| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 23.12.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Dün akşam hain bölücü terör örgütüyle girdikleri çatışma sonucu şehadete yürüyen 6 kahraman askerimize Yüce Allah'tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve aziz Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Bugün, bütçe kanun teklifinin 6'ncı maddesiyle ilgili partim adına söz almış bulunuyorum. Bu maddeyle bütçenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmekte, kullanılmayan veya ihtiyaç olmayan ödeneklerin ne şekilde kullanılacağı, hangi kurumlara aktarılacağı gibi teknik hususlar düzenlenmektedir; bu teknik hususlarla ilgili olarak da Sayın Cumhurbaşkanına bazı yetkiler verilmektedir. Ayrıca, Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün 2023 yılı bütçelerinde yer alan ve harcanmayan ödeneklerin 2024 yılı bütçesine yüzde 30'u aşmamak üzere devren ödenek kaydedilmesi konusunda, yine, Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir; aynı şekilde, bazı bakanlık ve kurumlara da devren ödenek kaydına ilişkin yetkiler verilmektedir.
Öncelikle bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. Verdiğimiz ödeneklerin ve yetkilerin tasarruf ilkelerine uygun bir şekilde kullanılmasını, kendi parasını harcarken gösterdikleri hassasiyetin bütçe ödeneklerini harcarken de gösterilmesini, israftan ve yolsuzluktan kaçınılmasını, her kuruşun milletin menfaatini düşünerek harcanmasını uygulayıcılardan istediğimizi ifade etmek istiyorum. İYİ Parti olarak ve milletvekili olarak bu ilkelerin takipçisi olacağımıza, kör kuruşun hesabını soracağımıza milletimizin önünde söz veriyorum. Aslında, ben, Türkiye'nin kaynakları iyi kullanıldığı takdirde mali sıkıntı çekmeyeceğini, şu an yaşadığımız sorunların birçoğunun yaşanmayacağını ve milletimizin refahının daha da yüksek olacağını düşünüyorum ancak üzülerek ifade etmeliyim ki geçmiş yılların bütçe uygulamalarının kamusal menfaatleri korumaktan, kamu kaynaklarının bireysel çıkarlar için kullanılmasını engellemekten ve israfı önlemekten uzak olduğunu görüyorum. Yapılan birçok ihale adrese teslim yapılmakta, rekabet ortamı sağlanamamakta ve yüksek maliyetlerle ihale edilmektedir. Şeffaflık ve rekabet ortamının sağlanmadan işlerin ihale edilmesi beraberinde yolsuzluk ve israfı getirmekte, devletimizin kaynaklarındaki bereketi de azaltmaktadır. Halka hizmetin Hakk'a hizmet olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız değerli milletvekilleri. Tüm bu gerekçelerle temennim, 2024 yılı bütçesinde, bütçenin bereketini azaltacak bu tür uygulamalardan uzak durulmasıdır.
Öncelikle, 2023'ün bütçe dinamikleri açısından oldukça farklı bir yıl olduğunu da unutmamamız lazım. Elimizde kur korumalı mevduat gibi servet transferinden başka işe yaramayan ve üstüne üstlük transferi bütçe gelirlerinden yapan tuhaf bir uygulama vardı. Sonra, EYT düzenlemesi, bayram ikramiyesi, memurların seyyanen ücret artışı gibi gelişmelerin de bütçeye yük getireceğini anlattı bize Hazine ve Maliye Bakanlığı. Tüm bunların üzerine, hepimizi derinden yaralayan 6 Şubat afetinin de aslında kaybettiğimiz canların yanında bir anlamı olmasa da bir bütçe yükü söz konusu oldu. Tüm bu etkiler dikkate alındığında bütçe açığının millî gelire oranının yüzde 10'lar düzeyine çıkabileceği tahminleri yapıldı. Peki, böyle bir ortamda Hükûmet ne yaptı? Önce kur korumalı mevduatın yükünü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına attılar. "Aman bütçe açık vermesin." diye "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası zarar yazsın." dediler. 2022 yılında yaklaşık 70 milyar TL dönem kârı yazan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 2023 yılındaki tahminî zararı Profesör Doktor Hakan Kara'nın tahminlerine göre 800 milyar TL'yi geçmiş durumda. Sonra, bütçe açığını kapatacaklar ya, hemen en kolay yolu tercih etti Hükûmet ve vergi oranlarında artışa gitti. Oysa içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda, fiyatların sürekli artmasından kaynaklı olarak bir enflasyon vergisi geliri söz konusuydu zaten. Bu yetmedi, bir de üstüne vergi oranlarını artırdılar ama ne artış! Yani hem enflasyon vergisi hem de vergi oranı artışıyla Hükûmet kendi açığını kapatmak için vatandaşın cebine göz dikmişti âdeta.
Bir de daha tamamı gerçekleşmeyen ve ötelenen deprem harcamaları vardı elbette; sahi o kadar vergi toplandı ama ne kadarı deprem bölgesine harcandı sayın milletvekilleri?
