| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 24.12.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA DOĞAN DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de öncelikle şehitlerimize rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Umarım bu son olur, bu acıları bir daha yaşamayız.
Değerli arkadaşlar; öncelikle, vatandaşlarımızın yaşamakta olduğu mağduriyetlerden bahsetmek istiyorum. Bir: İlaç sorunu. 16 Aralıkta ilaç fiyatlarının güncellenmesine dair Resmî Gazete'de yayımlanan kararın, yayınlandığı gün değil dokuz gün sonra yürürlüğe gireceğini belirttiniz. Nedir buradaki amaç? Yine kimi ihya etmek istiyorsunuz? Bu dokuz gün sonra yürürlüğe gireceğini duyurduğunuz karar yüzünden ilaç firmaları ecza depolarına ilaç vermiyorlar. Kimi ecza depoları ilaç elinde olsa da dokuz gün sonra zam gelecek diye eczaneye ilaç vermiyor. Vatandaş, eczane eczane dolaşarak ilaç aramak zorunda kalıyor. Milleti bir haftadır ilaçsız bıraktınız. Eczacılarımızı vatandaşa karşı mahcup ediyorsunuz. İlaç euro kuru ile gerçek euro kuru arasındaki uçurum yüzünden ilaç firmaları ya bazı ilaçlarını Türkiye piyasasından çekiyor ya da firma komple çekiliyor. Organ nakli sonrası hayati önem taşıyan bir ilacı, yabancı ilaç firması Türkiye piyasasından çekmiş durumda. İzlediğiniz her yanlış politikanın cezasını maalesef millet çekiyor. Ülkemizde çok ciddi şekilde yaygınlaşan uyuz hastalığı var ve uyuz tedavisinde kullanılan bir ilacı hâlâ SGK karşılamıyor. HPV aşısı için Sağlık Bakanı söz verdi, iki yıl oldu, hâlâ sonuç yok. HPV aşısı, bir an evvel, ergenlik çağından başlamak üzere devlet tarafından karşılanarak aşı takvimine eklenmelidir.
İkincisi: Emekte adalet. Son yapılan emeklilik düzenlemelerinden sonra ciddi adaletsizliklerin ortaya çıktığı... Bir gün önce sigorta girişi olan emekli olurken bir gün sonra sigorta girişi olan insanı on yedi yıl daha çalışmaya mahkûm ettiniz. Vatandaşlarımızın kademeli emeklilik çağrılarını duymak zorundasınız. Staj ve çıraklık mağdurları var. Stajı ve çıraklığı iş gününden saymadınız, yüz binlerce insanımız mağdur oldu. Staj ve çıraklık süreleri çalışma hayatına dâhil edilmeli ve emeklilik için referans alınmalıdır.
Atama bekleyen binlerce öğretmenimiz var, gencimiz var. Bu gençlerin ve umutla bekleyen ailelerinin sesine kulak tıkamayın. Psikolojik danışman ve rehber öğretmenler atama bekliyor, siz okullara "manevi danışman" adı altında pedagojik formasyonsuz insanları sokuyorsunuz. Buradan velilere sesleniyorum: Çocuklarınıza sahip çıkın, okul idareleri sizin rızanız olmadan çocuklarınızı hiçbir faaliyete dâhil edemez. Bu çağ dışı, akıl dışı, eğitimden uzak faaliyetlere asla geçit vermeyin.
Gelelim polislere, polislerin özlük haklarına. Ülkemizdeki polisler başta olmak üzere hiçbir kolluk kuvvetinin özlük hakları dünya standardına uygun değil. Polislere ek mesai için ücret verilmiyor, çalışma saatleri fazla ve düzensiz. Mobbing yüzünden intihar eden polislerin sayısı her geçen gün artıyor. Sendika hakları var fakat fişlemelerden dolayı polisler sendikalarına üye olamıyor. Nedir bu ağır koşulların, bu baskıların sebebi, birisi çıksın anlatsın.
Belediye şirket çalışanlarına gelelim. Kadro bekleyen binlerce belediye şirket çalışanı var, kadro bekliyorlar; eşit iş, eşit maaş, eşit hak talepleri var; hep dile getiriyoruz fakat seslerine kulak vermiyorsunuz.
Mühendislik fakültelerinden mezun olmuş binlerce pırlanta gibi gencimiz var, atama bekliyorlar; her yıl kontenjanları düşürüyorsunuz, düzenli ve liyakate dayalı atamalar yapmıyorsunuz. Özel sektördeki işverenler de fırsat bu fırsat diyerek mühendislere düşük maaş veriyor, teknik kadrolarımızı çaresizliğe mahkûm ediyorsunuz. Vatandaşlarımızın saymış olduğum bu sorunları bir an evvel çözüme kavuşturmalıdır.
