Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 44 |
Tarih: | 23.12.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yürütmenin kıymetli temsilcileri, "Bu bütçede acaba ben de var mıyım?" diye ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımız; hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerime başlarken şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Dün aldığımız acı haber üzerine bugün bir acı haber daha aldık; üzgünüz, başımız sağ olsun. Terörün her türlüsüne bir kez daha lanet olsun diyorum.
Bütçe görüşmesinin son günlerinde bir milletvekili olarak vazife gördüğüm bir şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. 11 Aralıktan bugüne kadar yoğun bir mesai harcandı, emeğimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bütçe görüşmelerinin doğası gereği burada birçok rakam telaffuz edildi, bu rakamların hepsinin birer karşılığı var. Tabii, bu konuşulanlar sadece rakamlardan ibaret şeyler değil, netice itibarıyla bu bütçedeki rakamların hepsi bu milletin cebinden çıkan rakamlar. Bu hatırlatmayı niçin yapıyorum? Çünkü iktidarın israf dosyası çok kabarık. Olaylara bakış açısının ne kadar tehlikeli olduğunu şu örnekle ifade etmek isterim: Bugün Hazine ve Maliye Bakanı olan Sayın Şimşek 2015'te de Maliye Bakanıydı. O zamanlar, o yıllarda Sayın Erdoğan tarafından Sayın Bakan hakkında malum açıklamalar yapılmamıştı. O dönem kendisinin bir açıklaması, bir konuşması medyaya düşmüştü, makam araçları için bir hesap yapıyordu ve şöyle demişti: "Bunların hepsini toplasanız Türkiye'nin bütçesinde çerez parası değil. Binde 7'den bahsediyorsunuz, şu an bütün siyaset binde 7'ye indirgenmiştir. Niye? Çünkü vizyon yok, program yok, proje yok." Malumunuz, kendisi şu an yine Hazine ve Maliye Bakanı. İster araç yakıt giderleri, ister mega projeler, ister faize giden paralar, ister vizyon olsun, israf her yerde israftır arkadaşlar. Tüm bütçelere bakıyoruz, mal ve hizmet alımı diye nereye harcanacağı belli olmayan birçok kalem var ve bunlar toplamda büyük bir yekûn tutuyor.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin çerez parası yok, israf edecek bir tek kuruşu yok, Türkiye'nin nereye gittiği belli olmayan bütçe kalemlerine ihtiyacı yok. Bunu burada söylemek, size hatırlatmak istiyorum, gereğini yapmak da Meclisimizin asli vazifelerinden bir tanesi. İsraftan kaçınma cesareti gösterebilir, emanet bilinciyle hareket eder ve buna göre çalışırsak 2024 bütçesi hayırlara vesile olur diye düşünüyorum.
Bugün emanet bilinciyle hareket etmemiz gereken bir hususu daha dile getirmek istiyorum, o da gençlerimiz. Türkiye'de şu an bulunan genç jenerasyon, iktidar tarafından daha önce yaşanmamış bir trajediye maruz bırakıldı. Bu milletin evlatları, gençleri; savaş görmüş, kıtlık görmüş, darbe görmüş, ekonomik kriz görmüş ama hepsinden bir şekliyle çıkmayı başarmıştır. Bugün bakıyoruz; savaş yok, kıtlık yok, vesayet yok, iktidar teorisine göre kriz de yok. Yani bir trajedi yaşayacak hiçbir neden yok fakat Türkiye gençlere dar gelmiş vaziyette. İnanırsanız, TÜİK'e göre, 18-24 yaş arası gençlerin sadece yüzde 47,9'u mutlu, diğer 52,1'i "mutsuz ya da ona yakın" ifadesi kullanılıyor TÜİK raporlarında. Meclisin elinde kalan tek yetki olan bütçe görüşmelerinde bile maalesef iktidara bu soruyu sordurmayı başaramadık.
Ben o mutsuzluğun, gençlerimizin mutsuzluğunun nedenlerinden birkaçını sıralayayım. Türkiye'de "ev genci" diye bir sorun oluştu, ne eğitimdeler ne istihdamdalar ve gençlerin -İstatistik Kurumunun raporuna göre- yüzde 24,2'si bu grubun içerisinde. Hadi, ev gençleri evlerinde, onları görmediniz; peki, "Mülakat kaldırılsın!" diyen, hemen her platformda bunu dile getiren gençleri de mi görmüyorsunuz? İktidarın milletvekilleri Meclisteki odalarında "Mülakat kaldırılsın!" diyen gençleri ağırladılar, bunları gördük, o zaman "görmediniz" diyemeyiz ama "umursamadınız" diyebiliriz.
