GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde meydana gelen felakete, yabancı sermayeli şirketlerin sahip olduğu ruhsat sayısına, yabancı şirketlerin madenlerle ilgili verdikleri vergilere ve madenlerden elde edilen gelire, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ile Muş Milletvekili Sezai Temelli'nin yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının ramazan ayı boyunca bitirilmesini temenni ettiklerine ve Filistinlilere her zaman sahip çıktıklarına ve sahip çıkmaya devam edeceklerine, Yüksek Seçim Kurulunun kuruluşunun 74'üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Kıymetli milletvekillerimiz, evet, hepimiz maalesef geçen hafta Erzincan'ın İliç ilçesinde altın madeninde meydana gelen felaketten dolayı üzgünüz ve 9 işçimizin bir an önce bulunması için olayın ilk anından itibaren AFAD'dan Türk Silahlı Kuvvetlerine, Emniyet Genel Müdürlüğünden JAK'a, madencilerden sivil toplum kuruluşlarımıza arama kurtarma ekiplerimiz bölgeye giderek çalışmalara başlamış, devletimiz bütün imkânlarıyla bölgeye yönlendirilmiştir. Arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra, olayla ilgili olarak gerekli incelemeleri yapmak üzere cumhuriyet savcılarımız ve müfettişlerimiz görevlendirilmiş, felaket her yönüyle en ince ayrıntısına kadar soruşturulmaya da başlanmıştır. Henüz 9 işçimize ulaşılamamıştır. An itibarıyla da tekrar meydana gelecek bir heyelan riski sebebiyle arama faaliyetlerine ara verilmiştir. Tekrar, bu risk kalkar kalkmaz arama faaliyetlerine ivedilikle devam edilecektir.

Burada bir iki hususu sizlerle ve kıymetli kamuoyuyla paylaşmak istiyorum: 2023 sonu itibarıyla yabancı sermayeli 130 farklı tüzel kişinin sahip olduğu toplam 593 adet ruhsat mevcuttur ancak ülkemizdeki toplam ruhsat sayısına baktığımızda ise 14.763 ruhsat sahibi bulunmaktadır. Kişi bazında bakıldığında, yabancı sermayeli tüzel kişi sayısı, ruhsat sahibi gerçek ve tüzel kişi sayısının sadece yüzde 2,1'ine tekabül etmektedir. Ruhsat sayısı bazında bakıldığında ise yabancı sermayeli şirketlerin sahip olduğu ruhsat sayısı, ülkemiz toplam ruhsat sayısının yüzde 4'ü kadardır. Toplam işletme izni alanlar, bizim kendi Türkiye yüz ölçümü oranımıza baktığımızda ise yüzde 3,3'lük kısmına tekabül etmektedir. Bu bilgileri özellikle sorulduğu için paylaşmak istiyorum.

Yine, maalesef hem kamuoyunda, sosyal medyada, gerekse burada muhalefetin de söylediği "Bu madenciler, bu yabancı şirketler geliyorlar, kârının yüzde 90'ını alıp giderek ülkeye sadece zarar bırakıyorlar." şeklindeki açıklamaları için de şunları söylemek istiyorum: Altınla ilgili, özellikle madenlerle ilgili verdikleri vergi oranları 2022 yılının sonu itibarıyla yüzde 25 daha artırılmış ve yüzde 13,75'e çıkarılmıştır, daha öncesinde yüzde 11'di. Ayrıca, orman izin bedeli olarak ek yüzde 3,86 vergi, maden ruhsat bedeli için 0,17, kurumlar vergisi için 3,83, stopaj yüzde 8,49, damga vergisi yüzde 0,1, gelir vergisi 14,46, KDV 16,2, diğer vergiler 17,12, SGK primlerinden yüzde 12,78 olmak üzere altın üretimi yapan bir işletme, devlet hakkına ilave olarak yaklaşık 3-4 katı daha vergi ve kamu ödemesi de yapmaktadır.

