GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:23.12.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün Hakkâri Dağ Komandosuna mensup 6 Mehmetçik'imizin şehit haberini almıştık ve burada şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralanan gazilerimize de Allah'tan şifalar dilemiş ve milletimizin başı sağ olsun demiştik; bugün de maalesef 6 şehit ve 1 yaralı haberi daha aldık. Elbette bu konudaki üzüntümüzü ifade etmek istiyorum.

Türkiye, kırk yıldan beri terör sorunuyla boğuşan ve mücadele eden bir ülke ve bu kırk yılın yaklaşık yarısından fazlası, yirmi iki yıllık bir süreci de Adalet ve Kalkınma Partisinin iş başında olduğu bir süreç ve maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi de kendisinden önceki iktidarlar gibi, her terör hadisesi meydana geldiğinde, her şehit verdiğimizde "Son terörist bu topraklardan atılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek." gibi klişe lafların ötesine geçememiş ve yirmi iki yıllık bir iktidara rağmen, maalesef hâlâ şehit haberlerini almaya devam ettiğimiz bir süreci maalesef bu ülkeye yaşatmaya devam etmektedir. Ve yine değişmeyen bir fotoğraf; ay yıldızlı bayrak, şehit cenazelerindeki bayrak maalesef hep yoksul evlere asılmış ve meşhur sözdür "Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir." sözünün bir tecellisi olarak maalesef bu ülkenin hep yoksul evlatları bu vatan mücadelesinde üzerine düşen vazifeyi yapmaya devam etmiş ama bu düzen maalesef hiçbir şekilde değişmemiştir. Ben, buradan, tekrar, bu askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

İktidarın en büyük sorumluluklarından bir tanesinin de -sadece hamasi sözlerle değil- bu yirmi iki yıllık süreç içerisinde terörü hâlâ niye bitiremediğinin sebeplerini masaya yatırarak -elbette bu dönemlerde yapmış olduğu olumlu işler var- onların neler olduğunu ortaya koyarak devamında, yanlış yaptığı işleri masaya yatırması olduğunu ve iktidarın sadece silahlı mücadeleyle, Silahlı Kuvvetlere bu işi havale ederek terör sorununun çözülemeyeceği gerçeğini de göz önüne alarak bu ülkeden ve bu coğrafyadan silahı, çatışmayı ve terörü bir an önce atmasını arzu ettiğimizi belirtiyoruz. Saadet-Gelecek Partileri olarak da terörün bu manada geniş kapsamlı bir şekilde masaya yatırılarak bu sorunun partilerüstü bir sorun olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor ve hamasetle toplumu kutuplaştırarak ya da birbirimizi suçlayarak bu sorunu çözemeyeceğimizi ve yıllarca bu sorunun maalesef devam edeceğini ve iktidarda olan kişilerin de "son terörist imha edilinceye kadar" gibi hamasi laflardan öteye geçemeyeceği acı gerçeğini de maalesef görüyoruz. Dolayısıyla bu vesileyle ben tekrar şehitlerimize Allah'tan rahmet dileyerek iktidar sahiplerine bu konuda iktidarıyla muhalefetiyle adım atmasını öneriyorum.

Değerli milletvekilleri, Cenab-ı Allah'ın bize büyük nimetler bahşettiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Böyle bir coğrafyada yaşayıp da eğer bugün yüksek sayıda yoksulumuz varsa bu beceriksiz iktidarların işbaşında olmasındandır. Böyle bir coğrafyada yaşayıp hâlâ yüksek oranda yoksulumuz varsa bu, bu ülkede haramilerin olduğunun, bu ülkede hırsızların olduğunun ve bu ülkede yolsuzlukların olduğunun bir işaretidir. Bütün dünyada şaşmaz bir gerçektir; yolsuzluk olan yerde yoksulluk vardır ve yolsuzluk ile yoksulluk atbaşı giden iki kavramdır ve hep iki kavram birlikte anılmaya devam eder. Bunlara bir de "yasaklar"ı ekleyebiliriz ama bugün burada ağırlıklı olarak "yoksulluk" ve "yolsuzluk" kavramları üzerinde durmaya çalışacağız. Neyzen Tevfik'in dediği gibi "Ekmek herkese yetecekti aslında; tarlaya karga dadandı, ambara fare, fırına hırsız, memlekete harami." Şayet biz bu topraklarda tarlaya dadanan kargalarla, ambara dadanan farelerle, fırına dayanan hırsızlarla ve memlekete dayanan haramilerle mücadele etmezsek ve bu mücadelede de başarılı olmazsak emin olun, ekmek sadece zenginlerde olur ama ekmek arayan yoksulların sayısının her geçen gün milyonlarca artmaya devam ettiği bir Türkiye gerçeğini hep beraber görürüz.

Bugün 2024 bütçesini konuşuyoruz. Türkiye'nin acı fotoğrafı nedir biliyor musunuz değerli milletvekilleri? TÜRK-İŞ, Kasım 2023 açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı; mutfak enflasyonu ortalama yüzde 86,42 ve bu mutfak enflasyonunun yüzde 86,42 olduğu bir yerde ocak ayında 7.500 TL emekli maaşı alan kişinin emekli maaşı zammını yüzde sıfır zamla geçiyorsunuz ve utanmadan da "Emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik." diyorsunuz. Yani 1 Ocakta 7.500 TL emekli maaşı alan kişinin mutfak harcamaları yüzde 86,42 oranında artmış ve siz 7.500 TL ödemeye devam ediyorsunuz ve hâlâ "Emekliyi enflasyona ezdirmedik." diyorsunuz.

