| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 9'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 20.12.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün, burada, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanunu Teklifi'yle ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Ekranları başında bizleri izleyen değerli izleyicilerimize de saygılarımı, hürmetlerimi arz ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 85 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren, toplanan vergilerin nereye harcandığını ortaya koyan bütçeler iktidarın karnesi hükmündedir. Bakınız, toplam bütçe gelirlerinin yüzde 88,65'i vergilerden oluşmaktadır. Bu vergilerin yüzde 90'ı orta veya dar gelirli fark etmeksizin çalışan vatandaşlarımızdan doğrudan ve dolaylı şekilde alınmaktadır. Direkt vatandaştan topladığı vergilere bağımlı olan bir bütçenin açık vermesi, açık verdikçe de vatandaşın sırtındaki yükü daha da ağırlaştırması kaçınılmazdır. Vatandaşlarımız hazırlanan bu bütçeyi lütfen incelesinler. Vergi gelirleri 7 trilyon 407 milyar lira, faiz harcamaları da 1 trilyon 254 milyar lira. Bütçeyi incelediklerinde göreceklerdir ki ödedikleri her 100 lira verginin 17 lirası sadece faiz harcamalarına gitmektedir. Ayrıca, bütçe açığı 2 trilyon 651 milyar lira olarak öngörülmektedir. Bu açığı da kapatabilmek için borçlanma ve vergi artırımlarıyla milletin sırtına ilave yük bindireceksiniz. "Bütçe açığı" demek yeni vergiler demektir; "bütçe açığı" demek yeni zamlar, yeni borçlanma demektir. Emeklilerimizden, asgari ücretlimizden, memurlarımızdan, esnaflarımızdan tutun öğrencilerimize kadar bütün vatandaşlarımız bir fatura öderken veya herhangi bir ürün satın alırken vergi ödemektedirler. Bu vergilerin çoğu da gizlenmiştir. Çoğu vatandaşımız ne kadar vergi ödediğine dair bir bilgi sahibi değildir.
Sayın Merkez Bankası Başkanının ifadesiyle, Manhattan'dan daha pahalı olan İstanbul'da hayatta kalmaya çalışan İstanbulluların ve Anadolu'da evinin kirasını nasıl ödeyeceğini düşünen vatandaşlarımızın omuzlarına bir de faiz bütçe açığı yükünü yüklüyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanının ev sahibi bir vatandaşımıza seslendiği cümleyle seslenmek istiyorum: "Siz de hiç vicdan yok mu?"
Bakınız, gelir dağılımındaki adaletsizlik derinleşmektedir. İnsanımızın alım gücü düşmekte ve orta gelirli dediğimiz kesim ortadan kalkmaktadır. Türkiye, artık "dar gelirli yoksul milyonlar" ve "yüksek gelirli mutlu azınlık" olarak 2 temel sınıftan oluşmaktadır. Yoksulluk sorunu toplumun geneline yayılmış vaziyettedir. Herhâlde Sayın Bakan bu gerçeğin farkında değil ki "Vergileri tabana yaymalıyız." diye bir ifade kullanıyor. Yukarıda oluşturduğunuz yüksek gelirli sınıfa daha ne kadar imtiyaz tanıyacaksınız? Vergileri biraz da bu taraftan o tarafa doğru yaysanız Değerli Bakanım diye ben ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bütçe gelirlerini artırmanın çeşitli yolları vardır. Siz, katma değer üreten yatırımlar yapmazsanız vatandaşın yükünü hafifletemezsiniz; adaleti önemsemezseniz güveni sağlayamazsınız, huzuru tesis edemezsiniz. Huzurun hâkim olmadığı bir iklimde gerçek manada da bir kalkınmadan söz edilemez. Siz en başta şeffaf ve tutarlı bir yönetim anlayışını ortaya koyamıyorsunuz. Yıllarca "Türkiye hazır, hedef 2023." diyerek hayal sattınız, milleti oyaladınız. Hep birlikte şahit olduk ki sattığınız bütün hayallerin içi boş çıktı. Milleti kandırdığınız yetmiyormuş gibi yıllarını da heba ettiniz. İfade ettiğiniz hedeflerin neredeyse hiçbiri gerçekleşmedi. Mesela, 2023 yılı için 2 trilyon dolar olan millî gelir hedefi, 1 trilyon dolarda kalmış; 25 bin dolar olan kişi başı gelir hedefi de bu rakamın yarısını bile bulamamıştır. "En büyük ilk 10 ekonomi arasına gireceğiz." demiştiniz, 19'uncu sırada kaldık. "Tek haneli enflasyon oranı olacak." dediniz, enflasyon oranı neredeyse üç haneli rakamları gördü. İşsizlik hedefiniz yüzde 5'ti, gerçekleşen rakam bu oranın 2 katı oldu. 500 milyar dolar ihracat hedefinin ancak yarısına ulaşılabildi. Biz bu gerçekleri ifade edince "deprem ve salgın hastalık" diyorsunuz. Depremlerden önce Türkiye'de enflasyon -TÜİK'in açıklamalarıyla söylüyorum- Ocak 2023'te yüzde 57 olarak gerçekleşmiştir. Bakın, ortada henüz deprem yokken gerçekleşen rakam bunlar. Türkiye'nin ekonomisinde fay hatları kırılıyor, enkazlar oluşuyor fakat siz bunu inkâr etmekle meşgulsünüz. ENAG, Ocak 2023'te enflasyonu yüzde 121,62 olarak açıklamıştı. Aynı salgın hastalıkla muhatap olan ve bizzat savaşta olan ülkelerde bile enflasyon üç haneli oranlara yükselmemiştir. Fiilen savaşta olan Ukrayna'da bile enflasyon yüzde 10 civarındayken bizde bu oran nasıl oluyor da üç haneli rakamlara kadar yükselebiliyor? Bu gerçekler göstermektedir ki sizin politikalarınız ülkemize deprem ve salgın hastalıktan çok daha fazla zarar vermiştir.
