GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:01.03.2024

AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Gündemimizdeki teklifin geneliyle ilgili sormamız gereken üç tane soru var. Birincisi: Hukukun üstünlüğünü mü tesis etmek istiyoruz yoksa üstünlerin hukukunu mu? İkincisi: Bu teklifin şiarı gerçekten yargının yükünü azaltmak ve adli süreçleri hızlandırmak mı? Üçüncüsü: Hükûmetin reform kavramından anladığı, işleyen kurumları yıkıp yerlerine akıbeti belirsizleri inşa etmek midir yoksa işleyen kurumlarda ufak değişiklikler yaparak etkinliklerini arttırmak mıdır?

İlk iki sorunun cevabı yargı paketinin genelini anlamak için büyük önem arz ediyor. Üçüncü sorunun cevabına ise sadece yargı paketlerinin maksadını anlamak için değil, genel olarak bugüne kadar yapılmış ve bundan sonra yapılacak düzenlemeleri değerlendirmek için ihtiyaç duyuyoruz. Elimizdeki teklifin birkaç maddesi koruma tedbirleri nedeniyle yapılacak yargısal görev alanına ve hâkimin takdirine girmeyen bazı tazminat istemlerinin 6384 sayılı Kanun'la kurulan Tazminat Komisyonuna yapılmasına yönelik. Bu konuda Tazminat Komisyonuna neden gerek var? Komisyon Başkanı Adalet Bakanı tarafından belirlenecek ve Komisyonun yetkisi de bu Başkanda toplanacak yani aslında yürütmenin bir parçası olan Adalet Bakanına bağlı, yargı yetkisiyle donatılmış bir idari yapıdan bahsediyoruz. İşin enteresan tarafı ise bu yapının devletin ödeyeceği tazminatlara karar verecek olması. Devleti devlete şikâyet etmek gibi bir duruma yol açmıyor mu? Tam da Anayasa Mahkemesinin görev yapması gereken uyuşmazlık durumları için Anayasa Mahkemesini oyun dışına itip söz konusu uyuşmazlıkların taraflarından birine bağımlı kişi veya kişilerden oluşmuş bir yapıyı oyuna dâhil etmek ne kadar makuldür?

Bakın, bu soru aynı zamanda bizi konuşmamın başında işaret ettiğim birinci soruya da getiriyor. Milletvekillerinin ya da bakanların halktan, halkın gerçeklerinden kopuk açıklamalar yapmasına bazen tanıklık ediyoruz. Ancak eğer iktidar bileşenleri kendilerinin ya da kendi çevrelerinin halktan üstün olduğunu düşünüyorlarsa bu yanılgı bizi büyük açmazlara sürükleyebilir. İşte o zaman biz hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin, daha doğrusu kendini üstün sananların hukukunu tartışmaya başlarız. Her birimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin sadece birer vatandaşı olduğumuzu, fâni olduğumuzu ve en önemlisi diğer milyonlarca vatandaşın oylarıyla burada yine onları temsil etmek üzere geçici olarak görevlendirildiğimizi unutmamalıyız. Dünya Adalet Projesi'nin geliştirdiği Hukukun Üstünlüğü Endeksi içinde bulunduğumuz durumu özetlemekte. 2012-2013 döneminde Hukukun Üstünlüğü Endeksi açısından 97 ülke arasında 53'üncü sıradaymış ülkemiz. 2023'te ise 142 ülke arasında 118'inci sırada yer almışız. Peki, bu endeksin bileşenleri arasında en geride olduğumuz 2 alan hangisi? Birincisi: Hükûmet yetkililerine getirilen kısıtlamalar; 142 ülke arasında 137'nci sıradayız. İkincisi: Temel haklar; 142 ülke arasında 135'inci sıradayız.

Ben bu sonuçlara bakınca, vatandaşın temel haklarını azaltan ve bunu yaparken de kendi gücünü kontrolsüz şekilde arttıran bir Hükûmet görüyorum. Oysa güç, vatandaşın yaşam standartlarını iyileştirmek için kullanıldığında toplumu müreffeh kılar; oysa vatandaştan gelen güç, yine vatandaş için kullanıldığında refah sağlar. Güç vatandaşı ezmek için ve hukuku yok sayarak kullanılıyorsa bunun adı "tiranlık" olur. İşte, bu teklif de vatandaş sayesinde güç elde etmiş olanların vatandaşı daha çok ezebilmesinin, vatandaşı daha çok kutuplaştırmasının önünü açtığı için uygun değil. Zira Komisyonun oluşan mağduriyetleri sübjektif olarak değerlendirmemesi riski aşikârdır. Tazminatlar açısından her somut olayın ayrı ayrı, derinlemesine ve sübjektif şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir; oysa Komisyon, birilerinin yönlendirmesine açık hâlde ve toptancı zihniyetle karar vermeye müsait yapıda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

AYKUT KAYA (Devamla) - Son olarak, yargı paketinin gerekçeleri arasında yer alan yargı yükünü azaltma hususuna da değinmek istiyorum. Tazminat Komisyonunun kararlarına karşı yargıya başvuru hakkı korunsa da bu hakkı kullanmak durumunda kalınması hem cumhuriyet başsavcılıklarının iş yükünün artmasına hem de zaten hak ihlali yaşayan vatandaşlara yine mağduriyet yaşatılmasına neden olacak. O zaman şu sonuca varabiliriz: Bu teklifte hukukun üstünlüğünü tesis etme amacı var mıdır? Yok. Bu teklifle yargı süreçleri hızlanacak mı? Hayır. Bu bir reform mu? Adına "paket" deniyor ancak hepimiz biliyoruz ki bu paketler açılınca içinden vatandaşın yüzünü güldürecek bir şey çıkmıyor.

İnşallah, sıradaki seçimlerden evvel Gazi Meclisimizde bir reform gündemini tartışmak da bizlere nasip olur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)