| Konu: | Hocalı soykırımının seneidevriyesine, 27 Şubat 2020'de Suriye'nin İdlib kentinde şehit olan 34 kahraman askere, Necmettin Erbakan'ın vefatının 13'üncü seneidevriyesine, Elâzığ Palu'daki bir maden ocağında meydana gelen göçüğe, İsrail'in milyonlarca Filistinlinin sığındığı Refah'a saldırı planladığına, geçen hafta Genel Kurulda görüşülerek kabul edilen sağlıkla ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifinin eksikliklerine ve 9 Eylül 1999 sonrasında sigortalı olanlara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 27.02.2024 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İyi bir çalışma haftası diliyorum.
Hocalı'da otuz iki yıl önce, 25 Şubat 1992 gecesi Ermenilerin gerçekleştirdiği baskında 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 Azerbaycan Türkü soydaşımız hunharca katledilmiştir. Soykırım esnasında kadın, erkek, yaşlı, çocuk ayrımı yapılmadan korkunç işkenceler yapılmış, soykırımdan kurtulanların bazıları ise göç yolunda hayatlarını kaybetmiştir. Şehit verdiğimiz soydaşlarımızı rahmetle anıyor, aziz milletimizin ve insanlık tarihinin hafızasında diri kalacak bu acının faillerini ve destekçilerini nefretle lanetliyorum. Soykırım gecesi Ermeni namlusu altında yalın ayak sürgün edilen çocuklar otuz iki yıl sonra aynı toprakları tekrar vatan yaparak ait oldukları yere dönmüştür. Kafkaslardan aşılmış, Türklüğe şan katılmış, Türk'ün şanlı bayrağı Karabağ'da yeniden dalgalanmıştır. Soykırımın seneidevriyesinde, hayatını kaybeden soydaşlarımızı rahmetle yâd ediyor, Azerbaycan halkının acısını derinden paylaşıyorum. İYİ Parti olarak "iki devlet, tek millet" anlayışıyla Azerbaycan'ın uluslararası camiada attığı ve atacağı askerî ve diplomatik tüm adımların sonuna kadar yanında olmayı sürdüreceğiz.
Dört yıl önce, 27 Şubat 2020'de Suriye'nin İdlib kentinde alçak bir hava saldırısı sonucu şehit olan 34 kahraman askerimizi rahmetle anıyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun. Kaybettiğimiz her bir evladımızı acısını yüreğimize kazıdık, vesile olanlardan muhakkak hesap sorulacaktır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti 23'üncü Başbakanı merhum Necmettin Erbakan'ın vefatının 13'üncü seneidevriyesi. Millî görüş hareketi lideri ve Türk siyasetinin mihenk taşlarından birisi olan merhum Erbakan Hocayı ölüm yıl dönümünde rahmet ve saygıyla yâd ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün Elâzığ Palu'daki bir krom maden ocağında meydana gelen göçükte toprak altında kalan 4 işçi kurtarılmıştır. Yaralı işçilerimize geçmiş olsun diyor, Allah'tan acil şifalar temenni ediyorum. Madenlerde göçükler meydana gelmeye devam ediyor, ısrarla söylediğimiz denetimler yapılmıyor, tedbirler alınmıyor. Dün göçük altında kalan işçiler hayatlarını kaybedebilirdi. Bugün, yine, yeniden maden ocaklarında ölen işçiler ardından bölgeye intikal eden bakanları görüp rahmet dileyen konuşmalarını dinleyebilirdik. Hükûmetin maden ocaklarının denetimi noktasında hâlen somut adım atmamasını, iş güvenliği ve işçi sağlığını bu kadar önemsememesini hayretle karşılıyoruz.
