GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyarbakır'daki seçmen usulsüzlüğü iddialarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:07.02.2024

SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında, evlerde, cezaevlerinde Meclis Genel Kurulumuzu izleyen değerli yurttaşlar; bugün bence hiç kimse depremi anmadan sözlerine başlamamalı. Her ne kadar söz hakkımı başka bir konuyla ilgili kullanacak olsam da ben de sözlerime öncelikle 6 Şubat 2023'te yaşadığımız büyük deprem felaketinde kaybettiklerimizi büyük bir üzüntüyle, kederle anarak başlamak istiyorum, anıları önünde eğilerek başlamak istiyorum.

"Depremin üzerinden bir yıl geçti." deyip duruyoruz, bir yıl geçti. Zaman göreli bir şey, bu zaman kimin için geçti? Biz kendi gündemlerimizin peşinde depremi belki de daha 2'nci ayından itibaren geride kalmış bir şey zannediyoruz ama orada aslında zaman dondu, orada evladının gönderdiği sesli mesajı tekrar tekrar dinleyen, onun çığlıklarına yetişemeyen bir baba için zaman geçmedi, zaman geçmiyor. Bu ülkede biz depremleri bitmeyen bir ders olarak yaşıyoruz. Eğer öyle olmasaydı, 99 depreminden 2023 depremine geçen sürede zaman donmuş gibi karşılamazdık bu depremi. Depremler bitmeyen bir ders oldu. Oysa bitmeyen ders yoktur. Her şeyden önce, hepimizin bunu sorgulaması gerekiyor.

Bugünkü söz hakkımı yaklaşan yerel seçimler ve seçim usulsüzlükleri üzerine kullanacağım, özellikle de kendi seçim bölgem olan Diyarbakır'da yaşanan usulsüzlükler hakkında. Öncelikle, başlarken bir teşekkür ifade etmek istiyorum. Son on yıldır bir seçimden diğerine koşturan ve dünyanın birçok ülkesinde görülmeyen bir politik bilinçle seçme ve seçilme hakkını sahiplenen yurttaşlarımıza kendi adıma minnettarlığımı sunmak istiyorum, ifade etmek istiyorum. Siyasi iktidarın başta medya ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, demokratik protesto yapma ve örgütlenme üzerindeki muazzam baskısı gibi birçok nedenle seçim sonuçlarının meşruiyeti her defasında temelden sorgulanan bir nitelik kazanmışsa da bu iklime, bu duruma rağmen seçimlere inanmak, siyaset alanında yaşananlarla ilgilenmeye devam etmek gibi güç bir işi başarıyor yurttaşlarımız. Seçtikleri siyasetçiler cezaevlerinde rehin tutulur, belediyelerine kayyum atanır, hukuk ayaklar altına alınır ve muhalefet etmenin kendisi bir suç gibi tanımlanırken her şeyi göze alarak mücadele etmeye devam ediyorlar; siyasete, halkların eşitlik ve özgürlük mücadelesine ve siyasetin dönüştürme gücüne inanmaya devam ediyorlar. Bundan vazgeçmeyen milyonlar var; her birine selam olsun. İçinde bulunduğumuz türden bir hukuksuzluk rejiminde, bu siyasi iklimde yapılan bütün seçimler manipüle edilmiş seçimlerdir, meşruiyetleri temelden sorunlu hâle gelmiş seçimlerdir fakat derdimiz bundan ibaret değil. Boşuna dememişler, dert bir olaydı ağlamak kolaydı. Hangi uygulamasıyla mücadele edeceğimizi bilmediğimiz bir hukuksuzluk rejiminde yeniden seçimlere gidiyoruz, yerel seçimlere gidiyoruz; seçimler kapıda. Halkın iradesini yansıtmak bakımından hiçbir meşruiyeti olmayan kayyumların yönettiği belediyeleri kaybedeceğini bilen AKP-MHP iktidarı, bu irade gasbını kalıcı kılmanın yollarını arıyor. Geçmiş seçimlerden de bildiğimiz mükerrer oy, sandıkların güvenlik gerekçesiyle başka bölgelere taşınması gibi usulsüzlüklere şimdi de seçmen taşıma usulsüzlükleri eklenmiş bulunuyor. Birçok ilde ortaya çıkan bu usulsüzlük, vekili olduğum Diyarbakır'da da ciddi boyutta yaşanıyor. Altı ay evvelki seçimlerde sadece 1 seçmenin, 3 seçmenin, 11 seçmenin olduğu Hazro'da, Kulp'ta, Eğil'de, Ergani'd; bakıyorsunuz, aynı yerlere binlerce yeni seçmen taşınmış. Adres adres tespit ettiğimiz durumlar bunlar. Artık sandık taşıma yetmiyor, seçmen taşınıyor ve kamu gücünün kötüye kullanımının en büyük, en vahim örneklerini sergiliyorlar burada. Taşınan seçmenlerin birçoğu kolluk güçleri de dâhil olmak üzere kamu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - Örnekler saymakla bitmez.

Bu usulsüzlükleri tek tek biz raporlaştırdık, sizleri bunları incelemeye davet etmek isterim ama bunları teşhir etmeye devam edeceğiz, bunları anlatmaya devam edeceğiz, sandıklarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu usulsüzlüklere izin vermeyeceğiz.

Yerel seçimler demokrasinin teminatıdır. Seçmen iradesinin demokratik siyasete yansıyabileceği en güçlü zemindir, bu zemine sahip çıkacağız; bu, hepimizin sorumluluğundadır. Seçmen taşıma meselesi basit bir mesele değil, her birimizin bu konuyu, bu kalan süre içinde her gün takip edip gündemleştirmesi gerekiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)