| Konu: | Emeklilerin feryat ettiğine ve emeklinin sesine tercüman olmaya çalıştıklarına, Cumhurbaşkanının dün bir miting meydanında emeklilerin durumuyla ilgili yaptığı açıklamalara ve emekliye gelince "Para yok." dediğine, yirmi iki yıllık iktidarın gelir dağılımı tablosuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 29.02.2024 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımızın da dün ifade ettiği gibi, ülkemizde 17 milyon emeklimiz var. Emeklilerimiz gerçekten çok ağır şartlar altında geçimlerini sağlamaya çalışıyor ve bu emeklilerimizin önemli bir kısmı, hatta ve hatta tamamına yakını 10 bin TL ve 10 bin TL civarında, açlık sınırının altındaki rakamlarla, yıllarca devlete ve millete hizmet etmiş olmalarına rağmen, ağır ekonomik koşullar altında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Emekliler feryat ediyor, bizler de emeklinin sesine tercüman olmaya çalışıyoruz ama yeri sıcak olan, koltukları rahat olan makam sahipleri ise emeklilerin sesini ve feryatlarını duymazlıktan gelmeye devam ediyor.
Emeklilerin bugün içine düştüğü hâl Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi iki yıllık iktidarının sonucu, mahsulü ve ürünüdür. Sayın Cumhurbaşkanı, emeklilerin bu durumunu görmek yerine, dün bir miting meydanında "Kimileri çıkıp emeklilere 7 bin TL-10 bin TL seyyanen zam verilmesi gerektiğinden bahsederek emeklilerimizi tahrik etmektedir." diyor. Ben de buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza açıkça seslenmek istiyorum: Böyle kapalı konuşmanıza gerek yok. Bu seyyanen zammı talep ederek emeklileri tahrik etmek isteyenler kimlerdir? Mesela Cumhur İttifakı'nın ortaklarından Sayın Devlet Bahçeli midir? Çünkü Sayın Devlet Bahçeli de emeklilerin feryadına bigâne kalamadı ve bunu dile getirdi, seyyanen zam talebinde bulundu. Yoksa Sayın Fatih Erbakan mıdır? İşte, burada, az evvel, Yeniden Refah Partisinin milletvekili olan değerli kardeşimiz de emeklilerin bu feryadını dile getirdi. HÜDA PAR'ın Genel Başkanı mıdır, DSP'nin Genel Başkanı mıdır, Büyük Birlik Partisinin Genel Başkanı mıdır, Milliyetçi Hareket Partililer midir? Yani kim bu tahrik edenler? Saadet Partililer midir, DEVA Partililer midir, DEM PARTİ'liler midir, CHP'liler midir, İYİ Partililer midir? Yani Sayın Cumhurbaşkanımız ve onun etrafında kümelenen kişilerin dışında herkes emeklilerin bu feryadını dile getiriyor ama Sayın Cumhurbaşkanımıza göre herkes sadece emeklileri tahrik etmek niyetiyle yola çıkıyor. Bu ortaya koymuş olduğum tablo Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi iki yılda emekliyi getirdiği hâldir. 2001 yılında asgari ücret 105 TL iken emekli 159 TL alıyordu. Daha sonra, örneğin 2006'da 380 TL'yken asgari ücret, 470 TL alıyordu. İlk kez 2016'da bozulmaya başladı, 1.301 TL asgari ücretken emekli asgari ücretin altına düştü, 1.265 TL'ye geldi. Bugün nerede? 17.002 TL asgari ücrete karşılık en düşük emekli maaşı 10 bin TL. Bu tablo sizin eseriniz; kalkınan, büyüyen lider ülke Türkiye'nin tablosu. Emeklilerinizi yoksulluğa, açlığa teslim ettiğinizin ve mahkûm ettiğinizin ağır bilançosu değerli iktidar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Devam ediyorum Sayın Başkanım.
