Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 44 |
Tarih: | 23.12.2023 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Irak'ın kuzeyinde bölücü terör örgütü PKK'nın alçakça saldırısı sonucu şehadet şerbetini içen ve biri Afyonkarahisar evladımız olmak üzere 6 kahraman vatan evladına Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve necip milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitler ölmez, bu cennet vatan hiçbir zaman bölünmez!
Değerli milletvekilleri, bizler, tarihi zaferlerle dolu bir milletin evladıyız; bizler, vatanı ve bayrağı uğruna gözünü kırpmadan şehit olan ecdadımızın torunlarıyız. Milletler kahramanlarını önemsedikleri oranda güçlüdür. Sarıkamış üzerine yağan kar taneleri kadar acıyla dolu olsa da özünde vatan için, dini için, gelecek nesiller için imkânsızlıklar içinde savaşmayı göze almış kahramanların hikâyesidir. Her şehidin bir hikâyesi vardır. Sarıkamış'taki her şehidin hikâyesi, buzlarla örtülmüş tarihin anlaşılması, gelecek kuşakların ders çıkarması, geleceğe daha büyük bir imanla bakması; ülkesinin, bayrağının ve bağımsızlığının önemini kavraması açısından çok önemlidir. Allahuekber Dağları'nda ve Sarıkamış'ta yazılan destanda şehit olan tüm kahramanlarımızı Sarıkamış Harekâtı'mızın 109'uncu yılında rahmet, minnet ve duayla anıyorum.
Değerli milletvekilleri, son günlerde, ülkemizde, aklıselim olan herkesi fazlasıyla rahatsız eden bir gündem vardır; futbolda yaşananlar. Spor centilmenliktir ve spor ile şiddet asla yan yana gelmez. Fakat görüyoruz ki özellikle futbolda son bir yıldır, başta kulüp başkanları, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı, alt kurullar ve futbol yorumcuları olmak üzere tüm paydaşların sorumsuzlukları nedeniyle futbolun ruhuna yakışmayan olaylar yaşanmaktadır. Seçim öncesi tribünlere siyaset bulaştırılmış; liderimiz, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi'nin ifade ettiği gibi, Türk futbolu zillet ve rezalete mahkûm edilmek istenmişti. Deprem döneminde, 44 bini aşkın vatandaşımızın şehit olduğu afet sonrasında, futbol bahanesiyle tribünler tahrik edilmiştir. Tribün çok renkli ve bir o kadar da riskli bir alandır. Aynı anda, hemen hemen her hafta 40 bin-50 bin kişinin bir araya toplandığı stadyumlar provokasyonlara açık hâldedir. Bir futbol karşılaşması sırasında yaşanan çirkin olay sonrasında, yine Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi'nin ifade ettiği gibi, Mehmetlerimiz, polislerimiz, korucularımız, masum insanlarımız şehit edilirken çıt çıkarmayanların birdenbire ortalığı ayağa kaldırmak için seferber olmaları bize göre son derece düşündürücü bir çarpıklıktır. Ancak bu kaba güç gösterisini Türkiye'nin imajını yaralamak için kullananları, bir kaşık suda fırtına koparanları aynı derecede maksatlı ve marazi olarak addediyoruz. Bu kapsamdaki hedef, sahaların ve tribünlerin ateşiyle toplumsal tansiyonu yükseltmek, Türkiye karşıtı çevrelerin eline koz vermek, istikrarsızlığa çanak tutmaktır. Oyunu görüyoruz, kumpası biliyoruz. Bu planın parçası olan herkese de sesleniyoruz: Buradan size ekmek çıkmaz, sandıkta kaybettiklerinizi statlarda, sokaklarda bulamazsınız. Hepimiz bir takımın taraftarıyız. Hepimiz aynı takımı tutuyor olsak futbolun hiçbir zevki kalmazdı. Tribünlerde doksan dakika birbirimize bağırırız çağırırız, maç çıkışında birbirimize sarılırız, önümüzdeki maça