Bu bütçede bizim gördüğümüz tek şey, rakamları takla attırma çabanız. Sayın Bakan konuşmalarında dile getirdi; lisans öğrencileri için 2 bin TL, yüksek lisans öğrencileri için 4 bin TL, doktora öğrencileri için de 6 bin TL olarak burs ve kredi imkânlarını güncelledik." dedi. Bunu da büyük bir müjdeymiş gibi ballandıra ballandıra bu kürsüden anlattı. Hâlbuki gerçek rakamları sizlerle paylaşacağım: 2002 yılında lisans öğrencileri için burs miktarı 45 TL idi. Çeyrek altın ne kadardı? 20 TL idi. 2002 yılında bir öğrenci bir aylık bursla 2 tane çeyrek altın alabiliyordu. 2023'te, iktidarın ifadesine göre çok çok artırılmış 2 bin TL'yle kaç çeyrek alınabiliyor? Hiç çeyrek alınamıyor arkadaşlar. Burslar tıpkı gençlerimizin hayalleri gibi enflasyon karşısında buhar olup gidiyor yani Bakan, iktidar bir müjde vermedi, gençlerin burslarından bir miktar daha çalmış oldular.
KYK'den bahsedeceğim: İktidar milletvekilleri şunu diyeceklerdir: "Şu kadar yatak kapasitesi yapıldı, şu kadar yurt yaptık." gibi ezber cümleleri kullanacaklardır. Zor değil ama zaman ayıramayacağınız için ben nicelikten değil nitelikten bahsetmek istiyorum. Sayıştay raporlarını incelediğimizde karşımıza şöyle bir rapor çıkıyor: KYK yurtlarında yeterli lavabo, tuvalet ve çalışma alanı bulunmadığının, çalışma salonlarının, sosyal ve sportif tesislerin yetersizliğinin, yurtların şehir merkezine, otobüs duraklarına uzak olmasının, internet hızının çok düşük ve kesintilerin çok olmasının genel şikâyet konuları olduğunu görebiliyoruz.
Gençler bu sıkıntıları söylüyor, Sayıştay söylüyor, biz burada söylüyoruz ama iktidar ısrarla duymuyor ya da duymak istemiyor. Bakın, 2019 Sayıştay Raporu'nda KYK'deki asansörlerle ilgili çok önemli bir cümle var. Orada "Asansörler konut tipi olarak imal edildiğinden planlanandan daha yoğun kullanılmaları sürekli arıza vermelerine neden olmaktadır." deniyor. Asansörlerin sürekli arıza vereceği gerçeği Sayıştay raporlarında sabitken Sayın Bakan geçtiğimiz günlerde çıktı ve dedi ki: "Bakım ve onarımların kontrol edilebileceği bir karekod koyacağız." Bir konudan ancak bu kadar uzak olunabilir arkadaşlar; daha "-mış" gibi yapılan teknolojik cihaz destek meselesine girmiyorum.
Devlet öğrencilerin sadece yüzde 10'una yurt sağlayabildiği için barınamayan öğrencilerimiz var, eğitim eşitsizliği var, vize problemleri var, sosyalleşememe problemi var, bağımlılıkla mücadeleye ayrılan avuç kadar bir bütçe var, artan intihar vakaları var, işsizlik var, emek sömürüsü var, kötü koşullar var, staj problemi var, beyin göçü var; var, var, var maalesef. Az önce dedim; savaş yok, kıtlık yok, vesayet yok, salgın yok ama bizde bir AK PARTİ iktidarı var, maalesef hepsine bedel bir süreç yönetmiş oldu.
Evet, ne yazık ki şu anda karşımızda umut verici bir tablo bulunmuyor. Ancak ben bu kürsüden tek hazinemiz olan genç kardeşlerimize seslenmek istiyorum: Değerli gençler, evet, zorluklarla dolu bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik zorluklar, ağırlaşan yaşam koşulları ve sesinizin duyulmadığını hissetmeniz sizi yıpratmış olabilir. Bütçe görüşmelerinde kafa karıştıran rakamlar arasında "Bizim için ne var?" diye düşünürken hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz fakat umutsuzluğa kapılmayın. Unutmayın, burada gerçekten sizin yanınızda olan, sizin haklarınızı arayan, sizin sesiniz olmaya çalışan bizler varız. İktidar partisinin milletvekilleri bütçe görüşmelerine nadiren katıldılar; bizler de sizin gibi Mecliste, yetkililerden yeterli yanıtları alamadık. Maalesef, siz yalnız hissediyorsunuz, biz de burada sizin haklarınızı iktidarın çoğu zaman boş koltuklarına anlatıyoruz ama unutmayın, bu zor günleri hep birlikte aşacağız.
OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Soluna bak, soluna!
MAHMUT ARIKAN (Devamla) - Ben sürekli bakıyorum soluma.
OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Boşa bakıyorsun o zaman.
MAHMUT ARIKAN (Devamla) - Sadece rakamlardan oluşan israf bütçelerine rağmen, yanlış uygulamalara rağmen, ilgisizliğinize rağmen başaracağız çünkü bizim gücümüz, umudumuz ve cesaretimiz siz gençlersiniz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)