Değerli arkadaşlar, dün ABD'nin başkenti Washington'da bulunan İsrail Büyükelçiliği önünde ABD Hava Kuvvetlerinde aktif olarak görev yapan bir asker "Gazze'de gerçekleşen soykırıma daha fazla ortak olmak istemiyorum." diyerek kendisini ateşe vermiştir. Malum olduğu üzere İsrail'in saldırıları sonucunda Gazze'de büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. İsrail katliamının sonucu olarak yüz binlerce Filistinli Gazze'nin güney bölgesindeki Refah kentine sığınmıştır. Göçler sebebiyle Refah kentinin bugün nüfusu 1,5 milyonu aşmıştır. Netanyahu'nun yaptığı yeni açıklamalarda milyonlarca Filistinlinin sığındığı Refah'a İsrail tarafından bir saldırı planlanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Bilinmelidir ki İsrail'in olası insanlık dışı tüm yeni saldırıları gözyaşını artıracak zalimliktir, kanı çoğaltacak cinayettir, hatta bunun da ötesinde sivil katliamını ve soykırımını sürdürmektir. Sessizliğini koruyan, görmezden gelen ve en ufak somut bir yaptırım dahi uygulamayan uluslararası camiaya bir kez daha seslenmek istiyorum: Yaşanan insanlık dramına, çocukların katledilmesine ve bölge halkının her gün maruz kaldığı tehdit ve zulümlere artık daha fazla sessiz kalamazsınız. Gazze'de yaşanan insanlık dışı saldırılardan kaçan masum sivil Filistinlilerin güvenli şehir diye sığındığı Refah'ta yeni bir katliamın oluşmasına göz yumamazsınız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta TBMM Genel Kurulu'muzda sağlıkla ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin bir kanun teklifi görüşülerek kabul edilmiştir. Kanun teklifine sağlık çalışanlarının nöbet ücretini artıracak ve gece çalışma tazminatı ödenmesini sağlayacak düzenlemeler eklenmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) - Sağlık çalışanlarının sabit ücretlerinin hak kaybı olmadan emekliliğe yansıtılması, sağlık çalışanlarının taban ücretinin artırılması, hekimlerin ek göstergelerinin yükseltilmesi, 3600 düzenlemesinden tüm çalışanların faydalandırılması, aile hekimi ve aile sağlığı merkezi çalışanlarının teşvik ve destek ödemelerinin iyileştirilmesi gibi sağlık çalışanlarının beklediği haklı talepler maalesef karşılanmamıştır. Her fırsatta "Giderlerse gitsinler." denilerek kapı gösterilen sağlık çalışanlarının hakları Hükûmet tarafından yine görmezden gelinmiştir. Siz ne kadar sağlık çalışanlarını itibarsızlaştırmaya çalışsanız da İYİ Parti olarak biz, şifa dağıtan elleri baş tacı olarak görmeye ve tüm sağlık çalışanlarımızın haklı talepleri karşılana kadar haklarını savunmaya devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere 23 Şubat 2023'te EYT düzenlemesi yapılmıştır; eksikleri olmuştur, aksaklıklar olmuştur; onlara ilişkin düşüncelerimizi daha önce defalarca paylaştık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Sayın Başkanım.
Ancak buradaki sıkıntılardan bir tanesi de şu: 9 Eylül 1999 sonrasında sigortalı olanlara ilişkin olarak tabii, herhangi bir düzenleme burada yapılmadı maalesef ve orada -hani kamuoyunda çok sık gündeme geldiği gibi- on yedi yıllık uzama gibi bir şey söz konusu oldu. Bu, şimdi, böyle kulak tıkanacak, hiçbir şey yapılmayacak bir konu değil; hakikaten bu konuya geçmiş EYT düzenlemesindeki gibi davranmamak gerekir. Hükûmetin konuyu masaya yatırıp diğer siyasi partilerle birlikte burada makul bir çözümü araması gerekir. Yoksa nihayetinde, daha sonrasında işte, bu hak belli bir süre verilmeyip ama en sonunda zaten verilmek durumunda kalacaktır ama bunun ötesinde, bir adaletsiz olmaması açısından ve insanlarımızın da daha fazla mağdur olmaması açısından konunun masaya yatırılması, konunun buradaki muhalefetle, sivil toplum örgütleriyle, çalışanlarla, işverenlerle ortaklaşa bir zeminde çalışılması uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.