GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in 36 sıra sayılı 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 37 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin dokuzuncu tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:20.12.2023

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Doğrusu ben ekonomist değilim, Sayın Bakanı dinledikten sonra iyi ki ekonomist değilim dedim, onu açık yüreklilikle söyleyeyim. Yani niye böyle ağdalı bir ekonomi dili tercih etti, anlamadım ama sonra çözdüm; halk anlamasın diye. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü herkes ekonomist değil yani neticede bu dili anlamadılar.

Konuşmanın bütün kavramlarını söyleyemeyeceğim ama nelerin geçmediğini -böyle birkaç tanesini- söylemek isterim: Mesela, konuşmada insan yoktu, birey, emekçi yoktu, işçi yoktu. "Türkiye'nin jeostratejik önemi." dedi ama bölgesel barış yoktu, hukuk hiç yoktu, demokrasi kavramı hiç yoktu. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı bence denklemi yanlış yerden kuruyor. Demokrasi yoksa ekonomi nasıl düzelecek? Ne kadar demokrasi o kadar ekonomi. Yani açıkçası bunları da paylaşmadan edemedim.

Bir de konuşmasında bazı temel noktalar var, onları ifade etmek istiyorum: Sayın Bakan, küresel ekonomideki negatif ayrışmanın nedenini açıklamak yerine, aslında küresel ekonominin arkasına saklandı; bu da dikkatlerimizden kaçmadı.

Diğer bir mesele, konuşmasının tamamında enflasyonun bu kadar yüksek olmasının normalliğinden söz etti aslında. Hangi ülkelerde enflasyon bu kadar yüksek, doğrusu merak ediyoruz, bunu da açıklamasını bekliyoruz. Yine, hangi ülkede yoksulluk bu kadar derin? Bunu da hani biliyoruz ama Sayın Bakandan da duymak isteriz. Bir de hangi ülkelerde bu kadar çoklu kriz yaşanıyor? En çok çoklu krizin yaşandığı ülkelerden birinde yaşıyoruz.

Şimdi, şey diyor yaşlılara mesela, çok dikkatimi çekti, çokça söz geliyor. Açıkçası -maalesef annem-babam yaşamıyor ama buradaki vekillerin çoğunun eminim, umarım anne-babaları yaşıyordur, evin büyükleri yaşıyordur- niye bu kadar yaşlılara kafayı taktılar, anlamadım. Yani âdeta bir külfet gibi aktarılıyor bu yaşlılar, sürekli gündeme getiriliyor; bunu da yadırgadığımı söylemek isterim doğrusu.

Yine "Paraya ihtiyacımız yok." dedi, bunu hiç anlamadım. Ya, paraya ihtiyacınız yoksa bu kadar zam isteniyor, vatandaş kan ağlıyor; mademki paraya ihtiyacınız yok, niye gerekli zamları vermiyorsunuz?

Bir de Sayın Bakanı incitmek değil asla amacım, galiba karıştırıyor, burası İngiltere değil, Türkiye'nin paraya ihtiyacı var. Bir de mademki paraya ihtiyacımız yok, Sayın Bakan neredeyse yere inemiyor, her gün uçaklarda, yurt dışı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Danış Beştaş, lütfen tamamlayın.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sürekli havada, neredeyse indiği zamanlar sınırlı yani basından izlediğimiz kadarıyla. Paraya ihtiyacımız yoksa Sayın Bakan ve gerekli heyetler neden bu kadar dolaşıyor diğer ülkelerde? Bunu da merak ediyoruz. Yani bir de kamunun kaynaklarının kamuya aktarılmadığını da not etmek istiyoruz.

Depremlerden söz etti... 6 Şubat depreminden sonra "Tek Yürek Kampanyası" diye böyle şaşaalı bir kampanya yapılmıştı birçok kanalın ortak yayınında. Genellikle de kamu bankaları ve kamu kurumları oraya para aktardılar, sonra aktarmadıkları iddia edildi vesaire. Neticede totalde 115 milyar lira toplandığı ifade edildi ama hâlâ meçhul, nereye harcandı? Bunu hakikaten soruyoruz. Ayrıca, deprem vergileri nerede, toplanan deprem vergileri? Tatmin edici bir yanıt hâlâ ortada yok. Rakam 86 milyar 138 milyon, az bir rakam değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Danış Beştaş, son sözlerinizi alalım.

Buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Yani bankaların kâr etmediğini genel olarak ifade etti ama bankalar kâr rekoru kırıyor; gerçekler böyle değil. 2022'de net kârı 433,5 milyar TL; önceki yıla göre yüzde 366,4 oranında artış göstermiş bizim elimizdeki verilere göre.

Yani bir de vergi harcamaları, adaletsiz bir vergi sistemi olduğu gün gibi ortada, vergide adalet asla söz konusu değil ama vatandaşın asıl merak ettiği birkaç soruyla bitireceğim: Asgari ücret Türkiye'de neden bu kadar önemli? Bir kere bunu sorup hepimiz bunun üzerinde düşünmeliyiz. Yani niye Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da, Norveç'te, Finlandiya'da asgari ücret bu kadar gündem değil? Bizde aylarca asgari ücret ne kadar artacak diye bir tartışma var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Danış Beştaş, son sözlerinizi alalım, daha uzatmayacağım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Çünkü asgari ücretle yaşayanların oranı çok yüksek; oranlara girmeyeceğim, zamanım yok.

Son olarak, yani insan yok dedim konuşmada, demokrasi yok.

Bir de "Biz maaşları artırdık." dedi ve oranları verdi yani kesinlikle oranlarda bir şey yok, satın alma gücünü söylemedi. İstediğiniz kadar artırın ya. Elimdeki rakamlara göre tek dert, şu anda en önemli dert zamlar ve hayat pahalılığı. Kiraların ne kadar arttığını söylemedi, ekmeğin ne kadar arttığını söylemedi, etin ne kadar arttığını söylemedi. Maaş ne kadar artarsa artsın ben o maaştan ne alabiliyorum, önemli olan odur. Buradan, Sayın Bakan, bunlara yanıt vermedi. Biberin kilosu 40 lira, patlıcan 40 lira. Bu rakamları artırabiliriz. Yani özcesi, halkın istediği cevapları, duymak istediklerimizi zaten söylemedi ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.

Son kez...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Uzatmasanız da olur. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Umarım şimdi yanıt verir Sayın Bakan.