| Konu: | Necmettin Erbakan'ın vefat yıl dönümüne, Hocalı katliamına, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 52 ülke ve pek çok uluslararası kuruluşun Gazze'de yaşananlarla ilgili hukuki mücadelesinin devam ettiğine ve bu kapsamda Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız'ın Uluslararası Adalet Divanına dün sunduğu Türkiye'nin sözlü beyanına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 27.02.2024 |
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yerel seçimlerden önceki son çalışma haftamız; tüm arkadaşlarımıza, siyasi partilerimize iyi çalışmalar diliyorum.
Ben de konuşmamın başında Profesör Doktor Necmettin Erbakan'ın vefat yıl dönümü nedeniyle kendisini rahmetle yâd ediyorum. Sayın Erbakan, Türkiye siyasetinde pek çok özelliğiyle çok öncü bir isim. Bugün tekrar, bir kez daha kendisinin hayatına dönüp baktığımda 1969 yılında bağımsız bir milletvekili olarak, Konya milletvekili olarak siyasete başlayıp hiç vazgeçmeden, pes etmeden tam yirmi yedi yıl sonra 1996 yılında Başbakan olan; ilmiyle, hocalığıyla, Türkiye'de ortaya koyduğu kendine ait müstakil siyaset inşa etme metoduyla ve siyasetiyle Türkiye siyasetinin çok öncü isimlerinden birisi. Dönüp baktığımızda, özellikle tabii yarın 28 Şubat, bu konuyu belki yarın tekrar açmakta fayda var, konuşan arkadaşlarımın oraya gelmekten imtina ettiğini görüyorum, Türkiye siyaseti için fevkalade önemli bir gün, böyle bakıldığı zaman, bütün hayatını demokrasi için, hukuk için, Türkiye'nin gerçekten bağımsız bir ülke olması için harcamış, sarf etmiş rahmetli Sayın Erbakan'ı rahmetle yâd ediyorum.
Tabii, bu hafta hüzünlerin, acıların arka arkaya geldiği, hatırlamamız gereken zamanlar. Bunlardan bir tanesi, siz de konuşmanızda Divan olarak ifade ettiniz, arkadaşlarımız da bahsettiler, Hocalı katliamı. Hocalı katliamı 1992 yılında gerçekleşti ve 613 sivil katledildi. Dünyada her şey tekerrür ediyor aynen bugün Gazze'de olduğu gibi yani dün olanlar bugün tekerrür ediyor. Bizim açımızdan bakıldığı zaman, Azeri kardeşlerimizin ızdırabı hâlen bizim için hafızalarımızda ve Türkiye de bundan yakinen etkilendi, bu acıyı, ızdırabı hissetti. Türkiye Büyük Millet Meclisinde AK PARTİ Grubu olarak tekrar rahmetle yâd etmenin fevkalade anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Biraz evvel ifade ettiğim gibi, Hocalı'da olanlar bugün misliyle Gazze'de tekerrür ediyor ve dünya aynı sessizlik içerisinde bunları seyretmeye devam ediyor. Fakat Türkiye'nin de içinde olduğu 52 tane ülke, aynı zamanda pek çok önemli uluslararası kuruluş Gazze'de yaşananlarla ilgili hukuki mücadelesini devam ettiriyor. Bunlardan bir tanesi, özellikle dün yapılan çalışmanın önemine binaen ifade etmek istiyorum, BM Genel Kurulunun İsrail'in Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarındaki politikası ve uygulamalarından kaynaklanan hukuki problemlerin sonuçları hakkında Uluslararası Adalet Divanından istişari görüş talep etmesi üzerine daha evvel yazılı beyan veren Türkiye, dün de Bakan Yardımcımız Sayın Ahmet Yıldız tarafından sözlü beyanını sunmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Zengin, lütfen tamamlayın.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Evet, teşekkür ediyorum.
Bu sözlü beyanında aslında daha tafsilatlı -isteyen arkadaşlarımız da bunu okuyabilirler- ama belki altını çizmek açısından şunu söyleyebiliriz: Bugüne kadar olan, Filistin'de yaşananların tamamı aslında uluslararası hukuk açısından ihlallerle dolu. Eğer uluslararası hukuka insancıl hukuk ve insan hakları hukukuna riayet edilseydi zaten bugünlere gelinmezdi. Yani Filistin halkının haklarını almasıyla ilgili olarak herhangi bir problem yaşanmaz ve çözüm bulunurdu. Fakat tüm bunlar karşısında, özellikle de BM'de yaşananlar ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ortaya koyduğu tavır yıllara sâri şekilde bu problemlerin devam etmesine sebebiyet verdi. Şunu söylememiz lazım: Bu sorun sadece 7 Ekimde başlayan süreç olarak izah edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Son cümle...
BAŞKAN - Sayın Zengin, lütfen tamamlayın.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Dönüp baktığımızda aslında 1967'den beri devam eden bu sorunların çözülebilmesi için sorunun temel kaynağına inilmesi elzem olarak görünüyor. Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar olduğu gibi, Hocalı'da, Bosna'da olduğu gibi, aynı şekilde Filistin'de de 1967 sınırlarına dönüleceği, BM kararlarına uyulacağı, Doğu Kudüs'ün başkent olacağı 2 devletli bir çözümle ilgili olarak her hukuki mecrada uluslararası hukuk anlamında çalışmalara devam etmektedir. Buraya katılan milletvekillerimizden de Sayın Cüneyt Yüksel bugün yapacağı konuşmada da oradaki şahsi gözlemlerini de bizlerle paylaşacaktır diye düşünüyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.