GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:23.11.2023

HEDEP GRUBU ADINA HALİDE TÜRKOĞLU (Diyarbakır) - Değerli milletvekilleri, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin önerge üzerinde grubum adına söz aldım. Bu vesileyle başta kadınlar olmak üzere tüm halklarımızı selamlıyorum.

Kadına yönelik şiddet bu ülkenin kanayan yarasıdır; bu şiddete karşı yeterli tedbirleri almayan, cezasızlık politikalarıyla bu şiddeti besleyen iktidarın ise utancıdır. Günlerdir Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, Genel Kurul kürsüsünde bizler kadınların yaşadıkları sorunları somut örneklerle, verilerle açıklamaya çalışıyoruz, buna dair alınması gereken önlemleri, hayata geçirilmesi gereken politikaları aktarıyoruz, kadınların yaşamlarını korumada İstanbul Sözleşmesi'nin öneminden bahsediyoruz, "Nafaka hakkı kadınların kazanılmış hakkıdır, bunun korunması gerekir." diyoruz, kadın kazanımlarının kayyumlar eliyle nasıl gasbedildiğini, çok dilli Alo Şiddet hattından kadın sığınaklarına, kadın merkezlerinin nasıl kapatıldığını, bunun kadınların yaşamında yarattığı tahribatları bıkmadan, usanmadan aktarıyoruz. Yine bıkmadan, usanmadan, utanmadan bu politikalarda ısrar eden bir iktidar gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Dün Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesinde bu utanmazlığa hep birlikte şahit olduk. Sunulan faaliyetlerden stratejik planlamalara, performans değerlendirmelerine kadar neresinden tutarsanız tutun elinizde kalacak tam bir skandal bütçe teklifiyle bir kez daha karşılaştık.

Değerli milletvekilleri, ısrarla kadınlara yönelik şiddetin geldiği boyutu görmeyen bu iktidarın politikalarıyla kadın cinayetlerini nasıl meşrulaştırdığını teşhir etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu iktidarın kadınlara yönelik görev ve sorumluluklarını hatırlatmaktan, yürütülen politikaların yetersizliklerini anlatmaktan ve buna karşı mücadele yürütmekten vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bizler şunu çok iyi biliyoruz ki bu politikalar son bulmadan kadına yönelik şiddet de son bulmayacak. Günlerdir söylüyoruz, ben burada ısrarla, inatla bir kez daha belirteyim: Önergemizde yer aldığı gibi 2023 yılının son on ayında 350 kadın erkekler tarafından katledildi. Sadece ekim ayında 19 kadın erkekler tarafından katledildi. 18 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. 13 Kasımda Diyarbakır'da 3 çocuk annesi Aysel Kaya evinde tüfekle vurulmuş hâlde bulundu. 14 Kasımda Kayseri'de Hasibe Soykuk evinde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce katledildi. 17 Kasımda İzmir Bayraklı'da Erdoğan Dıvrak, evli olduğu Çiğdem Dıvrak'ı katletti. Daha dün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesi görüşüldüğü saatlerde 3 kadın, 3 yaşam yok edildi. Dün İstanbul'un Sultangazi ilçesinde katledilen Şadumane Temuçin ve kızı Aleyna Dayıoğlu'nun ve yine Mardin'de katledilen Gülcan Yeşilmen'in vebali bu yaşamların korunması için yeterli politika üretmeyen iktidarın boynundadır. İşte, bu ülkenin kadına yönelik şiddetle mücadelede bir günlük şiddet haritası sizin bu konudaki samimiyetsizliğinizin de göstergesidir. Bizlerin ise mücadelemizin ne kadar haklı olduğunun bir kez daha kanıtıdır. Kadın cinayetleri politiktir ve yine şüpheli ölüm değil, cezasız bırakılan kadın cinayetleri vardır.

Değerli arkadaşlar, bizler alanlarda, meydanlarda, sokaklarda, Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, Meclis Genel Kurulunda, bulunduğumuz her yerde bu iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele gibi bir derdinin olmadığını defalarca kez söyledik. Bu iktidarın derdi, kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadınlara işkence etmektir, kadınları baskı, gözaltı ve işkencelerle sindirmektir. Çok değil arkadaşlar, dün sabah bunu bir kez daha yaşadık. Seçim bölgem olan Diyarbakır'da şafak operasyonuyla 2 kadın arkadaşımızın evleri basıldı. Beycan Taşkıran ve Satiye Ok hâlâ gözaltında ve gerekçesi ne biliyor musunuz? 25 Kasımda eylem yapacaklarına dönük ihbar varmış. İşte, sizin kadına yönelik şiddetle mücadelenizin samimiyetsizliğinin resmidir bu, karşılığıdır bu. Her 8 Martta ve her 25 Kasım öncesi kadınlara yönelik gözaltı operasyonları gerçekleştirmek bu iktidarın kadınlara yönelik korkusunun da göstergesidir. 25 Kasım etkinliklerini suç olarak, ihbar olarak değerlendirmek sizin haddinize değildir. Kadın özgürlük mücadelesini kriminalize ederek bu mücadeleyi sindiremezsiniz.

Ben de bu kürsüden bir ihbarda bulunuyorum, kendimizi ihbar ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

HALİDE TÜRKOĞLU (Devamla) - 25 Kasımda Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası kapsamında her yerde olacağız, erkek egemenliğine karşı kadın özgürlük mücadelemizi büyüteceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede isyanımızı, öfkemizi büyüterek, örgütleyerek, birleştirerek gündüz meydanlarda, gece yürüyüşlerde "Vazgeçmiyoruz, her yerdeyiz." diyeceğiz. Haklıyız çünkü eşitlik haktır, eşitliğin olmadığı yerde şiddet vardır; haklıyız çünkü biz hem erkeklerden hem de devletten alacaklıyız. Bizden çaldıklarınızı mücadelemizle geri alacağız. Bu önergemizi de kabul ettiğinizde ne demek istediğimizi anlayacak ve tüm kamuoyu bu gerçekleri öğrenmiş olacaktır. "Şiddet nedir, kimden gelir?"i, faillerin suç ortaklarının kimler olduğunu anlayacaksınız, böylece, mücadele etmekte de bir adım atmış olacaksınız deyip teşekkür ediyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)