Gelir ve gider tarafındaki tüm bu değişikliklere bakınca, zaten bütçenin yapısıyla pek de vatandaşı umursamayan 2023 yılı, bütçe açığının finansman yöntemiyle de vatandaşın sırtına binmiş, her bir vatandaşımızı "Şu yıl bitse de rahatlasak." ruh hâline sokmuştur. Gerçi düşük ve orta gelirli, ücretli veya emekli vatandaşlarımızdan, son üç dört yıldır, biten yılı iyi yâd eden var mıdır, bilemiyorum. Ancak tüm bu bütçe makyajlamaları işe yaramış görünüyor; amaç, bütçe açığının millî gelire oranını kâğıt üzerinde düşürmekti ve tüm bu çaba sonucunda, söz konusu oranın yüzde 5'in biraz altında gerçekleşebileceğini görüyoruz.
"Merkezî yönetimin bütçesini düzelteceğiz." diye vatandaşın bütçesini bozdunuz; geliriyle, alışık olduğu harcama kalıbını sürdüremeyen haneleri "Nereden kıssam?" sorusuna cevap arar durumuna düşürdünüz. "Merkezî yönetimin bütçesini düzelteceğiz." dediniz, vatandaşı yoksunluğa gark ettiniz. Vatandaşın yaşam kalitesi bozuldu ama netice itibarıyla, bütçe açığı performansı da Maastricht Kriteri olan, millî gelire oranla yüzde 3'ü gene aşacak gibi görünüyor.
Kıymetli milletvekilleri, tüm bu 2023 hikâyesini anlatmamın elbette 2024 bütçesiyle ya da genel olarak bütçe hazırlık ve harcama süreçleriyle bir ilgisi var. Birincisi, bütçe hazırlama bir tahmin ve planlama sürecidir. Ülkemizde planlamadan sorumlu yetkin bir kurum kalmadığını hepimiz biliyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı gibi güzide bir kurumu adım adım tasfiye ettiniz. Şüphesiz, Türkiye Cumhuriyeti, yapılan tüm yanlışlara rağmen ilelebet payidar kalacaktır ancak koca devletimizin planlama yetkinliğinin kaybolduğu da devletimizin ilelebet payidar kalacağı kadar aşikârdır. Tahmin deseniz, uzmanlık alanları arasında tahmin yapmak olan ve bu tahminlerle piyasa bekleyişlerini yönetmesi beklenen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının hâli ortada; üç ay sonraki enflasyonu doğru tahmin edemeyen bir durumda ne yazık ki.
Böyle bir ortamda merkezî yönetim bütçe tahminlerinin tutmaması da gayet doğal diyebilirsiniz ancak tek mesele bütçeleme sürecinde kullanılan parametrelerin doğru tahmin edilmemesi değil elbette. Bakınız, bugün konuşmamın odağında olan 6'ncı madde, tam da bütçeleme yetkinliği kaybının bir tezahürü değil mi? Kendisine ayrılan ödeneği harcayamayan kurumların ödenek devrini konuşuyoruz. Birincisi, ödenek devri kapsamında konuştuğumuz faaliyetler arasında tasarım, AR-GE, tanıtım gibi zaten yapısal sorunlarımız arasında yer alan faaliyetlerin geçmesi şaşırtıcı. Bu alanlarda zaten yetersiz olan harcamaların ödenek devrini neden konuşuyoruz? Zaten ödeneğin artması gereken alanlarda fazla harcama yapmayacak olma düşüncesinin dışa vurumu mudur bu? İkincisi ise ödenek devri hususunun genel gereksizliği. Eğer bir vizyonumuz varsa bu vizyonun gerektirdiği harcama alanları ortadadır ve bütçe bu alanlara odaklanır, bu alanlarda yoğunlaşır. Oysa hem genel olarak 2024 yılı bütçesi hem de bütçe teklifinin 6'ncı maddesi tam bir "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!" durumudur.
Bu arada, hazır Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız buradayken ben kendisine tekrar buradan soru sormak istiyorum: Geçen gün ihalesini açıkladığınız, Serik'ten başlayıp Alanya'nın Konaklı Mahallesi'nde biten otoyol ihalesini Antalya'ya kadar devam ettirecek misiniz? Geçen gün bu soruma cevap alamadım Sayın Bakanımız. Trafiğin çok yoğun olduğu Antalya-Serik arasını bu ihale kapsamına neden almadınız? Ayrıca, Antalya Havalimanı'ndan Gazipaşa Havalimanı'na kadar hızlı tren projeniz var mıdır? Sadece turizmden millî ekonomiye yılda 20 milyar dolara yakın katkıda bulunan bir şehrimizden bahsediyoruz. Bugüne kadar, önceki dönem bakanlarınız "Üç koldan Antalya'ya hızlı tren getireceğiz." diye söz vermişlerdi, bu vaatleriniz ne durumda Sayın Bakanım? Siz de bir vaat verecek misiniz yoksa bu hızlı tren projelerinin gerçekleşme tarihlerini bizimle paylaşacak mısınız? Ayrıca, Gazipaşa-Anamur arasında yıllardır devam eden yol ne zaman bitirilecek? Serik-Antalya arasındaki bağlantı yolları ve kuzey çevre yolu ne zaman bitirilecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
AYKUT KAYA (Devamla) - Alacabel Tüneli ne zaman bitirilecek? Dolayısıyla Korkuteli-Elmalı arası, Elmalı-Gömbe yolları; bunlar yıllardır devam eden yollar Sayın Bakanım, bu yolları ne zaman tamamlayacaksınız? Biz, Antalya olarak millî ekonomiye bu kadar katkıda bulunurken kamu hizmetlerini yeterince alamamış bir şehriz. Lütfen, Antalya'mıza gereken önemi, değeri göstermenizi rica ediyorum.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)