GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 9'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:20.12.2023

CHP GRUBU ADINA FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve bizleri izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Bugün yaşadığımız sıkıntıların kökleri bundan on yıl öncesine dayanıyor. Erdoğan'ın "Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağım." dediği 2014'ten bu yana ülkemiz de milletimiz de gün yüzü görmedi. Saray on yılda devlet ve ekonomi yönetiminde kriz üstüne kriz çıkardı. Başbakanken el ele verip adaletin terazisini birlikte bozduğu ortağı 2016 yılında darbeye kalkıştı, milletimiz darbeyi önledi. Erdoğan fırsat bu fırsat dedi, önce OHAL ilan etti, sonra baskın Anayasa değişikliğiyle ucube tek kişilik rejimi millete dayattı. Bugün Erdoğan yine bildiğini okumaya devam ediyor, tarikatların, cemaatlerin devletin kılcal damarlarına girmesine yine göz yumuyor, bakanları bunlarla protokoller yapıyor. Erdoğan otoriterleştikçe, hukuk devletinden uzaklaştıkça milletimizin geliri de güneş görmüş kar gibi eriyor. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

2023'e geldik, kişi başına gelirimiz hâlâ 2013'ün altında. Sarayın kibri yüzünden koskoca bir on yılı kaybettik. Son yıllardaki hormonlu büyüme enflasyonu ve cari açığı azdırdı, milletimizin büyük çoğunluğunu dışladı, orta direği çökertti ama bu kürsüden Cumhur İttifakı sözcüleri bu sağlıksız büyümeyle övünebiliyorlar. UNICEF'in raporuna göre çocuk yoksulluğu sıralamasında Kolombiya'yla birlikte en alttayız, gençlerimiz yurt dışına kaçıyor, bir nesli kaybediyoruz; bunun telafisi yok. Son yıllarda şirket kârları rekorlar kırarken Hükûmetin yanlış politikaları sonucunda emeğin millî gelirden aldığı pay düşüyor. Çalışanların yarıdan fazlası açlık sınırının altındaki asgari ücrete mahkûm. Bu ülkede enflasyon yüzde 60'ın üzerinde, dünya enflasyon liginde 5'inciyiz. Asgari ücret yılda birkaç kez belirleniyor ama yüksek enflasyon nedeniyle en çok iki ay dayanabiliyor, açlık sınırının altına düşüyor. Sonra da Hükûmet "Bu yıldan itibaren asgari ücreti yılda bir kez belirleyeceğim." diyebiliyor. Bu, enflasyonun faturasını çalışana kesmektir.

Değerli milletvekilleri, bu düzende milletimizin cüzdanı boşalırken kara paracıların, faiz lobilerinin, döviz baronlarının, 5'li çetelerin, yandaş müteahhitlerin kasaları doluyor. (CHP sıralarından alkışlar) Hükûmetin varlık barışlarıyla ülkemiz dünyanın kara para yıkama makinesine döndü. Kara paracılar geldi, dürüst yatırımcı bırakın yeni yatırımı, olanı da kapatıp gitti. Hükûmet Türkiye'yi Uganda'yla, Tanzanya'yla, Mozambik'le birlikte Mali Eylem Görev Gücü'nün gri listesine düşürdü. Sayın Şimşek'in gelir gelmez ilk işi "Türkiye'yi bu listeden çıkaracağız." demek olmuştu ama aylar geçti, Türkiye hâlâ para aklayan, terörün finansmanına engel olamayan ülkelerin izlendiği gri listede. Vitrin değişikliğiyle ülkeye akacağı söylenen milyarlarca dolarlık yatırımlar da hâliyle gelmiyor çünkü güven yok. Yatırımcılar Erdoğan'ın vitrine koyduğu Hazine ve Maliye Bakanını daha birkaç yıl önce Halk Bankasını dolandırmakla suçladığını biliyor. 2014'ten bu yana beş yıllığına atadığı Merkez Bankası Başkanlarını laf dinlemedikleri için 6 defa yani ortalama bir buçuk yılda bir değiştirdiğini biliyor. Yine, damadıyla bir olup 2018 seçimlerinde Merkez Bankasının kasasındaki 128 milyar doları bankanın arka kapısından tüm kuralları çiğneyerek buharlaştırdıklarını da anımsıyor. "Faiz sebep, enflasyon sonuç" kerametiyle enflasyonu hortlattığını, paramızı pul ettiğini, son seçim döneminde de döviz kurunu tutmak için Merkez Bankasının kasasından bir 199 milyar dolar daha boşalttığını, dövizler bitince de ekonominin başına "kur korumalı mevduat" denen belayı musallat ettiğini hiç kimse unutmuyor. (CHP sıralarından alkışlar)