Dolayısıyla, siz iş başına geldiğiniz zaman en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 151'iyken bugün maalesef yüzde 58'ine düştü. Bu tablo sizin eseriniz Sayın Cumhurbaşkanı -bugün emeklileri tahrik edecek biri varsa- bu tablodur emeklileri tahrik eden çünkü ülkeyi bu hâle siz getirdiniz ve bunun hesabını 31 Martta vermesi gereken sizsiniz çünkü sizin anladığınız tek bir şey var: Oy kaygısı.
EYT'lilerin sesini duymadınız, seçimden önce gündeme getirdiniz ve yasalaştırdınız. Emeklilere ikramiyenin sesini duymadınız, 2018'de seçimi kaybetme kaygısıyla yasalaştırdınız. Memurlarımıza seyyanen zammı Millet İttifakı'nın taahhüdü sebebiyle siz taahhüt edip tekrar yasalaştırdınız. Dolayısıyla, emekli kardeşlerimize sesleniyorum: Bunlar oydan anlar, oydan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Size "Zam mam yok." diyenlere karşı "Zam yoksa oy da yok." derseniz emin olun tıpış tıpış size bu zamları verirler. Yoksa "Emeklilerimiz sıkıntı çekiyormuş, emeklilerimiz sıkıntı altında." diyerek hiç kimse sizin şartlarınızı düzeltmez çünkü kendi koltukları sallanmadığı müddetçe sizin sancılarınızdan bihaber kalmaya devam eder.
Bir de ne tür bir bahane sunuyor Sayın Cumhurbaşkanı, diyor ki: "Ey emekli kardeşlerim, olsa dükkân sizin, para yok." Söz konusu olan rantiyeci, faizci, tefeci, maden baronları olunca para var. Sen bu bütçenin 1 trilyon 250 milyarını tefeciye, faizciye veriyorsun, ona dükkân var ama emekliye gelince "Para yok." diyorsun. Faizciye para buluyorsun da emekliye niye para bulamıyorsun?
Bugün bizim faize ödediğimiz paraların sebebi sizin yanlış ekonomi politikalarınız. Bir yılda 1 trilyon 250 milyar yani her emekliye seyyanen 7 bin TL zam verecek kadar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, son kez uzatıyorum.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum.
Yani faize bu paraları ödemeseniz bütün emeklilere seyyanen 7 bin TL aylık zam verme imkânına sahipsiniz. Bir de diyorsunuz ki: "Daha çok çalışacağız, daha çok kazanacağız, daha çok üreteceğiz."
Bu da sizin yirmi iki yıllık iktidarınızın gelir dağılımı tablosu, ülkeyi getirdiğiniz nokta: En yüksek -zengin- yüzde 20'lik kesim kaynakların yüzde 48'ini alıyor yani 20 en zengin kula 48 pul veriyorsunuz. En düşük yüzde 20'ye ne veriyorsunuz: 20 fakir kula sadece 6 pul veriyorsunuz. 20 zengin kula 48 pul, 20 fakir kula 6 pul... Hani üstat Necip Fazıl diyor ya: "Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa." Bu taksimatı kurt yapmaz zenginlere şah olsa. Dolayısıyla buradan iktidara tekrar sesleniyoruz: Ülkemiz ekonomik sıkıntılar çekiyorsa sancıyı hep beraber paylaşalım. Tefeci rahat edecek, rantiyeci rahat edecek ama emekli sıkıntı çekecek. Yok öyle yağma diyoruz!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sadece teşekkür için...
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu sözler ve duygularla -iktidar "Emeklileri tahrik etmekten vazgeçin." gibi bir suçlamayla meydanlara çıkacağına- gelin, bu emeklilerin sorunlarını Adalet ve Kalkınma Partisi dışındaki bütün partiler ittifak hâlindeyken hep beraber bu Meclisten, bu kanun teklifi görüşülürken çıkaralım diyorum, hoşgörünüzden dolayı da teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.