi ama o gazetenin abonesi olan kişiler ise cezaevindeyse; sizin kapattığınız bankanın en büyük sermayedarı sizinle hâlâ içli dışlı olan bir iş adamı ama o bankada hesap bulunduranlar içerideyse emin olun hepimizin vicdanı tarih karşısında mahkûm olacaktır.
Gelin, aradan geçen sekiz yıllık bir süreç içerisinde artık o günün koşullarının da hafiflediğini hep beraber görerek bu konuları daha sağlıklı bir zeminde, gerçek kahramanların ve gerçek hainlerin kimler olduğunu ortaya çıkaracak bir şekilde gönül rahatlığıyla araştıralım ve bu konuların üstünü örtmeyelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)