| Konu: | Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde Kuba Camisi İmamının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan hutbede yer alan şehitlere rahmet dilenen kısmı okumamasına, buna tepki gösteren Kaymakam Burak Akeller'e ve camilerin önemine, Türkiye'nin uzay alanında söz sahibi olabilmesi için yürütülen çalışmalara ve Millî Uzay Programı kapsamında ilk Türkiye Türkü Astronot Alper Gezeravcı'ya ve Kırgızistan'da meydana gelen depreme ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 23.01.2024 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İslam'ın ilk yıllarından itibaren cuma ve bayram namazlarının nerede, kim tarafından kıldırılacağı büyük önem arz etmiş, bu konuda önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu açıdan dinî ehemmiyetinin yanında sosyal yönü ağır basan cuma namazının güven ortamında, kamu düzeninin varlığında kılınabilmesi, hür ve bağımsız sınırlar içinde kılınabilmesi esas olarak değerlendirilmiştir. Cuma ve bayram namazlarında İslam'ın ilk yıllarından itibaren sosyal, ekonomik, idari ve askerî kararların duyurulduğu, devletin gelişen hadiselere karşı bakışının açıklandığı, hutbelerin kamu düzeni açısından ifa ettiği fonksiyon göz ardı edilemez. Cuma hutbeleri, toplumda, dinî yönüyle beraber siyasi ve sosyal etkileme gücü yüksek olan bir iletişim vasıtası olarak görülmektedir. Bu nedenledir ki Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından cuma hutbeleri tek bir merkezden hazırlanarak okunmak üzere cami imamlarına gönderilmektedir. Geçtiğimiz cuma günü, Diyarbakır Kulp ilçemizde Kuba Camisi imamı tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanarak ülkemizdeki tüm camilere gönderilen hutbede yer alan şehitlerimize rahmet dilenen kısım okunmamıştır. Bunun üzerine, o sırada cami cemaati arasında yer alan Kaymakamımız Burak Akeller dikkatli ve duyarlı bir şekilde görevini yerine getirmiş, imamı hutbenin tamamının okunması hususunda uyarmıştır. Kaymakamımız bu haklı tavrı sebebiyle belirli çevreler tarafından ne yazık ki hedefe konulmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanarak camilerimize gönderilen hutbede yer alan şehitlerimizle alakalı kısmı okumayan imam neden rahatsızlık duyarak bu kısmı okumamıştır? Asıl sorulması gereken soru budur.
Şehitlerimizin aziz ruhlarının incitilmesine müsaade etmeyen kaymakamımızın millî duruşu, aziz milletimizin ve bizlerin takdir ve desteğini toplamıştır. Bizim için mesele, imam ve kaymakam arasında geçen basit bir tartışmadan ibaret değildir; mesele, hangi sıfata ve makama sahip olursa olsun, şehitlerimize rahmet okumaktan imtina ederek hainlerin isteklerine boyun eğenlere karşı şehitlerimizi her zaman, her yerde rahmetle, minnetle anmayı bir erdem olarak görenlerle aynı safta yer almaktır. Bizim inancımıza göre vatan sevgisi imandandır; vatan için şehit olanlar dinî vecibelerimizin de hür bir şekilde yerine getirilmesine vesile olan kahramanlardır.
Camiler, tarih sahnesinde gaza ve cihat ederek ya şehit ya da gazi olan Müslüman Türk milletinin kutlu mabedidir. Tarihte ordularımızın muzafferiyeti, üstün gelmesi, düşmanların ise kahredilmesi ve yenilmesi için dualar edilerek 1001 Fethişerif okunan camilerimizde bugün de ordumuz için dua edilmekte, Fetih sureleri okunmaktadır.
Cami, bizim kültürümüzde asker savaşa giderken dua edilen mabettir, zafer kazanılınca ezanlar okunan, selalar verilen yerdir. Camiler, İstiklal Harbi yıllarından 15 Temmuzda okunan selalara kadar millî uyanışa vesile olan millî ve manevi ruhun zırhıdır. Camiler, millî birlik ve beraberliğin temin edildiği mübarek yapılardır. Camiler, şehitlerimizin uğruna can verdiği kutlu mabetlerdir.
Camilerimizin birinde, bugün, sırf terör örgütü PKK destekçisi sırtlanlar alınmasın, darılmasın diye "Allah'ın aslanları" olarak şehitlerimizi anmayan, onlara dua etmeyen biri imam olarak sayılamaz, değer göremez, bu memleketin imamlarına da örnek teşkil edemez. İmam olarak "Düşman ordularının hâkimiyetinde cuma namazı kılınmaz." diyerek Millî Mücadele'yi başlatan Sütçü İmam'dır bizim rehberimiz. Burada esas olan, bu vatanın, bu milletin, şehitlerimizin yanında, düşmanların ise karşısında durabilmektir, bundan fazlası lafügüzaftır.
Sayın Başkan, 90'lı yıllardan itibaren ülkemizin uzay alanında söz sahibi olabilmesi için yürütülen çalışmalar Türkiye'nin ilk uzaktan algılama uydusu BİLSAT'ın 2003'te yörüngeye yerleştirilmesiyle yeni bir safhaya geçmiştir. Tamamı Türkiye'de, Türk mühendisler tarafından tasarlanıp üretilen millî gözlem uydusu RASAT 2011'de uzaya fırlatılmıştır. Bu süreç içerisinde GÖKTÜRK-1, GÖKTÜRK-2 uydularının ardından TÜRKSAT 3A, 4A, 4B, 5A, 5B uyduları uzaya fırlatılmış, yine, Türkiye'nin ilk yerli ve millî gözetleme uydusu İMECE 2023'te uzaya fırlatılmış ve TÜRKSAT 6A'nın yakın zamanda uzaya fırlatılması beklenmektedir. Tüm bu gelişmelerin yanında, 2018 yılında Türkiye Uzay Ajansı kurulmuş ve 2021'de ilan edilen Millî Uzay Programı kapsamında ilk Türkiye Türkü Astronot Alper Gezeravcı 19 Ocakta Uluslararası Uzay İstasyonu'na 13 bilimsel deneyi yapmak üzere gönderilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Uzay teknoloji çalışmaları kapsamında büyük önemi haiz olan bu gelişme aziz milletimizi gururlandırmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği yerde ve aynen onun ifadeleriyle "İstikbal göklerdedir." diyerek uzayda ilk sözünü söyleyen ve çalışmalarına başlayan Astronotumuz Albay Alper Gezeravcı'ya çalışmalarında başarılar diliyor, uzay ve teknoloji çağında ülkemizin daha iyi yerlere geleceğine yürekten inanıyoruz.
Son olarak, dün gece saatlerinde dost ve kardeş ülke Kırgızistan'da meydana gelen ve Türkistan coğrafyasında hissedilen 7 büyüklüğündeki deprem dolayısıyla tüm soydaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.