| Konu: | Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin bir hukuk darbesi olduğuna, Öcalan ve onunla beraber kalan diğer mahpuslardan haber alınamamasına ve cezaevlerindeki açlık grevinin nedenine, 1-15 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek özgürlük yürüyüşüne ve Barış Annelerinin gruplarını ziyaret ettiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 31.01.2024 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, dünden beri aslında Meclisin tarihî utancını konuşuyoruz, daha da çok konuşacağız. Can Atalay'ın milletvekilliğinin burada düşürülmesini kabul etmediğimizin, bunun bir hukuk darbesi olduğunun, bir yargı darbesi olduğunun tekrar altını çizmek istiyorum. Bu anlamıyla ne olursa olsun Can Atalay bizim gözümüzde milletvekilidir ve Hatay halkının da iradesidir. Hiç kimse, hiçbir darbesel yargı kararı bu gerçeği değiştiremeyecektir. Dün Meclis Başkan Vekilliğinin ve Divanın bu darbeye ortak olması da bu gerçeği bizim açımızdan değiştirmeyecek, bunun altını çizmek istiyorum.
Sayın Başkan, sayın vekiller; tabii, bu Can Atalay kararının yollarının taşlarının adım adım döşendiğini çok iyi biliyoruz. Geçmiş dönemde burada bizim milletvekillerimizin milletvekillikleri de düşürüldü ve buradan cezaevine gönderildiler, hâlihazırda cezaevinde olan milletvekillerimiz var. Bu anlamıyla bu meselenin çok temel bir mesele olduğunu ve Türkiye'nin artık bu utançtan gerçekten kurtulması gerektiği çağrısını da bir kez daha yinelemek istiyorum. Bu genel hukuksuzluk her yerde devam ediyor yani milletvekillerinin vekilliğini düşüren, buradan cezaevine gönderen uygulamalar, aynı zamanda, aslında, diğer hukuksuzlukları da besliyor. Ne oluyor? Örneğin, ben size söyleyeyim: 27 Kasım 2023 tarihinden beri 70'e yakın cezaevinde açlık grevleri var Sayın Başkan. Peki, bu açlık grevleri niçin yapılıyor? Çünkü bu ülkede, bu ülkenin bir cezaevinden 25 Mart 2021 tarihinden beri hiç haber alamıyoruz. Yani Sayın Öcalan'dan ve onunla beraber İmralı'da bulunan diğer sayın mahpuslardan hiçbir şekilde bilgi alamıyoruz yani yaşıyorlar mı, sağlıkları nedir, durumları nedir hiçbir bilgimiz yok. Bu ne yapıyor biliyor musunuz Sayın Başkan, bu tarihin kendisi? Otuz dört aya ve yedi yüz doksan iki güne tekabül ediyor. Yani yedi yüz doksan iki gündür bu Meclis, bu ülkenin sınırları içerisinde bulunan bir cezaevinden hiç haber alınmamasını kendisine hiç dert etmiyor. Ya sormuyor şunu Adalet Bakanlığına ve iktidara veya Cumhur İttifakı'nın kendisine: "Nasıl oluyor, bunun hukuksal dayanağı nedir, bunun yasal dayanağı nedir, bunun ulusal, uluslararası mevzuattaki yeri nedir?" sorusunu sormayan bir Meclis gerçeğiyle karşı karşıyayız ve işte, Meclis kafasını kuma gömdüğü için, Meclis bu konuda sorumluluk almadığı için, yine dört duvar arasında bulunan ve bedenleri dışında hiçbir şeyi olmayan siyasi tutsaklar açlık grevi eylemi yaparak bu tecriti, bu işkenceyi, bu insanlık suçunu bütün Türkiye'ye, Meclise ve bütün dünya kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlar. Ama ne yazık ki bunu da duymayan bir Meclis gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlar, diğer bir mesele, şimdi, biz, bütün bu sürecin hukuksuzluklarla devam ettiğini söyledik ve bugün, bu açlık grevlerinin daha da yeni bir boyuta evrilmemesi için buradan çağrımızı yeniden ifade etmek istiyoruz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Meclis mevcut tecride, Sayın Öcalan ve onunla beraber kalan diğer mahpusların tecridine sessiz kalamaz Sayın Başkan. Bakın, bu bir hukuk skandalıdır. Bu ülkede hepimizin gözünün içine baka baka bir insanlık suçu işleniyor. Biz Gazze'deki insanlık suçlarını konuşuyoruz, konuşalım ama bu ülkedeki insanlık suçlarını da konuşmak zorundayız. Ben bu konuda tekrar çağrı yapmak istiyorum: 1 ile 15 Şubat tarihleri arasında "özgürlük yürüyüşü" adı verilen bir yürüyüş gerçekleştirilecek, milletvekillerimiz de orada olacaklar, demokratik kitle örgütlerinin ve birçok kurumun temsilcisi orada olacak. Bu ülkedeki tecridin ortadan kaldırılması için, barışın tesis edilmesi için, Kürt sorununun demokratik, barışçıl yollardan çözülmesi için, hukukun üstünlüğü için, gerçek anlamda bir toplumsal barışın gerçekleşmesi için biz orada bir yürüyüş gerçekleştireceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Ama ne yazık ki hemen bu yürüyüş duyurumuzdan sonra Kars Valiliği -iki koldan yürüyeceğiz- ve Van Valiliği eylem, etkinlik yasağı kararları almışlar. Sayın Başkan, bunu söyleyelim: Bir yasak kararı alınacaksa işkence yasağı kararı alınmalıdır, bir yasak kararı alınacaksa insanlığa karşı işlenen suçlara yönelik bir karar alınmalıdır, bir yasak kararı alınacaksa tecrit menedilmelidir, ortadan kaldırılmalıdır. Bunun ortadan kaldırılması için yürüyen yürüyüş kolumuzun eylem etkinliği için yasak kararı verilmesini kabul etmiyoruz. Biz her şeye rağmen yürüyeceğiz. Yürüyüşümüzü kriminize eden, terörize eden bu anlayışı kınıyoruz, kabul etmiyoruz. Ben bütün Türkiye halklarına, demokratik kamuoyuna, Meclise, bütün siyasi partilere bir kez daha buradan çağrı yapmak istiyorum: Gelin, bu sorunu çözelim, şiddet sarmalından çıkaralım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Toparlıyorum, bitiyorum.
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - ...Türkiye halklarını gerçekten hak ettiği huzura, barışa kavuşturalım.
Dün Barış Anneleri buradaydı, çocuklarını yitirmiş ama buna rağmen "barış" diye haykıran Barış Anneleri grubumuzu ziyaret ettiler, bu Meclise geldiler çünkü Meclisin sorumluluk almasını istiyorlar; Adalet Bakanlığından randevu talep ettiler çünkü tecrit ortadan kalksın istiyorlar, cezaevindeki hak ihlalleri bitsin istiyorlar. Ben, bir kez daha annelerin bu talebine, Türkiye halklarının bu talebine, Kürt halkının bu talebine kulak kabartacak bir sağduyu çağrısını buradan yapmak istiyorum ve bütün Türkiye halklarını da barış için kenetlenmeye, tecridin kaldırılması için de söz söylemeye davet ediyorum ama en başta bu Meclisi bu konuda sorumluluk almaya, tecrit için söz söylemeye davet ettiğimi ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.