Değerli arkadaşlar, şimdi, sizlerle 2024 bütçesiyle ilgili önemli tespitlerimi ve bazı istatistiki verileri paylaşmak istiyorum. 2024 yılı bütçesinde geçen yıla kıyasla çok büyük bir artış yapılan Diyanetin bütçesi hemen göze çarpıyor. 2023 yılında 36 milyar 468 milyon 836 bin lira olan Diyanetin bütçesi 2024 yılında yüzde 151 artırılarak 91 milyar 824 milyon 805 bin liraya yükseltilmiş, Cumhurbaşkanlığı bütçesi de yüzde 85 yükseltilmiş. Diyanete verilen bu bütçe, İçişleri, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret Bakanlığı olmak üzere 6 Bakanlığın bütçesinden daha fazla; biz insaf dedikçe siz israfa devam ediyorsunuz. Emekli maaşında artış yaparken neden yüzde 151 vermiyorsunuz? Asgari ücrete artış yaparken neden yüzde 151 yapmıyorsunuz? Memur ve memur emeklisinin maaşında artış yaparken neden yüzde 151 artış yapmıyorsunuz? Bu enflasyon sadece Diyanetin cebini mi yakıyor? Halka açıkladığınız ve TÜİK'e göre enflasyon yüzde 62, halkın hissettiği ve ENAG'a göre enflasyon yüzde 129,2. Diyanet bütçesinde yapılan artış yüzde 151, bir de milyon dolarlık makam arabaları; takdir milletimizin.
Bütçesiyle dikkat çeken Diyanetir personel sayısı da şaşırtmıyor. Diyanetin personel sayısı geçtiğimiz haziran sonu verilerine göre 211.164 kişi. Şimdi söyleyeceklerim özellikle kayıtlara geçsin, vatandaşlarımız da özellikle dinlesin istiyorum: Diyanetin personel sayısı Türkiye'nin tam 11 ilinin nüfusundan daha fazla; Artvin, Ardahan, Bartın, Bayburt, Bilecik, Çankırı, Erzincan, Gümüşhane, Iğdır, Kilis ve Tunceli'nin nüfusundan daha fazla. Bu personel sayısının 191.272'si kadrolu memur, 19.119'u sözleşmeli personel, 663'ü ise sürekli işçi. Atama bekleyen binlerce öğretmen varken, atama bekleyen binlerce mühendis varken, kadro bekleyen binlerce belediye şirket işçisi varken bu kurumun yaptığı düpedüz kul hakkına girmektir, vicdansızlıktır, haksızlıktır.
Diğer bir taraftan, ülke nüfusunun yaklaşık dörtte 1'ini oluşturan Alevi toplumuna hizmet etmek için kurulan ama Aleviliği bir inanç saymadığınız için Kültür Bakanlığına bağladığınız Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığına ayrılan bütçe 250 milyon 381 bin lira. Diyanete ayrılan bütçe Alevilere ayrılan bütçenin tam 366 katı; böyle bir adaletsizlik dünyanın hiçbir yerinde yok arkadaşlar. Bu ülkede hepimiz yaşıyoruz, hepimiz vergi veriyoruz, hepimiz vatandaşlık görevlerimizi yerine getiriyoruz. Dolayısıyla her vatandaşımıza eşit yurttaşlık temelinde hizmet ve bütçe verilmelidir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde yaklaşık 90 bin tane cami var. Hepsine devlet hizmet veriyor, personel veriyor, bütçe veriyor; çok güzel bunlar, bundan yana hiçbir sıkıntımız yok fakat şu ki bu ülkede cemevleri de var. Cemevlerine hizmet yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakılmış durumda. Hangi inanca bağlı ibadethane olursa olsun, bizden mi değil mi diye bakılmaksızın hizmet verilmelidir. Alevi köylerine ısrarla cami yapmanızdaki neden nedir arkadaşlar? Alevilerin ibadet yeri cemevleridir ve ibadet şekli cemdir; gidip Alevi köylerine cami yapıyorsunuz, din görevlisi atıyorsunuz, ortada cemaat yok, cami bomboş, atanan personel işini yapamıyor. Bu duruma verilecek 2 tane isim var; birincisi asimilasyon, ikincisi ise israf. Buradan açık çağrı yapıyoruz: Alevi köylerine cami politikanızdan vazgeçin, Aleviliği kendi kalıplarınıza sığdırmaya çalışmaktan, kendinizce tanımlamaya çalışmaktan vazgeçin.
Diğer bir önemli hususa gelecek olursak 2002 yılından bu yana 19.708 okulu kapattınız; kapatılan bu okulların yüzde 95'i köy okulları. Okulunu kapattığınız köylerin çocukları ya taşımalı eğitimle ya da okullarda kalarak eğitimlerine devam etmektedirler. Devletin yeterli yatılı okul sayısı da olmadığından tertemiz çocuklarımızı cemaat ve tarikat yurtlarına mahkûm ediyorsunuz. Hemen yeri gelmişken buradan size bir istatistiki veri daha vereyim: Bakın, arkadaşlar, tarikat ve cemaatlere ait yurt sayısı 2006 yılından bu yana tam yüzde 93 artmış. 2006 yılında 1.723 olan tarikat ve cemaatlere bağlı yurt sayısı bugün 3.500'ü geçmiş durumda. Bu yurtlar denetlenmiyor ve devlet, çocukları sahipsiz, kimsesiz bırakıyor; bu ülkenin gül gibi çocuklarına yazık ediyorsunuz. Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum: Çocuklarınızı devlet dışında kimseye emanet etmeyin. Çocuklarınız, başta sizlerin, sonra hepimizin, dahası bu ülkenin geleceği.
Değerli arkadaşlar, bu bütçede emekliler yok, dul ve yetimler yok, engelliler yok, işçiler yok, köylüler yok, atama bekleyen öğretmenler yok, mühendisler yok; özetle, bu bütçede halka dair hiçbir şey yok.
Genel Kurulumuzu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.