GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:31
Tarih:07.12.2023

BİLAL BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Daha birkaç gün önce 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nü geride bıraktık. Kadınların toplumun her alanında eşit, adil ve daha etkin rol almaları için atılması gereken adımları konuşmamız gereken bugünlerde, maalesef, Gazze'ye yönelik saldırılarda her iki saatte 7 kadın, her bir saatte ise 2 anne öldürülüyor. Son verilere göre, 7 Ekimden bu yana gerçekleşen saldırılarda ölenlerin sayısının 16 bini geçtiğini belirtmek istiyorum; bu sayının 10 bin kadarını ise kadın ve çocukların oluşturduğunun da altını çiziyorum. Özellikle Batı'da çok kullanılan ve Filistin'in durumunu özetleyen bir söz vardır "Mutlu insanların tarihi olmaz." diye. O zaman, günümüzde bütün dünyanın dikkatle izlediği ve kayıt altına aldığı Filistin'deki acılar göz önünde bulundurulduğunda, Filistinliler dolu tarihlerini bir lütuf olarak mı görmeli, yoksa yaşadıkları hüzün ve kederin çözümüne mi odaklanmalı? Bugün Filistinli olmak maalesef kendi vatanında özgürce yaşamaktan mahrum olmaktır; bugün Filistinli olmak maalesef yıllardan beri yerinden yurdundan edilerek yoksulluk ve hüzün içerisinde kaybolmaktır; bugün Filistinli olmak mülküne, tarlana, arazine el konularak yaşadığın evi terk etmek zorunda kalmaktır; bugün Filistinli olmak diğer ülke vatandaşlarının aksine, kimlik kartının bile itibarsız ve karşılıksız olması demektir; bugün Filistinli olmak doğumdan ölüme kadar bombaların, barut kokularının içinde nefes almaya çalışmak, uluslararası kanun ve kuralların hiçe sayıldığı bir ortamda büyük-küçük, kadın-erkek ayırımı gözetilmeksizin suçlu gösterilmek demektir. Bu koşullarda sormak istiyorum: Acaba, bugün Filistinli olmak başka bir tanrının evladı mı olmaktır? Ünlü filozof, tarihçi ve akademisyen Noam Chomsky işgal altındaki Filistinlilere fiilen iki seçenek sunulduğunun altını çizmektedir ve der ki: "Ya İsrail'in açık hapishanesinde, kötü iş koşullarında, refahtan uzak bir hayat sürdürmeyi kabul edeceklerdi ya da direnme riskini göze alıp yaşanabilir bir hayat kuracaklardı."

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Filistin halkının şu an tarihsel topraklarının sadece yüzde 22'sine talip olduklarını hatırlatmamız lazım. Ayrıca, değerli dostum, Filistinli Diplomat Afif Safieh'in belirttiği gibi, Filistinliler uzlaşmacı tutumlarıyla olunmaması gerekecek kadar makul oldular. Çözüm ancak barış ve uzlaşmayla olabilir ama öncelikle bu konu hakkında doğru analiz yapabilecek özgür ortamın oluşturulması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. "Demokrasi ve özgürlüklerin beşiği" olarak tanımlanan Amerika Birleşik Devletleri'nde yanlı İsrail politikalarını eleştiren ve şiddetin sonlanması çağrısında bulunan Harvard Üniversitesindeki öğrenciler ve öğrenci grupları, çeşitli lobiler ve siyasi guruplar tarafından baskı altına alınmış, bazı firmalar tarafından da iş alımına sokulmamak üzere kara listelere eklenmiştir. Ayrıca, 5 Aralık tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi, siyonizm karşıtlığının Yahudi karşıtlığı olduğunu içeren teklifi kabul etmiştir. İsrail'in Birleşmiş Milletler kararlarına göre işgalci olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu çok tehlikeli bir düşüncedir. Orta Doğu'da barış ve huzur istemek Yahudi düşmanlığı olarak değerlendirilemez. İsrail ve Filistin meselesi ancak ve ancak ifade özgürlüğünün sunabileceği siyasi diyalog ve uzlaşmayla çözülebilir.

Bu durumu bir kez daha bu kürsüden dile getiriyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)