kadar aramızda birbirimize takılırız. Aramıza girmeyin, tadımızı bozmayın. Her takımın rengi sonunda kırmızı beyaza gider. Futbolu yönetenler itidalli olmalı, futbol oynayanlar sakin olmalı, futbol izleyenler keyif almalıdır. Futbolu izlemeyenler futbola saygı duymalıdır. Euro 2024'te Almanya'da mücadele edecek olan A Millî Futbol Takımı'mıza şimdiden başarılar diliyorum. Yaşasın Millî Takım, yaşasın bizim çocuklar! (MHP, AK PARTİ, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bizler kahramanlık destanlarıyla, hoşgörüsüyle, kardeşliğiyle mazlum coğrafyalara kucak açan bir milletin temsilcileriyiz. Bizim tarihimiz mazlumların, mağdurların bize sığındığı onlarca örneklerle doludur. Fatih Sultan Mehmet 1470'te Almanya'dan; II. Bayezit 1492'de İspanya'dan, 1497'de Portekiz'den kaçan yüz binlerce Yahudi'yi topraklarımıza kabul etmiştir. Türk milleti her zaman mazlum milletlerin umudu olmuştur. Bizim tarihimizde çok şükür ki Ermenilerin yaptığı gibi Hocalı katliamı yoktur; Fransızların yaptığı gibi Cezayir, Tunus, Afrika soykırımı yoktur; Almanların yaptığı gibi Yahudi soykırımı yoktur; Çinlilerin yaptığı gibi Doğu Türkistan soykırımı yoktur. Tarihimizde, çok şükür, utanacağımız hiçbir mahcubiyetimiz yoktur; bizim sesimiz ondan gür çıkar.
7 Ekimden bu yana Filistin topraklarında dünyanın gözü önünde her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir soykırım vardır. Gazze, binlerce çocuğun mezarı olmuştur; hayatta kalanlar için ise cehennem hâline gelmiştir. Orta Doğu'da "büyük İsrail ve vadedilmiş topraklar" hayali devreye alınmıştır. Bu iddia ve bu hazırlık doğruysa bize göre de bu, İsrail'in sonunun hazırlığıdır. Unutmayınız ki Kafkasya düştüğünde Rus Erzurum'a kadar geldi, Balkanlar düştüğünde Yunan İzmir'e, Polatlı'ya kadar geldi. Eğer Gazze düşerse sıra Hatay'a gelecektir, Kerkük düşerse sıra Elâzığ'a gelecektir. Yüz yıl öncesine kadar bize ait bu topraklarda son elli yıldır kandan ve gözyaşından, acıdan başka bir şey yaşanmamaktadır. Gönül coğrafyamızın güvenliği bizim için çok önemlidir. Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi'nin ifade ettiği gibi Filistin'in güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir. Vadedilmiş topraklar hayaliyle emperyalizmin tasmalı köpeği PKK terör örgütünü taşeron olarak kullananlar, PKK'yı kendisine tampon yapıp bizi durduracaklarını sananlar, Türkiye'deki uşakları aracılığıyla, yüz yıllık cumhuriyetle, iki bin yıllık devletle hesaplaşma hayalleri kuranlar göreceklerdir.
Peki, Gazze'de çocuklar ölürken din temelli soykırım yapılırken dünya ne yapmaktadır? Dünyaya güven vermesi beklenen kurum ve kuruluşların hiçbiri bir yaraya merhem olmamaktadır. Birleşmiş Milletler 5 ülke tarafından esir alınmıştır. Türkiye dışında, Cumhurbaşkanımızın dışında ses çıkaran yoktur. Avrupa, ABD'nin sömürgesi hâline gelmiştir. Filistin'e destek veren sanatçılar, sporcular susturulmaktadır. Vicdanlı Batılılara eylem hakkı tanınmamaktadır, soykırım meşrulaştırılmıştır. Ama unutmayınız ki kışın arkasından yazı, gecenin karanlığından gündüzü getiren, bulutlarla kapanmış gökyüzünü bir anda açıp güneşi her yere gösteren Allah, Saf suresi 8'inci ayetinde buyurduğu gibi kâfirler istemese de nurunu tamamlayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyor, bütçemizin de hayırlı olmasını istiyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)