Değerli arkadaşlar, nüfusu 3 milyona yaklaşan Antalya'mız her yıl ortalama 15 milyon turisti ağırlamaktadır; sadece bununla da kalmamaktadır; sebze ve meyve üretiminde hem iç piyasayı besleyen hem de ciddi oranda ihracat geliri elde edilen bir merkez konumundadır. Potansiyeline ve millî gelire sağladığı katkıya bakıldığında, ciddi yatırımı hak ettiği ortada olan Antalya Büyükşehir Belediyemizin 2024 yılı bütçesi 16 milyar liradır. Faize harcadığınız para Antalya Büyükşehir Belediyesi bütçesinin 78 katıdır. Yani, siz her yıl Antalya'mız büyüklüğündeki 78 ilin toplam bütçesini faiz mikrobuna kurban ediyorsunuz. Evet, faiz alın terini çürüten bir mikroptur. Faiz haksız kazançtır. Faizin olduğu yerde üretim olmaz. Eğer köleliği reddediyorsanız evvela faizi reddetmelisiniz. Ancak siz faize "nas" dediniz, indirdiniz, şimdi "rasyonel politika" deyip yükseltiyorsunuz, artırıyorsunuz. Sizin gerçeğinizi merak ediyoruz doğrusu. Siz nassa mı riayet ediyorsunuz yoksa reel politikaya mı itibar ediyorsunuz?
Kur korumalı mevduat gibi ucube sistemle yoksul vatandaştan imtiyazlı sınıfa servet transferi yaptınız. Bu ucube sistemi aklamak için açıklamalar yaptınız ve kimi sözüm ona hocalara fetva yayınlattınız. Bunca tahribatın ardından şimdi de bu ucubeden kurtulmaya çalışıyorsunuz. Ülkemizde faize bulaşmayan neredeyse bir kişi dahi bırakmadınız. Bugün baktığımızda çiftçilerimiz borçlu, borca mahkûm hâle gelmiştir. Borçlanmadan üretim yapabilen çiftçi sayımız bir elin parmaklarını geçmiyor. Peki, nereye borçlanıyorlar? Tabii ki bankalara, Tarım Kredi Kooperatiflerine. Tarım Kredide ve bankalarda faiz oranları yüzde 50'yi geçmiş ancak gerçek faiz oranları çiftçilerden dahi gizlenmektedir. Üreticiye üretim yapabilmek için faiz lobilerine hizmet etmeyi temel şart olarak belirlediniz. Bu şartlarda ne üretim gerçekleştirilebilir ne de tarlada üretilen ürünün bereketi olur.
Değerli arkadaşlar, sözlerimi toparlarken bir kere daha ifade etmek isterim ki hazırladığınız bu bütçe borç ve faiz bütçesidir. Faiz ve borç yükünü vatandaşın sırtına yükleyen bu bütçeyi bu şekliyle kabul etmemiz de mümkün değildir. Geliniz, hep birlikte yeni bir bütçe hazırlayalım, hazırlayacağımız yeni bütçede yatırıma, teknoloji, inovasyon ve AR-GE çalışmalarına, çiftçi ve üreticilerimize, maaşlı çalışanlarımıza ayırdığımız miktarları artıralım. Gelin, öyle bir bütçe yapalım ki vatandaşın sırtından kâr devşiren bankaları değil, dar gelirli vatandaşlarımızı sevindirelim. Gelin, öyle bir bütçe yapalım ki bu bütçe milyarlık vergi borçlarını sildiğiniz holdinglere değil, emeklilerimize, asgari ücretlilerimize hizmet eden bir bütçe olsun. Gelin, öyle bir bütçe hazırlayalım ki israf ve yolsuzluğun kökünü kurutalım; ailelerimizi ve gençlerimizi daha fazla destekleyerek bütün dünyayı kıskandıralım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç, Lütfen tamamlayın.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Gelin, öyle bir bütçe hazırlayalım ki en azından bir defa olsun yandaşlarınızı değil, 85 milyon vatandaşımızın tamamının yüzünü güldürelim. Evet, sorumluluğumuz gereği bu hususları hatırlatıyoruz. Hazırladığınız 2024 yılı bütçesine bu şekliyle "hayır" diyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)