GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:39
Tarih:18.12.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Tarım ve Orman Bakanlığı 2024 yılı bütçesi üzerinde grubumuz adına görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Sözlerime başlarken, bu kürsüde hakikati haykırırken ruhunu teslim eden değerli dava kardeşim Hasan Bitmez'e Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum; mekânı cennet, makamı ali olsun; ailesine, sevenlerine ve tüm millî görüş camiasına da sabır ve başsağlığı diliyorum.

Hasan Bitmez kardeşim ömrünü yaşanabilir bir Türkiye ve yeni bir dünyanın kurulması adına millî görüş davamıza vakfetmiştir. Şüphesiz ki Allah'tan geldik ve yine ona döneceğiz, bütün çabamız şerefli bir ölüm içindir. Hasan Bitmez kardeşim son nefesine kadar hakikati haykırmış ve elli dört yıllık hayatı şerefli bir ölümle taçlanmıştır. Ne mutlu ona ki hepimizin imrendiği bir sonla ruhunu teslim etmiştir. Onu ve ifade ettiği hakikatleri hiçbir zaman unutmayacak ve unutturmayacağız. Biliyoruz ki biz sussak da hakikat susmayacak çünkü Allah hakikati ifade etsin diye mutlaka bir kulunu vazifelendirecektir, bundan nasiplenebilenlere ne mutlu. Evet, bizler Hasan Bitmez'in bu kürsüde başta Filistinli çocuklar, kadınlar olmak üzere bütün mazlumların hakkını savunduğuna ve bu uğurda şehit olduğuna inanıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, burada, emeğini namus bilen, alın terini toprağa döken çiftçilerimiz adına söz aldım, olumsuz şartlara rağmen toprağını terk etmeyen, yıllardır tarım ve hayvancılığı bitirme noktasına getiren iktidara rağmen üretmekten vazgeçmeyen çiftçilerimiz adına söz aldım. Nasırlı elleriyle toprağına bağlı üreticilerimiz ülkesine olan sevdası ve aşkıyla her daim azmini ortaya koyarak her türlü takdiri hak etmektedirler.

2024 yılı merkezi yönetim bütçesi gideri 11 trilyon 89 milyar ve bu bütçeden faize ayrılan rakam 1 trilyon 254 milyar liradır. 2024 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi ise 283 milyar 124 milyon lira olarak belirlenmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi içerisinden tarımsal desteklemeye 91 milyar 554 milyon lira ayrılmıştır yani merkezî yönetim bütçesinden Tarım ve Orman Bakanlığının tamamına ayırdığınız pay faize ayırdığınız payın beşte 1'i kadardır; tarımsal desteklemeye ayırdığınız pay ise faize ayırdığınız payın on dörtte 1'i kadardır. Tarım ve hayvancılığın gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2002 yılında yüzde 10,2 iken bu oran 2023'te yüzde 5,5 oranına gerilemiştir. Sayın bakanların bu kürsüde çizdikleri tozpembe tablolara şaşırmamak elde değil oysaki burada gerçek vahim tabloları konuşmuyorlar.

Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki hazırlanan 2024 yılı bütçesinde, tarım ve hayvancılık alanı içerisindeki çiftçilerimiz, veteriner hekimlerimiz ve ziraat mühendislerimiz dâhil sektörün hiçbir bileşeni yok. Son yirmi yıldır yaptığınız bütçeler gibi bu bütçede de tarım ve hayvancılık yok sayılmıştır. Peki, bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmelere baktığımızda tarımı ve hayvancılığı yok sayma lüksümüz var mıdır? Elbette hayır. Ancak sizin tarım ve hayvancılığı yok saymanızın bedelini 85 milyon vatandaşımız ağır bir şekilde ödemektedir.

Gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülkeler arasında Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sıradayız. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve kırmızı ette ithalatçı durumundayız. Mazot, gübre başta olmak üzere girdi kalemlerinin fiyatlarında dünyanın en pahalı ülkesiyiz. 1 litre mazotun yaklaşık 15 lirası vergilerden oluşmaktadır; üreticiden vergi toplama hususunda da bir numarayız. İktidarınız çiftçiye destek olarak ödediği mazotun karşılığını fazlasıyla geri almaktadır. Küçük bir hesaplama yapacak olursak iktidarınızın tarımsal desteklemeleri 2024 yılında 91,5 milyar Türk lirasıdır, bu desteğin içindeki mazot desteğinin karşılığı ise 16,1 milyar TL'dir; mazotun Tüpraş çıkışı 21 lira 36 kuruş, üzerine 15 lira 14 kuruş vergi konulduğunda ve ÖTV, artı KDV'yle pompa satış fiyatı 36-37 lira seviyesine çıkmaktadır. Çiftçimizin bir yılda tarımsal amaçla kullandığı mazot yaklaşık 3 milyar litredir. Çiftçilerimiz bir yıl boyunca kullandıkları sadece mazotta 46 milyar lira vergi ödemektedirler yani çiftçimiz devletten mazot için 16,1 milyar destek alıp mazotu kullanırken de devlete 46 milyar lira vergi ödemektedir. Siz çiftçilerimizi kaşıkla destekliyor, onlardan kürekle vergi olarak geri alıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, malumunuz, bir Tarım Kanunu'muz var. 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi çiftçi desteklerinin hangi miktarda olacağını yasal güvence altına almıştır. Kanuna göre çiftçi destekleri gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamaz. Bu kanunu uygulasanız tarımsal destekleme programlarına bütçeden 410 milyar Türk lirası ayırmanız gerekecekti oysa siz Tarım ve Orman Bakanlığına 283 milyar 124 milyon lira pay ayırdınız. Bu gerçek bile sizin tarıma verdiğiniz önemi gözler önüne sermektedir. Ama iktidarınız boyunca hiçbir zaman bu kanuna riayet edilmedi; çiftçilerimize vermemiz gereken destekleri vermediniz. Bakınız, tablo çok açık: 2024 yılı bütçesinde gayrisafi millî hasılanın sadece yüzde 0,22'sini desteklemeye ayırmışsınız, oranı her yıl düzenli olarak azaltıyorsunuz. Çiftçilerimizin hakkı olan destekleri gasbetmekle kalmıyor, onları ithalat yaparak bezdirmeye çalışıyorsunuz. Sadece bu yılın ilk sekiz ayında 377 bin büyükbaş, 45 bin küçükbaş hayvan, 15 bin ton da kırmızı et ithal ettiniz ve bunlar için 678 milyon dolar ödeme yaptınız. Süt fiyatlarından dolayı üreticilerimiz süt ineklerini kesime göndermek zorunda kalırken siz, Brezilya'nın, Venezuela'nın, Çekya'nın üreticisine para kazandırıyorsunuz.

Hazırladığınız bütçeye bakıyoruz, 2024 yılında kırmızı et üretiminin azalacağını öngörmüş ve programa yazmışsınız yani üretimi artırmak gibi bir niyetiniz ve hedefiniz yok, "İthalata devam edeceğiz." diyorsunuz. Üreticilerimizi köle olarak görüyorsunuz ki, tepeniz atınca hemen ithalatta gümrük vergilerini sıfırlayarak üreticiyi âdeta kırbaçlıyorsunuz. En son, pamukta gümrük vergisini sıfırladınız ve üreticiyi perişan ettiniz. Maliyetler artmış olmasına rağmen üreticinin elindeki pamuk fiyatları geçen yılki fiyatın altında kalmıştır. Narenciye üreticilerimiz ağaçlarını söküyor çünkü maliyetler artmış olmasına rağmen geçen sene bahçede 7 lira olan limon bu sene 2 liraya kadar düşmüştür. Üreticinin üretime devam edebilmesi bu şartlar altında mümkün görünmemektedir. Böyle giderse önümüzdeki sene pazarda portakal ve limon bulabilmek mümkün olamayacaktır.