2022 yılındaki verilere göre 31 ton altın üretilmiş olup 9 milyar dolarlık altın ihracatına karşılık 20 milyar dolarlık altın ithalatı gerçekleştirilmiştir yani 2022 yılında 11 milyar dolarlık altın dış ticaret açığı da oluşmuştur. Bu bilgileri özellikle paylaşarak kamuoyunun da doğru bilgileri almasını, madenlerden ve altından elde edilen gelirin yüzde 90'ının götürüldüğü yanlışının, bilgisinin doğrusunu söylemek istediğim için özellikle paylaşmayı uygun görüyorum.

Tabii ki hepimiz şunun farkındayız: Çevre Bakanı olarak görevini yapmış olan, şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Sayın Murat Kurum üzerinden de siyasi bir kampanya yürütülmeye çalışılıyor. Acılarımız varken bunun da böyle tartışılmasının hiç uygun olmadığını, Çevre Bakanlığının sadece ÇED raporlarıyla ilgili olarak etkileri incelediğini ve bu bilgiyi paylaştığını, daha sonrasında Çevre Bakanlığının bir alan genişleme yetkisine sahip olmadığını ve alan genişlemeyle veya kapasite artırımıyla ilgili bir onayının olmadığını da tekrar kamuoyunun gündemine sunmak istiyorum.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bu acı yaşanmayabilirdi, yaşandıysa siz mesulsünüz.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bu acılarla birlikte tabii ki temennimiz, bir an önce... Bu alanın zaten ruhsatı da şu an için askıya alınmış ve afetle beraber kurtarılma çalışmaları da hızla devam etmektedir. Bunun yanı sıra, o toprak alanın ve yığının tekrar düzenlenmesi, ilerleyen süreçte bir heyelana sebep olmaması için de hem Çevre Bakanlığımız hem İçişleri Bakanlığımız hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız da bölgede bulunarak çalışmaların hızla sürdürülmesine çok ciddi olarak bizzat eşlik etmektedirler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ramazan ayına yaklaşıyoruz; maalesef İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ramazan ayına acıyla yaklaşıyoruz. Temennimiz ve dileğimiz, inşallah, ramazan ayı boyunca bu saldırıların bitirilmesi ve ramazanda Mescid-i Aksa'ya Müslümanların girişine izin verilmesidir. Ne yazık ki İsrail'in savaş bakanı, Refah'a başlatacakları büyük saldırı için ramazan ayının ilk gününü yani 10 Martı da işaret etmektedir. Lahey'de gündeme gelen bu davayla birlikte soykırımın cezasız kalmayacağını ümit ediyoruz. İsrail'in cezasızlığına son vermek hukuki bir zorunluluktur. Lahey'de başlayan dava bu anlamda tarihî bir dönüm noktası olacak ve İsrail, cezasızlık nedeniyle hukuk, vicdan ve kural tanımaz tavrını dizginleyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bizim İsrail'e karşı tavrımız nettir. Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında olduk ve onlara her zaman sahip çıktık, sahip çıkmaya da devam edeceğiz.

Bugün ayrıca Yüksek Seçim Kurulunun kuruluşunun 74'üncü yıl dönümü. Türkiye'de 1950'de çok partili dönem başlamış ve "Yeter, söz milletindir!" sözüyle demokrasi yürüyüşü başlatılmıştır. İşte, o yürüyüşün en büyük destekçisi olan, bugün 74'üncü yaşını kutladığımız Yüksek Seçim Kurulu, Türkiye'de demokrasinin kök salmasını sağlayan önemli kurumlarımızdan, unsurlarımızdan biri olmuştur.

Bu vesileyle, 31 Mart seçimleri öncesinde de, Yüksek Seçim Kurulunun kuruluşunun 74'üncü yılını ben de tekrar tebrik ediyorum, Yüce Divanı ve Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.