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Nebati Bakan nerede, Nebati Bakan!

FAİK ÖZTRAK (Devamla) - Değerli milletvekilleri "Faiz nastır. Nas ortadayken sana, bana ne olur?" diyen Erdoğan, son yirmi bir yılda, faiz lobilerine milletin kesesinden her yıl 27 milyar dolar, her ay 2 milyar 227 milyon dolar, her gün 73 milyon 251 bin dolar, her saat 3 milyon 52 bin dolar faiz ödedi. (CHP sıralarından alkışlar) Erdoğan'ın yirmi bir yılda ödediği toplam 559 milyar dolar faiz, kendisinden önceki hükûmetlerin yirmi sekiz yılda ödediği faizin dolar cinsinden tam 2 katı.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yazıklar olsun!

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Faiz haramdır!

CAVİT ARI (Antalya) - Batırdılar ülkeyi, batırdılar.

FAİK ÖZTRAK (Devamla) - O meşhur şarkıda söylendiği gibi "Herkes biliyor zarların hileli olduğunu/Bu oyunda fakir, fakir kalır; zengin, zenginleşir/Herkes biliyor geminin su aldığını ve kaptanın yalan söylediğini/Herkes biliyor ama herkes cebine konuşuyor." (CHP sıralarından alkışlar) Evet, herkes biliyor işin başında Erdoğan'ın olduğunu ve bir sabah kalktığında tek bir imzayla neler yapabildiğini hatırlıyor. Saray yatırımcıya güven vermiyor, güven olmadıkça da ekonomide istikrarı sağlamanın faturası yükseliyor.

Yeni ekonomi kadrosu işbaşına geldikten sonra faizleri 5'e katladı ama temiz para gelmedi, paramızın değer kaybı durmadı, enflasyon düşmedi, yönetim de patinaja başladı. Şimdi bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Sayın Şimşek çıkıyor, büyükşehirlerde kiraların düştüğünü söylüyor; ertesi gün Merkez Bankası Başkanı Erkan "İstanbul'da kiralar Manhattan'dan daha pahalı. Annemlere yerleşmek zorunda kaldık." diyor.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Yazık, yazık!

FAİK ÖZTRAK (Devamla) - Yine, Bakan çıkıyor "Çekirdek enflasyon düşüyor." diyor, Başkan çıkıyor, fiyatları TÜİK yerine apartman görevlisi Sadık ağabeyine sorduğunu söylüyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekili, bu Hükûmet temmuz ayında kur korumalı mevduatın yükünü bütçeden Merkez Bankasına aktardı, Meclisin denetiminden kaçırdı. Ama ne demişler? Gizlide gebe kalan, aşikâre doğurur.

