GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:55
Tarih:31.01.2024

CHP GRUBU ADINA SERVET MULLAOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, biz Sayın Bekir Bozdağ'la hukuk fakültesinde dört yıl beraber okuduk. Söylemeliyim ki çok başarılı bir hukuk öğrencisiydi, gerçekten hep dereceyle bitirirdi dönemlerini. Ben şuna inanıyorum ki hukuk öğrencisi Bekir Bozdağ olsaydı dünkü kararı başına silah dayasalar da asla okumazdı ama öyle anlaşılıyor ki AK PARTİ'de siyaset yapması artık hukuk bilgisini biraz herhâlde unutturmuş gözüküyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli dostlar, Anayasa Mahkemesi hak ihlali olduğuna 2 defa karar verdiği hâlde bir mahkeme kararını uygulamak Meclisin asla görevi değildi. Biraz hukuk bilgisi olan herkes bilir ki Anayasa'nın 153'üncü maddesi kesinlikle yoruma açık bir konu bırakmamıştır. Bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararına karşı direnmesi bir darbedir, asla kabul edilebilir bir şey değildir ve hukuk devletinde asla karşılık bulan bir eylem veya bir davranış biçimi değildir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin üyeleri ile 1980 darbesini yapan üyeler arasında hiçbir fark yoktur. Onlar da Anayasa'yı kaldırmışlardır, bunlar da Anayasa'yı fiilen kaldırmışlardır. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin o hâkimleri eğer okuma yazma bilmiyorlarsa belki okuma yazma öğretilebilir ama öyle anlaşılıyor ki vicdanları da yok; işte vicdan sahibi olmayanlara sonradan vicdan öğretilmiyor ve vicdan sahibi olmayanların bu memlekette hâkim olmasını asla kabul etmiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli dostlar, Hatay halkının belli bir iradesi oluşmuştu ve Hatay halkının o iradesine herkes saygı duymalıydı ve dünkü yaşanan kara leke maalesef tarihin tozlu sayfalarında yer alacaktır. Geçmişte birçok siyasi davada yine benzer hâkimler çeşitli gerekçeler uydurmuşlardır ama biz o haksız yere idam edilenleri bugün saygıyla anıyoruz ama o kararları veren hâkimleri de lanetle anıyoruz. İşte bu kararı verenler de tarihte lanetle anılacaktır.

Değerli dostlar, biz deprem meselesine siyasetüstü yaklaşılması gerektiğini sürekli ifade ediyoruz. Burada en önemli sorun, millî güvenlik meselesi algımızın değişmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini ilgilendiren her şey, millî güvenlik meselesi olarak algılanmalıdır. Sadece iç ve dış tehdit algısından oluşan bir millî güvenlik algısının artık yetmediği, doğru yönetilmediği açıktır. Dolayısıyla, depremlerin millî güvenlik meselesi çerçevesinde değerlendirilmesi ve ona göre planların olması gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERVET MULLAOĞLU (Devamla) - Başkanım...

BAŞKAN - Sayın Mullaoğlu, lütfen tamamlayalım.

SERVET MULLAOĞLU (Devamla) - 6 Şubattaki depremler bize gösterdi ki yönetim olarak Hükûmetin hiçbir hazırlığının olmadığı ortaya çıktı. Tekrar bu acıların yaşanmaması için bizlerin afetlere dirençli kentler oluşturma zorunluluğu var. Bunun için de Belediyeler Yasası'nın mutlak surette değişmesi ve bu çerçevede bir sürü mevzuatın değişmesi gerekmektedir.

En önemli şey, bir kentin geleceğinin sadece bir belediye başkanına bırakılmaması gerçeğidir. Bunun için ben bir kanun teklifi verdim. Belediyeler Yasası'nın 61'inci maddesi çerçevesinde bütçenin yüzde 40'ının afetlere dirençli kent oluşturulması yönünde harcanmasının zorunlu hâle getirilmesini istiyoruz. Çünkü bundan sonra kentin geleceğinin sadece bir kişiye bırakılmasını doğru bulmuyoruz. Başımıza ne geldiyse hep tek kişinin hukukuyla, talimatlarıyla başımıza geldi. Onun için, bizim fikirsel anlamda bir değişikliğe, bir yönetim devrimine ihtiyacımız var.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)