Değerli arkadaşlar, mevcut iktidarla ilgili bu gerçeği burada ifade etmemiz gerekiyor: Ey iktidar sahipleri, siz Anadolu'muzda üretim yapmaya çalışan Sami amcanın değil, Amerikalı Sam amcanın iktidarısınız. Amerikalı şirketler mahkeme kararlarını yok sayarak ülkemizde faaliyetlerine devam ediyor. Geçenlerde burada gündem olan Amerikalı Cargill şirketi mahkemenin ihlal kararına rağmen nişasta bazlı şeker üretiyor, mısır şurubuyla milletimizi zehirliyor. Siz şeker fabrikalarını satarak bunlara alan açtınız. Bu yetmiyormuş gibi daha rahat faaliyet yürütebilsinler diye kanunları ve mevzuatı değiştirmek için belediyelere de baskı yapıyorsunuz.

Organik şeker üretiminde bir numara iken sizin yanlış politikalarınız sonucunda Rusya'dan şeker ithal etmeye başladık. Bir de "sözleşmeli üretim" diye bir şey çıkardınız. Örneğin, tütün üreticisi üretim yapabilmek için belli bir sözleşmeye bağlı kalmak zorunda. Tütünde kota var ve satışıyla ilgili bir yığın prosedür uyguluyorsunuz ancak Amerikalı Philip Morris şirketi bütün bu zorluklardan muaftır. Amerikalı şirket Kâhta'nın en ücra noktasındaki köyde dahi sigarasını satıyorken Adıyaman'daki tütün üreticimiz kendi mahallesinde tütününü satamıyor. İşte tam bu yüzden "Siz Amerikalı Sam amcanın iktidarsınız." diyoruz.

On yıl önce "Sudan'da tarım yapacağız." dediniz ve şirket kurup oradan araziler kiraladınız. "Bizim topraklarımız ne güne duruyor?" diye sorduğumuzda "Bu bir vizyon meselesi." diye cevap verdiniz. Geldiğimiz noktada 1 Aralık tarihli Resmî Gazete'de ilan edilen Cumhurbaşkanı Kararı'yla Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi kapatıldı; bir çöp dahi üretmeden Sudan'daki macerayı sonlandırdınız. Kendi topraklarımızda kendi üreticilerimiz ekip biçemezken siz yurt dışında macera aradınız. Şimdi, oyuncağından sıkılan bir çocuk misali şirketi kapattınız. Peki, bu beceriksizliğin son on yılda sebep olduğu kamu zararı ne olacak? Bu milletin parası bu süreçte kimlere aktarıldı? Kendi üreticimiz kan ağlarken siz nasıl oluyor da böylesine sorumsuzca davranabiliyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, gıda arz güvenliği meselesi önemlidir ancak tarımı ve hayvancılığı önemsemeyen bir anlayışın gıda arz güvenliğini önemsemesini beklemek de yersiz olacaktır. Bu konuda çok büyük tehlike altındayız. Yaşadığımız bir örnek, olayın vahametini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Toprak Mahsulleri Ofisinin Çumra'daki deposundan 7.500 ton yani 300 kamyon hububat çalınmıştır. Böyle bir miktarın çalınması nasıl mümkün olabiliyor? Diğer depolarımızdaki güvenliği nasıl sağlıyorsunuz? Bu konuda cevapsız bırakılan soru önergemizi de buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Bir diğer önemli husus ormanlarımız. Orman varlığımız hızla azalıyor. Gerek yangınlar gerekse de yanlış imar uygulamalarıyla her yıl yüz binlerce hektar ormanımızı kaybediyoruz. Ne yazık ki oluşumu için en az elli yıl gereken ormanlık alanlarımız talan edilirken yerine ağaçlandırılmış bölgeleri ormanlık alan sayarak grafiklere bunları yazıyorsunuz. Ancak daha birkaç gün önce Resmî Gazete'de yayımlanan bir kararnameyle, Cumhurbaşkanı, Antalya, Balıkesir, İstanbul, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Mersin, Sivas, Trabzon ve Yozgat illerimizde koordinatlar vererek belirlenen ormanlık alanların ormanlık alan dışına çıkarılması yönünde bir karar vermiştir. Acaba neden böyle bir karara ihtiyaç duyuldu? Sanki bu zamana kadar yeterince yağmalanmamış gibi, ormanlık alanlarımızı koordinatlar vererek yağma ve talana açık hâle getiriyorsunuz. Şu ana kadar yaptıklarınız, bundan sonra da yapacaklarınızın teminatıdır. Bu alanların talan edileceğini Kaz Dağları'ndan, Şahin Dağları'ndan, Ünye'den ve Akbelen Ormanları'ndan biliyoruz. Orman alanlarımız 85 milyon vatandaşımızın ortak zenginliğidir. Bu zenginliği korumak sizin görevinizdir ancak siz bu millete değil, rant odaklarına hizmet ediyorsunuz.