Yine, 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması -aylık gıda harcaması demek yoksulluk sınırı değil, açlık sınırıdır- 14.025 TL yani bu ülkede aç kalmamak için asgari 14.000 TL gelire sahip olmanız gerekirken ve yine bu ülkede gıdayla birlikte diğer bütün temel harcamalar için -o da yoksulluk sınırıdır- 45.686 TL bir haneye girmesi gerekirken ve yine tek başına çalışan bir bekârın aylık yaşama maliyeti 18.239 TL iken biz 7.500 TL alan emeklilere, 11.500 TL alan asgari ücretlilere ve 22.500 TL alan memurlara bu bütçede yer vermiyoruz ve hâlâ "Emeklimizi, asgari ücretlimizi, memurumuzu enflasyona ezdirmedik." diyoruz. Maalesef, emeklimiz, asgari ücretlimiz ve memurumuz açlık sınırının altında yaşamaya devam ediyor.

Bu düzen böyle devam ederken Türkiye bugün Yolsuzluk Endeksi'nde 36 puanla 101'inci sırada yer alıyor. Hani dedik ya bu kıymetli coğrafyada eğer milyonlarca insan yoksulsa o ülkede yolsuzluk var demektir, bu veriler de onu ispatlıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi 2001'le yani Türkiye'nin krizinin zirve yaptığı dönemle kendi dönemini kıyaslamayı çok sever ya, 2001'de Türkiye Yolsuzluk Algısı Endeksi'nde 54'üncü sıradaydı, bugün 101'inci sırada. Yani Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi iki yıllık iktidarının, evet, iyi yılları da oldu ama son on yıldır her geçen gün yolsuzluk algısı artan bir ülke. Onun için diyoruz: "Ekmek herkese yetecekti ama memlekete haramiler dadanmasaydı." Bu, ekmeğin herkese yetebileceğinin ama aslında memlekete haramilerin, fırına hırsızın ve yine, depoya farenin dadandığının bir resmidir. Ve yine, Avrupa Birliğindeki 27 ülkeyle, en düşük ülkelerle kıyasladığımız zaman Macaristan'ın ardından son sırada yer alan bir ülkeyiz. OECD ülkeleri -ki 38 OECD ülkesi vardır- arasında yolsuzluk ortalamasında 37'nci sırada yer alan bir ülkeyiz ve yine, G20 ülkeleri arasında, 19 ülke arasında 14'üncü sıradayız. OECD ülkelerinde ortalama 66 puanken Türkiye 38 ülke arasında yine 37'nci sırada.

Şimdi, bu rakamlardan sonra, bu soğuk rakamların ardındaki yakıcı gerçeklere bakmamız lazım. Semt pazarlarında akşam pazar toplanırken çöpe atılan meyve ve sebzeleri toplamak zorunda kalan kadınlarımız, annelerimiz, eşlerimiz, kardeşlerimiz, babalarımız, evlatlarımız bu yolsuzluk tablosunun bir fotoğrafıdır. Ve yine, çöpten, konteynerden topladığı yemekle küçük evladını beslemek zorunda kalan kadın bu yolsuzluk düzeninin bir fotoğrafıdır. Ve yine, sabah çocuğunu okula gönderirken cebine harçlık koyamayan anne ve babanın acı resmi bu yolsuzluk resminin bir fotoğrafıdır. Ucuz ekmek almak için halk ekmek kuyruğuna giren insanlarımız, sebze meyveyi taneyle, eti ise gramla almak zorunda kalan insanlarımız tarım ve hayvancılık cenneti olan bu ülkenin yolsuzluk fotoğrafının bir resmidir. Yetersiz beslenme sebebiyle gelişim geriliği yaşayan evlatlarımız bu yolsuzluk fotoğrafının bir resmidir. Ve yine "Hırsız benden ise sorun yok." diyen arsızların yüzüne karşı bu fotoğrafları hep beraber göstermemiz lazım. Milyonlarca işsizin yaşadığı bir ülkede kamunun her kuruşunu yetim malı olarak gören, görmek zorunda olan idarecilerimizin resmine hep beraber bakmak zorundayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Kısaca, kamu kaynaklarını sevk ve idare edenlerin tasarruf ettikleri, kullandıkları kamu gücünün ve kamu imkânlarının nelere mal olduğunu görebilmeleri için kendi liderlerinin, başkanlarının, yöneticilerinin değil, yukarıda resmettiğim fotoğrafları makam odalarının tam karşısındaki duvara asmaları gibi bir mecburiyetle karşı karşıyayız.

Hesap veremeyen, şeffaf olmayan, denetlenemeyen iktidarlar kendi halkına yoksulluktan ve acılardan başka bir şey veremez. Onun için eğer bugün bu ülke yolsuzluk sıralamasında 101'inci sıradaysa bu ülkedeki yoksulluğa acımamamız lazım, bu ülkedeki yoksulluğun sebebini ve buna sebep olanları iyi tanımamız lazım.

Onun için gelin, 2024 bütçesinde her kuruşun nereye harcadığının hesabını hep beraber sorarak bu ülkedeki haramilere asla müsaade etmeyelim diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)