GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:65
Tarih:28.02.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sözlerime başlarken buranın bir tiyatro sahnesi olmadığını hatırlatmak isterim. Her ne kadar TRT'den yayınlanıyorsa da TRT sahnesi de değil burası. Bugün gün boyu görevinizi hakkaniyet çerçevesinde kullanmadığınız konusunda çok ciddi eleştiriler geldi, hepsini müstehzi bir gülüşle karşılıyorsunuz; aslında gülünecek hiçbir şey yok.

Sayın Yenişehirlioğlu, sizi de gerçekten bir tür esefle dinledim; gün boyu Meclis Başkanı dâhil olmak üzere ve geçen hafta da kendi Grup Başkan Vekilleriniz dâhil olmak üzere mütemadiyen kendi milletvekilleriniz sessizliğe davet edildi. O kadar rahat kalkıp diyorsunuz ki "Dinleyelim lütfen, biz sizi dinledik." Dinlemiyorsunuz.

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Ben dinliyorum çünkü sizi.

SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - Kendi adınıza söz isteyin o zaman, "biz" demeyin.

Esef edilecek çok şey var. Bugün 8 kadın öldürüldü, 9'uncusu yoğun bakımda. Bu kadınları konuşamıyoruz, bize "terör" vesaire... Terör tanımlama iktidarı sizin elinizde, öyle mi? Bir yılda 500 kadının, 300 kadının -sayı vermeye utanıyoruz- öldürüldüğü bir yerde terör görmüyor musunuz siz? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) İki yılda bin kadının öldürüldüğü yerde terör görmüyor musunuz siz? Nükleer santrallerde IŞİD'li çalışıyor, terör görmüyor musunuz? Terörü tanımlama iktidarını elinizde tuttuğunuz için haklı olduğunuzu, haklı göründüğünüzü sanıyorsunuz; görünmüyorsunuz. AKP Grubunu izlerken aklımın bir tarafında hep şu var: Bu kadar kendini dışarıdan görmemek nedir? Gerçekten narsistik bir şey bu. Kendinizi görmüyorsunuz, "Nasıl görünüyoruz?" diye bakmıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

NİLHAN AYAN (İstanbul) - Siz kendinizi görmüyorsunuz.

OSMAN SAĞLAM (Karaman) - Kendinizi mi tarif ediyorsunuz?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Dinlemeyi sizden mi öğreneceğiz!

SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - Lütfen dinleyin, zaten oturduğunuz yok, dinleyin.

TRT üzerine, rakamlar üzerine konuşmak istemiyorum; Sayın Utku Çakırözer, diğer vekiller çok güzel konuştular. Türkiye'de bir "kurumkırım" gerçekleştirildi. Bu kavram; yayıncı, editör, yazar Tanıl Bora'nın sözüdür. Bu "kurumkırım"dan her yer payını aldı SEKA'dan Türkiye Büyük Millet Meclisine kadar. Bu payda en ağır şeyi medya kuruluşları aldı. "Ana akım medya buharlaştı." diyor Sayın Tanıl Bora. Gerçekten de öyle ve bu buharlaşmanın, bu hakkaniyetsizliğin her şeyle ilişkisi var. TRT'yi konuşmaya, artık dakikaları saymaya tenezzül etmiyorum; bu kürsüde 3'üncü kez TRT konuşuyorum, gerçekten zül sayıyorum. Utanmıyorlar. O dakikalar çalınmış dakikalardır, çalınmış dakikalar! Hırsızlıktır bu. Hırsızlık üzerine konuşuyoruz, bunun farkında mısınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çelenk, lütfen tamamlayın.

SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - Tıpkı, dün burada olmadığı hâlde burada bir hak kullanmayı talep eden vekilinizin yaptığı gibi hırsızlıktır. Görev ve yetkinizi doğru kullanmadığınız her yerde bunu yaparsınız, bunu kalabalığa boğarak da yitirtemezsiniz. TRT "kurumkırım"dan nasibini aldı, beş yıl sınav bile açmadı, KPSS'yle bir tek sınav yapmadı. Bütün o elektronik cihazlarımızdan kesilen bandrol ücretleri TRT'ye aktarılıyor, hırsızlıktır bu. Artık "kamu sorumluluğu" filan demiyorum, açıkça adını koymak gerekiyor. Bütün bunları herkes görüyor, yurttaşlar görüyor. Bu "kurumkırım"ın geleneklerin tasfiyesi gibi yönleri vardır; her şeyin içini boşaltmak; birikimi, deneyimi, yılların liyakatini yok saymak vardır.

Sürem bitiyor, 25 Şubatta, 34 yaşında hayatına son veren barış akademisyeni Mehmet Fatih Traş'ı anarak bitiriyorum, anısı önünde eğiliyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)