Acilen tarım politikalarında ve ekonomik yönetimde köklü değişiklikler yapılmalı, çiftçilerin mali yükünü hafifletecek ve tarım sektörünün sürdürülebilirliğini destekleyecek önlemler alınmalıdır. Bu bağlamda sigortalama ve tarımsal desteklerde pek çok çiftçimizi dışarıda bırakan Çiftçi Kayıt Sistemi yerine tarla tapularını ve kira kontratını esas alan geniş kapsamlı tarımsal üretim kayıt sistemini hayata geçirin. Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesinde öngörülen ancak bugüne kadar hiç uyulmayan tarımsal destekleme programlarına bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamayacağı hükmünü uygulayın. Tarım, su ürünleri ve ormancılıkta kullanılan üretim araçları ve makineler için mazotta ÖTV yükünü kaldırın. Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulayın. Mazot, gübre, yem ve tohum gibi girdi desteklerini çiftçi tarlasını sürmeden, süt sağılmadan, besi hayvanı kesime gitmeden önce verin. Diğer destek ödemelerini ise üretim sonrasındaki doksan gün içinde ödeyin. Tarımda çalışan kadın ve 30 yaş altındaki gençlere sosyal güvenlik primi desteği sağlayın. Tohum gen bankalarını geliştirin, ata ve yerel tohumların korunmasını ve kullanımını sağlayın. Çiftçilerimizin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredinin faizini silip yeniden yapılandırın. Çiftçilerimizin traktör, biçerdöver, tarım makineleri gibi tarımsal üretim araçlarının ve canlı hayvanlarının haczedilmesini önleyin. Yayla potansiyellerinin en üst düzeyde kullanılmasını sağlayacak çalışmalar yapın. Yaylaların ulaşım, elektrik, barınma gibi altyapı ve güvenlik ihtiyaçlarını çevreyi bozmadan karşılayın. Köy topraklarının Millî Emlak, TOKİ gibi kuruluşlara devredilerek satılığa çıkarılması asla kabul edilemez. Köylünün toprağını koruyacak tedbirler alın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Ayrıcalıkta standardizasyonu sağlamak için kovan standardizasyonu, bal çeşitlerinin belirlenmesi, kalıntı izleme projelerini uygulamaya koyun. Bal sektörüne kalite kriterleri getirip taklit ve tağşiş ürünlerde gerekli denetimleri yapın. Arıcılık sektörüne eğitim ve kalite konularında destek hizmetleri verin. Arıcılara konaklama, yol yardımı ve sigortaları, enerji, elektrik, konaklama yerleri, şeker ihtiyaçları, ekipman ihtiyaçları gibi konularda destek sağlayın. Mevcut işletmelerin kapasite geliştirme veya yenileme işlerine destek verin ve daha buna benzer, değerli arkadaşlar, nice önerilerimiz var. İnşallah bu önerilerin hayata geçirilmesini canıgönülden arzu ediyoruz Saadet Partisi Grubu olarak.

Sözlerimi burada tamamlarken aziz milletimizi, Genel Kurulu saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Allah'a emanet olun. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)