GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:23
Tarih:21.11.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, sizlerle Meclis Genel Kurulunda, ülkemizin ekonomik yapılanmasında önemli bir yere sahip olan ve son dönemlerde sıkça gündeme gelen Kamu Garanti Fonu ve bu Fon vesilesiyle de kamu bankalarından kullanılan kredilerdeki usulsüzlüklerle ilgili kamuoyu vicdanını yansıtmak üzere bir Meclis araştırması açılması için konuşmak üzere söz almış bulunuyorum.

Kamu Garanti Fonu, temelde kamu kaynaklarını kullanarak özel sektörün yatırımlarına finansman desteği sağlayan bir mekanizmadır. Bu Fonun özellikle büyük ölçekli projelerde özel sektörün finansal yüklerini devralarak yatırımların gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynaması beklenirken maalesef son yıllarda kamuoyuna yansıyan bilgilerle KGF'nin kefil olmak suretiyle kredi desteği sağladığı firma sahiplerinin çetelerle, mafyalarla ve yandaş kişi ve şirketlerle olan bağlantıları gün yüzüne çıkmıştır.

Kamu Garanti Fonunun ortaklık yapısında kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan bir mekanizma vardır. Fon yönetiminin hem kamunun hem de özel sektörün ihtiyaç ve beklentilerini dengeli bir şekilde temsil etmeyi amaçlaması gerekirken maalesef tam aksine bir anlayış sergilenmektedir. Özellikle son günlerde sıkça kamuoyunun gündemine gelen bazı çete liderleriyle ilgili soruşturmalar ve iktidar yanlısı firmaların KGF'den rahatlıkla kredi desteği alırken çok önemli yatırımların ise, büyük şirketlerin yatırımlarının ise maalesef bu destekten yeterince pay alamadığı bir gerçek olarak ortadadır.

Yine, suç örgütü liderliğiyle ilgili hakkında bir soruşturma yürütülen bir şahsın kefaletiyle 700 milyon TL'nin -700 milyon TL- bir kamu bankası aracılığıyla ilgili şahsa verilmiş olması bu konudaki rahatsızlığın geldiği son boyuttur.

Yine, gerek Vakıfbank gerek Ziraat Bankası gerek Halkbankın kuruluş sebepleri ilgili kanunlarda bellidir. Vakıfbank -1954 yılında kurulurken- vakıf kaynaklarını ekonomik kalkınmanın ihtiyaçları doğrultusunda en iyi biçimde değerlendirmek amacıyla kurulan bir banka olarak değerlendirilmektedir. Vakıf malına bırakın dokunmayı, yanından bile geçmeyi büyük bir manevi sorumluluk olarak gören bir medeniyet geleneğinden gelen arkadaşlarız hep beraber. Dolayısıyla Vakıfbank kaynaklarının belli kişilere peşkeş çekilmesinin en az bizler kadar sizlerin de vicdanını rahatsız ettiğinden en ufak bir şüphem yok. Dolayısıyla hep beraber bunları ortaya çıkarmak gibi bir mecburiyetimiz var. Ziraat Bankası, çiftçilerimize kolaylık sağlamak ve tarımın gelişmesine yardımcı olmak amacıyla kurulan bir bankamızdır, Halkbank ise 1938 yılında esnaf ve sanatkârları desteklemek ve kalıcı ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla kurulmuştur. Yani bu bankalar "Bir medya şirketini 2007 yılında 750 milyar TL fonlayarak bir kişiden başka bir yandaş kişiye geçirin." diye kurulmadı.

Yine, bu Ziraat Bankası "Çiftçilere destek olun." derken "Bu çiftçiler medya şirketlerinde ekip biçsinler." diye bu bankalar kurulmadı. Yazıktır, günahtır! Çiftçilere destek vermek için kurulan bir bankadan siz 1 milyar dolara yakın bir parayı bir şirkete, size muhalif olduğunu düşündüğünüz bir medya şirketinin el değiştirmesi için kullanıyorsanız bunun vebalinin altından hiçbirimiz kalkamayız.

Bakın, 1 milyar dolar yaklaşık 30 milyar TL gibi bir rakam yapıyor ki sizin bu yıl bütçeye tarımı desteklemek için koyduğunuz rakam, zannedersem, 92 milyar civarında bir rakamdı, dolayısıyla bunları hep beraber dikkatle ortaya çıkarmak zorundayız. Hâlâ bu 2007'deki medya şirketinin ve 2018'deki medya şirketinin bu kredi borçlarını geriye ödeyip ödemediğini, hangi şartlarla aldığını, maalesef, bilmiyoruz çünkü sorduğumuz zaman "ticari sır" deniliyor. Sorsan sanki babasının cebindeki parayı veriyor da "ticari sır" diye saklamaya çalışıyor, bu milletin kör kuruşunu "ticari sır" olarak saklama hakkınız yok. Yetimin, fakirin gurebanın hakkı gün gelir sizin yakanıza yapışır; onun için, hiç kimseyi zan altında bırakmak istemiyorsak bu iddiaları ortaya çıkaralım ki bu kurumlardan gerçekten ihtiyacı sebebiyle kredi kullananlar da zan altında kalmasın.

Yine, bu bankaları yapılandırırken atadığınız Yönetim Kurulu üyelerine gelelim: Vakıfbank; Cemil Ragıp Ertem, Cumhurbaşkanı Ekonomik Politikalar Kurulu üyesi; Abdülkadir Aksu, uzun dönem milletvekilliği yapmış, bakanlık yapmış, AK PARTİ'de önemli görevler yapmış bir isim, emekliliği döneminde Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor; Haydar Kemal Kurt, Isparta Milletvekiliniz; Sadık Yakut, uzun dönem milletvekiliniz, Meclis Başkan Vekiliniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Sanki ülkede insan kaynağı kıtlığı varmış gibi millî güreşçimiz Hamza Yerlikaya'yı da Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi olarak atadınız ya daha size ne diyeyim, bilemiyorum.

Yine, gelelim, Halkbanka. Mevlüt Uysal, 2 dönem Başakşehir Belediye Başkanı olarak tayin edildi, 2017'de siyasi kayyum olarak Kadir Topbaş istifa ettirilerek yerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterildi, Büyükçekmece Belediye seçimini kaybedince de işsiz kalmasın diye Halkbanka Yönetim Kurulu üyesi olarak atadınız; Ebubekir Şahin, herhâlde RTÜK'te kendisinden beklediğiniz bazı kararlar var ki bu kararları rahat verebilsin diye, ekonomisini güvenceye almak için Halkbanka Yönetim Kurulu üyesi olarak atadınız; Veysi Kaynak, Milletvekili, Başbakan Yardımcısı, Adalet Bakan Yardımcısı; Fatih Aydoğan, Zeytinburnu Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi üyesi; Serruh Kaleli, Anayasa Mahkemesi üyesi, hangi sebeple atadınız, o da malum; Fazlı Kılıç, Kâğıthane Belediye Başkanlığı yapmış, İl Genel Meclis üyeliği yapmış, seçimi kaybedince de işsiz kalmasın diye onu da atadınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Gelin, bütün bu hususları hep beraber araştıralım. Emin olun, bunun sizlerin de vicdanını rahatsız ettiğinden en ufak şüphem yok.

Bu şekilde kamu kaynaklarını usulsüz kullanan insanların araştırılmasının önünde engel biz olmayalım diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)