GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:66
Tarih:29.02.2024

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Önümüzde bir torba yasa teklifi vardır ve bu torba yasa teklifine dair Anayasa profesörlerinden tutun da çok değerli hukukçulara kadar bu kürsüden sanırım hukuki olarak söylenmedik şey kalmadı. Belki bu konuya dair bir fıkra anlatmak gerekirse; köyün birinde derin bir çukur varmış ve bu çukura insanlar düşer, yaralanırmış. Köyün meclisi toplanır, buna bir çözüm aramaya karar verir, köylülerden birisi der ki: "Ya, biz bu çukurun başında bir ambulans bekletelim, düşenleri hemencecik alalım, hastaneye yetiştirelim." diğeri çıkıp der ki: "Ya, böyle olmaz, biz Sağlık Bakanlığına başvuralım, bu çukurun başına bir tane hastane yapalım." Temel hemen oradan atlar, der ki: "Ya, sizin kafanız hiç çalışmıyor. Öyle yapacağımıza biz bu çukuru kapatalım, gidelim hastanenin yanına bir tane çukur açalım." (DEM PARTİ ve CHP sıralarından gülüşmeler, DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Aslında, burada yapılmak istenen tam da budur, Hükûmet yargı erkinin kapısının önünde çok derin bir çukur kazma hazırlığındadır. Yani bunun üzerine hukukçu arkadaşlarımız gereken şeyleri söyledi ama maalesef iktidar kulağını kapatmış, parti genel merkezlerinden hazırlanmış, saraydan talimatı alınmış, burada sadece noterlik görevini yapmak üzere biz bu torba yasa teklifini tartışıyoruz. Bunun üzerine sanırım hukukçu olmadığım için çok fazla bir şey söylememe de gerek yok.

Şimdi, iki gündür özellikle iktidar cenahı bu kürsüye çıkıp 28 Şubat sürecinde yaşananları çok konuştu. Aslında eğer 28 Şubat sürecinin öncesini konuşacak olursak, 28 Şubat sürecinde Refahyol Hükûmetini götüren nedenler ile AK PARTİ Hükûmetini getiren nedenler aynı nedenler yani aynı saikler. Nedir bunlar? "Kamu Tek sistemi" diyoruz ya, ekonomide havuz sistemi, Rahmetli Erbakan'ın belki Türkiye'deki ekonomiyi düzeltmek için attığı en önemli adımlardan bir tanesiydi bu, bütün gelirler bir havuzda toplanacak, oradan dağılacak ve bunun üzerinden ekonomik hırsızlık ortadan kaldırılacaktı. İkincisi, D-8'di. Yirmi iki yıllık AK PARTİ iktidarından siz bugüne kadar hiç D-8'i duydunuz mu? Duyamazsınız çünkü aslında o da uluslararası bir ekonomik iş birliğiydi. Üçüncüsü, rahmetli Erbakan'ın attığı çok cesur adımlar vardı Kürt sorununun çözümü noktasında -maalesef bugün Saadet Grubu hâlen o cesareti ortaya koyamıyor- bu meselenin sistemsel bir sorun olduğunu ve sistemin esastan düzeltilmesi gerektiğini vurgulayarak söylüyordu.

Şimdi buradan 28 Şubat sürecine kısmen değineceğim. 28 Şubat postmodern darbesini yapanlar "28 Şubat bin yıl sürecek." demişti. Aslında hiç de haksız değiller çünkü 28 Şubat ruhu hâlen dipdiri ayakta duruyor. Bugün, bütün askerî darbe ve vesayetlerin temel amacı sivil siyaseti, halkın özgürlük ve hukuk taleplerini ortadan kaldırmaya yöneliktir. Toplumu mühendislik dizaynlarıyla dizayn etmek isteyenler daima meşru olmayan yöntemler kullanır. 28 Şubat postmodern darbesi bunun örneklerinden bir tanesidir. Sivil alanı dizayn etmek isteyen güçlerin gayrimeşru müdahaleleri, bu yöndeki istekleri hep oldu, oluyor ve olacak. Dün hükûmetlere karşı yapılanlar bugün hükûmet tarafından yapılıyor, değişen tek şey müdahaleyi yapan odakların isminin değişmiş olmasıdır. Dün insanlar fikirleri yüzünden tutuklanıyordu, bugün de öyle. Dün muhalifler, solcusu, dindarı fark etmeden zulme uğruyordu, bugün de öyle. 28 Şubat sürecinde Hüda Kaya mazlum idi, şimdi de öyle; tutsak idi, şimdi de öyle.

Değerli arkadaşlar, 28 Şubat sürecinin en büyük mağdurlarından birisi Hüda Kaya'ydı. Hüda Kaya başörtüsü mücadelesinin en sembol isimlerindendi, 3 kızıyla birlikte yargılandı ve 28 Şubatçılar tarafından zindana atıldı ama Hüda Kaya'nın meselesi sadece başörtüsü meselesi değildi, Hüda Kaya büyük bir özgürlük mücadelesini yürütüyordu ve bunun içerisinde bütün özgürlük maddeleri yer alıyordu. Şimdi, burada, dün, havuz medyasında 28 Şubat sürecini anlatan belgeseller yayınlandı ve bu belgesellerde Hüda Kaya'nın ismi hiç geçmedi, daha önce geçmişse de dün bu belgesellerden çıkarıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kamaç, lütfen tamamlayın.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Şimdi ben burada Hüda Kaya'yı ve bütün özgürlük mücadelecilerini Baba Tahir-i Uryan'ın şu dörtlüğüyle selamlamak istiyorum "..."(*)

(Mikrofon kapatıldı)

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar, sıra kapaklarına vurmalar)