Merkez Bankasının bu yıl haziran ayında 81 milyar Türk lirası olan kesinleşmemiş zararı kur korumalı mevduatı devraldıktan sonra, 18 Aralık itibarıyla 851 milyar Türk lirasına ulaştı. Bu, şu anda önümüzdeki bütçe açığında görmediğimiz birkaç yüz milyar liranın Merkez Bankasının bilançosunda saklı olduğunu gösteriyor. Kasım ayı itibarıyla ödeyeceği faiz iç borcun anaparasını geçmesine rağmen hazine, açığının çok üstünde borçlanmaya, bütçe açığının çok üzerinde borçlanmaya devam ediliyor. Anlaşılan o ki varsıllara kur korumalı mevduat garantisi için ödenen milyarların yükü yine vergi mükelleflerinin sırtına kalıyor. Esas görevi enflasyonu düşürmek olan Merkez Bankası Başkanı ise bu likidite baskısına rağmen AK PARTİ Genel Başkanına "Bize 3 alan söyleyin, parayı basıp şahlandıralım." diyor. E, nerede kaldı enflasyonla mücadele? Nerede kaldı Merkez Bankasının bağımsızlığı? (CHP sıralarından alkışlar) Tüm bunlar yönetilemeyen, savrulan bir ekonomi manzarasıdır. Böyle giderse Merkez Bankası daha çok faiz artırır, işsizlik ve hayat pahalılığı da her gün biraz daha ağırlaşır.

Değerli milletvekilleri, Erdoğan yönetiminde döviz yükümlülükleri ve kur riskleri olağanüstü boyutlara ulaştı. Dış borç 4'e katlanarak 476 milyar dolara çıktı. Türkiye'nin önümüzdeki bir yıl içinde ödemesi ya da çevirmesi gereken dış borç 220 milyar dolar. Bir de dış borç istatistiklerinde görülmeyen riskler var. Bunların başında son sekiz yılda bütçeden 14 milyar 589 milyon dolar ödediğimiz adrese teslim kamu-özel iş birliği projeleri geliyor. Bu projeler için verilen 153 milyar dolarlık garanti 2045 yılına kadar uzanıyor. Yine maliyeti Merkez Bankası bilançosuna saklı 93 milyar dolar büyüklüğündeki kur korumalı mevduat garantileri var. Bu döviz yükümlülükleri ve kur risklerine karşılık Merkez Bankasının döviz kasası net olarak 53 milyar dolar açık veriyor, cari açık da sürüyor. Bu tablo ekonomide oyun alanını daraltıyor, güven açığını daha da büyütüyor. Yeni ekonomi yönetimi de güven için güçlü çıpa ihtiyacının farkında, IMF'yle çay partilerinde seçimden sonra uygulayacakları programı konuşuyorlar.

Değerli milletvekilleri, herkes klarnet çalmaya çalışabilir ama herkes Şükrü Tunar olamaz. Ekonomi yönetimi zurnayla peşrev çalmaya uğraşıyor, enflasyonun düşmesi için önümüzdeki yıl ortalarına randevu veriyor ama göle su gelene kadar kurbağanın gözü patlayacak, farkında değiller. (CHP sıralarından alkışlar) Oysa, bu krizlerden hızla çıkmak mümkün, 2001'de de uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'yla bunu başarmıştık. Son seçimlerden önce, 2.300'den fazla somut hedef, politika ve proje içeren Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni bunun için hazırlamıştık. İşbaşına gelseydik ülkeye temiz para yağacaktı. Bir kere daha tekrarlıyorum, sorunun sebebi olanlar çözümün adresi olamazlar. (CHP sıralarından alkışlar) Yapılacak ilk iş, önümüzdeki yıl 31 Mart seçimlerinde iktidarı hezimete uğratmak, erken genel seçime zorlamaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öztrak, lütfen sözlerinizi tamamlayın.

FAİK ÖZTRAK (Devamla) - Bu kriz ancak, adaleti ve hukuk devletini yeniden tesis edecek, verimliliği ve üretimi artıracak, büyümenin milletimizin tamamını kucaklamasını sağlayacak ve her alanda sürdürülebilirliği temin edecek bir program uygulayacak yeni ve güvenilir bir yönetimle atlatılabilir. Bunu da yine biz yaparız.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)