| Konu: | 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne, Merkez Bankasının politika faizini artırmasına ve Cumhurbaşkanının faizle ilgili açıklamalarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 23.11.2023 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yarın, fedakâr, cefakâr ve emekçi öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü. Öğretmenlerimizin yaşadığı çok sıkıntılı sorunların farkındayız. Bu hususla ilgili bugün genel görüşme talebimiz var -bir önergemiz var genel görüşmeyle ilgili- orada hatiplerimiz bu konuda detaylı görüşlerimizi ifade etmiş olacaklar.
Bugün Merkez Bankası politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 40'a çıkardı. Doğrusu biz utandık ama mahcup olması gerekenler mahcup mu, inanın artık tahmin edemiyoruz çünkü sürekli zikzak çizen bir icraat süreci için artık düz çizginin bir anlamı kalmadığını düşünüyoruz. Mart 2021'de "Türk tipi ekonomi" diyerek ülkenin ekonomik bağımsızlığı için bir mücadele başlatan ve bu uğurda da "faiz sebep, enflasyon sonuç" diyerek faizleri yüzde 8,5'a, Tüketici Fiyat Endeksi'ni yüzde 80'e, Üretici Fiyat Endeksi'ni ise yüzde 138'e çıkaran bir iktidarla karşı karşıyayız ve bu iktidar, seçimlerinden önce de faizleri yükseltmeyeceğine dair yüksek sesle bu millete söz verdi. Dolayısıyla bizim bu sözü sorgulama hakkımız, bu vaadi veren iktidarın ise bugün geldiğimiz yüzde 40'ı izah etme gibi bir mecburiyeti söz konusudur.
Siyasette dik duruş önemlidir. Az evvel değerli milletvekillerimizden birisi "Söz değil, taş üstüne taş koyduk." dedi. Şimdi söz mü yoksa taş üstüne taş mı, gelin Sayın Cumhurbaşkanımızın bir konuşmasını tahlil ederek hep beraber değerlendirelim. Sayın Cumhurbaşkanı "Türk tipi bir ekonomik modele geçerken benden faizleri yükseltmeyi beklemeyin, bir Müslüman olarak nas neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğiz, hüküm bu." dedi. Biz de buradan haklı bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımıza -madem o bu konuyu gündeme getirdi- sormak istiyoruz: Nas değişti mi, bu konudaki hüküm değişti mi? Yüzde 8,5'a kadar düşürdüğünüz faizi bugün yüzde 40'a çıkarıyorsunuz. Türkiye'ye özgü yeni bir ekonomi modeli inşa ettiğini, ülkenin ekonomik bağımsızlığı için çalıştıklarını söylüyorlar. Peki, Türk tipi ekonomi modelinden vaz mı geçtiler? Ülkenin ekonomik bağımsızlığı için çalışmaktan vaz mı geçtiler? Bu konunun da izaha muhtaç olduğunu düşünüyoruz.
Yine aynı konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki: "Küresel ekonomik sömürü düzeninin kalbinde ne var? Faiz var. Faiz düzeni zulüm düzenidir. Faiz zengini daha zengin, fakiri de daha fakir yapar, biz bu düzene savaş açtık." Peki, yüzde 8,5'tan yüzde 40'a faizleri çıkararak bu zulüm düzeninin bir parçası mı olmaya karar verdiniz Sayın Cumhurbaşkanımız? Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan faizle siz de zenginleri daha zengin, fakiri daha fakir yapmaya mı karar verdiniz? Bu sözler sizlere ait. "On dokuz yıldır bunlarla savaş hâlindeyim. Bu can bu tende olduğu sürece faizcilere hiçbir zaman yürü demem." dediniz. Bu can bu tende duruyor ama mahkûm musunuz, onlara esir mi oldunuz da yüzde 8,5'tan yüzde 40'a bu faizleri çıkarıyorsunuz? Çünkü bu can bu tende duruyor ve siz bunları yapıyorsanız başka mecburiyetleriniz vardır, bunun hesabını da bu millete vermek gibi bir mecburiyetiniz var. "Faizcilerin ne yanında ne de arkasında yer alamam." diyorsunuz, anladığımız kadarıyla faizcilerin önüne düştünüz ve onlar da son sürat sizin peşinizden koşmaya devam ediyor. Faizleri yüzde 40'a çıkardınız çünkü diyorsunuz ki: "Bizim inandığımız bu noktada, değerler silsilesi içerisinde faizin yeri yok." Değerleriniz mi değişti, ne oldu da faizi tekrar yüzde 8,5'tan yüzde 40'a çıkardınız? İnşallah... Hep söylüyorum; faiz sebep, enflasyon neticedir. Eğer böyleyse faizleri artırarak enflasyonu daha da artırmaya mı karar verdiniz? Sayın Cumhurbaşkanının izlediği yeni model, Türk tipi ekonomik modelden vazgeçip yeniden herhâlde farklı bir ekonomik modele doğru geçişi ifade ediyor. Belli ki takip ettiğiniz paradigma itibarıyla enflasyonun üzerine çıkan bir faiz yapacaksınız. Enflasyonun sene sonu hedefi yüzde 70, faizler şu an 40. "Nas" diyordunuz? Bence artık nas düzeninden de vazgeçin de yüzde 40'ı "5" "5" artırmayın, birden yüzde 70'e çıkarın, bu millet de rahat etsin, siz de her ay mahcup olmaktansa bir kere de mahcup olun; bu sözlerinizi her ay biz sizin yüzünüze çarpmak mecburiyetinde kalmayalım. Dolayısıyla bir siyasi iktidar tutarlı davranmalı, politika değişikliklerini de millete net bir şekilde izah etmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, buyurun.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Kendi taraftarları, kendisine destek verenler bu sözlerini sorgulama ihtiyacı hissetmeyebilirler ama millet yüzde 48'le bize muhalefet görevi verdi; bu da kutsal bir görevdir. Bizim görevimiz, bu iktidarın seçim döneminde bu millete vadettiklerinin, vaatlerinin takipçisi olmak. Eğer "Bu can bu tende kaldığı müddetçe faizle mücadele ediyorum." diyorsanız bugün geldiğiniz noktayı ifade etmek zorundasınız. Faizle mücadelenizi nassa dayandırıyorsanız bugün gelinen konuda faizin nas karşısındaki yerini ortaya koymak zorundasınız. Bu sebeple tıpkı "Türk tipi ekonomi" diyerek bugün bir ekonomik çöküşe götürdüğünüz gibi "Türk tipi başkanlık sistemi" diyerek de Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminden de çok kısa vadede rücu edeceklerinden en ufak bir şüphem yok. Çünkü bu gömlek Sayın Erdoğan'a ve ortaklarına göre dikildi; bu gömleğin başka bir başkan üzerinde hayatını devam ettirme imkânı yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu duygularla fazla zaman almadan Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.