| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2024 |
CHP GRUBU ADINA TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle ilgili söz almış bulunmaktayım. Grubumuz adına Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Önce, otuz bir yıl önce suikast sonucu yaşamını yitiren cesur gazetecimiz, birçok hatibimizin sözünü ettiği Uğur Mumcu ve aynı zamanda, Diyarbakır Emniyet Müdürümüzün katledilişinin yıl dönümünü onları anarak, rahmet dileyerek özlem ve saygıyla anıyorum. Aslında birçok hatibimiz söz etti, "Tuğla çekilirse duvar yıkılır." Bu cümle çok önemli bir cümle. Yani cinayetlerin ortaya çıkmasını engelleyenler bilsinler ki her faili meçhul cinayetin sorumlularını mutlaka ortaya çıkarıp yargıya teslim edene kadar bu işin peşini bırakmayacağız, bu böyle bilinsin isteriz.
Yine, eski Dışişleri Bakanımız Sayın İsmail Cem'i ve Meclis Başkanlığı görevimizi yapmış olan Kamer Genç'i rahmetle anmak istiyorum.
Ayrıca, Şanlıurfa'da sendika baskısı ve işten atılmalara karşı direnişlerini 59'uncu gününde sürdüren Özak Tekstil çalışanlarını emek mücadelelerinden dolayı kutluyorum, eylemlerini destekliyorum.
Az önce Sayın Başkanım uyardı Veli Ağbaba telefonla sunum yaparken, dolayısıyla ben de o aldığım dersle bu yola başvurmayacağım ama 2017 yılında Sayın Cumhurbaşkanının ağzından çıkmış cümleleri burada sizinle paylaşmak isterim. Neymiş o? "Biz OHAL'i iş dünyamız daha rahat etsin diye getirdik. Grev tehdidi olan yere OHAL'den istifadeyle anında müdahale ediyoruz, diyoruz ki: 'Hayır, burada greve müsaade etmiyoruz çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız.' Biz de bunun için OHAL'i kullanıyoruz." 2017 yılında sarf edilmiş cümleler... Sayın Cumhurbaşkanı keşke sermayenin yanında olduğu kadar işçilerin de yanında olsaydı; bizim beklentimiz budur. Örneğin, ÇAYKUR'un çalışan mevsimlik işçileri sadece altı ay çalışmak suretiyle emekli olamayacaklarını biliyorlar. Bu Meclis kürsüsünden defalarca onlar adına, mevsimlik çalışanlar adına rica ettik, ne yazık ki kulak verilmedi. Yine, ÇAYKUR işçilerine verilen kadro sözü tutulmadığı gibi, en azından İşsizlik Fonu'ndan yararlandırılmamaları, bu Fon'un başka yerlerde kullanılması, başka amaçla kullanılması büyük bir garabettir.
İşsizlik Sigortası Kanunu'nu bizi izleyen vatandaşlarımıza biraz izah etmek istiyorum müsaadenizle ve bilgi vermek istiyorum. Fon'un gelirleri bildiğimiz üzere sigortalının prime esas brüt kazancı üzerinden hesaplanıyor ve kesintilerinden de yüzde 2 işverenden, yüzde 1'i sigortalıdan ve yüzde 1'i de devlet payından olmak üzere bir fon ve havuz oluşturuluyor. Ne yapılıyor sonra? Bu havuzdan işsiz olan vatandaşlarımıza kaynak aktarılması gerekiyor ama öyle olmuyor. Ne oluyor peki? Hükûmet olarak yüzde 1 katkı sağladığınız bu Fon'un ne yazık ki tamamını yönetiyorsunuz ama yönetemiyorsunuz; sorun da tam da burada, bu yönetme biçiminizde arkadaşlar. Yasada sadece iradesi dışında işsiz kalan işsizler için kullanılacağı belirtildiği hâlde, Fon'u kullanım amacı dışında canınızın istediği yere aktararak haksızlık yapıyorsunuz. Uyguladığınız yanlış ekonomi politikalarıyla özellikle milyonlarca insanı işsiz bıraktığınız ortadayken işsizlerin desteklenmesi için oluşturulan İşsizlik Fonu'nu işsiz kalan işçilere değil yol yapımı, enerji santralinin yapımı, patronların sigorta prim paylarını ödemek gibi konular ile ilgisiz yerler için ne yazık ki kullanıyorsunuz. İşsizlik Fonu'nu ortada 8,7 milyon işsiz dururken âdeta patronların teşvik ve yatırım fonu hâline getirdiniz; yanlışlık burada. Teklif sahiplerinin "İşverene değil çalışana yatırılıyor, işsizliğin önlenmesi ve istihdamın artırılması için kullanılıyor." cümleleri de bir tuhaf açıklama yani bu da özrü kabahatinden büyük bir açıklama olarak görülmelidir. Pandemi döneminde çalışmayan işsiz vatandaşlara destek olması gereken Fon'u yine amacı dışında başka yerlere kullandınız.
Değerli milletvekilleri, işsizliğe destek için kurulmuş olan bu Fon'dan işsizlerin sadece yüzde 4,4'ü yararlanabilmiş. Mademki bu Fon'dan başka yerlere kaynak aktarabiliyorsunuz önce 10 bin liraya açlığa mahkûm edilen emeklilere aktarmakla yeni bir başlangıç yapabilirsiniz ya da 2.800 TL ödediğiniz engellilere aktarmakla yeni bir başlangıç yapabilirsiniz, belki biraz affolabilir. Yine, evde bakım ihtiyacı olan yaşlılara pay vermiyorsunuz, eğer bir yerde kullanılacaksa oradan bunlarla ilgili kullanın. Türkiye'nin yüzde 15'i işsiz, Aralık 2023'e kadar -ilginçtir- işsizlik için faydalanmak üzere müracaat eden insanların sayısı 19 milyon arkadaşlar ve bunun yarısı ancak bu Fon'dan yararlanabiliyor, geriye kalanı ne oluyor? Her ay 10 milyon TL'den fazla kaynak biriken bu Fon 200 milyar TL'nin üzerine çıkmış durumda iken bunun sadece 69 milyarının işsizler için kullanılmış olduğunu gördük, geriye kalanının ne olduğunu da şimdi buradan soruyoruz.
Şimdi, Sayın Genel Başkanımız bir konuşmasında ifade etti, TÜİK'e göre, sizin belirlemenize göre enflasyon oranı yüzde 64 ama ete, süte, gıdaya, onlara gelen zam oranları yüzde 40 ile yüzde 157 arasında -ayrıntı vermeden geçmek istiyorum- özellikle sebzeye, meyveye yüzde 180'e varan artışlarla bir zam gelmiş; ortalama buna yüzde 130 diyelim ama TÜİK nedense bu enflasyon oranını yüzde 64 olarak belirlemiş. Bütün dünyada gıda fiyatları düşerken, yüzde 10 gibi bir rakamla düşerken bizde ise gıda fiyatları yüzde 120 civarında artmış. Sayın Cumhurbaşkanının Emekli Yılı ilan ettiği ve "Enflasyona ezdirmedik." dediği durum asla doğru değildir, halkı kandıramazsınız, çarşıda ve pazarda olan fiyatlar bunu yalanlıyor. Buradan ilan ediyoruz: Emekli maaşlarının asgari ücret seviyesine gelmesini sağlayana kadar iktidarın peşini bırakmayacağız ve getireceğiz bunu muhakkak. Emeklilerimize de bir çağrımız var: Biz -hem diğer siyasi partilerimiz hem de bizler- Plan ve Bütçe Komisyonundan başlayarak Genel Kurulda da dâhil olmak üzere emekli maaşlarını asgari ücret seviyesine getirelim diye bir teklif verdik ve bu teklifimiz ne oldu? AK PARTİ ve MHP'nin oylarıyla ne yazık ki reddedildi. Şimdi, vatandaşa düşen görev, sizin yoksulluğunuzu önleyemeyen bu iktidar mensuplarına 31 Martta yeterli dersi vermeniz ve ellerinde olan belediyeleri ellerinden almaktır, emeklilerin yapacağı birinci şey budur.
Bir şey söyleyeceğim, biraz önce beni Pazar'dan bir vatandaş aradı -Rize Pazar- Ali Rıza Şeremet adı. Ali Rıza Şeremet dedi ki: "Pazar'ın Hamidiye sahil köyünde dört yıldır suyumuz akmıyor." Ben bu kürsüden daha evvel de söylemiştim bunu. "Bir yıldır elimizi yüzümüzü yıkamayı unuttuk. Siz 'Uzaya astronot gönderdik.' diye hava atanlara söyleyin, bizim burada bir damla su için nasıl çırpındığımıza onlar bir baksınlar ve görsünler." dedi, ilgililer bunu bir duysun. Elini yıkamaya, içmeye suyu olmayanları bir duyun; astronotu göndermekten daha mı önemlidir, bir daha mukayese edin lütfen.
Yine, aynı ilçede "Güneysu Vakfı" diye bir vakıf var -Sayın Cumhurbaşkanının memleketidir- ya, bu vakfın kafes balıkçılığı ticaretiyle ne işi olur arkadaşlar? Bu vakıf tutup orada, Pazar'da kafes balıkçılığıyla ticaret yapmak isteyen bir girişim yapmış ve bunu da ÇED raporuna ihtiyaç olmadan sürdürmeyi istiyor. Ayrıca -yine, bana gelenlerden- başka bir şey daha var: Güneysu'da yapılan TOKİ projelerine girip, sözleşme yapıp ev alan emekliler, artışlardan dolayı borçlarını bir süredir eksiltemiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TAHSİN OCAKLI (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, bir dakika...
BAŞKAN - Buyurun.
TAHSİN OCAKLI (Devamla) - Dolayısıyla, emeklilere verilen zam oranı düşük olduğu için yetişemedikleri bu taksitlerin yeniden düzenlenmesini istiyorlar.
Emeklilerde sizden şikâyet çok; emekliler, eğer kendinizi düzeltmezseniz 31 Martta size ciddi bir ders verecekler arkadaşlar; buradan bu tarihî uyarıyı yapmış olayım.
Genel Kurula saygılarımı sevgilerimi sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)